ANKARA - ÖHD Ankara Şubesi Eşbaşkanı Çiğdem Kozan, AİHM kararlarının ilk uygulanmamaya başlandığı yerin İmralı Cezaevi olduğunu belirterek, "Hep birlikte ses çıkartmamız gerekiyor" dedi.
"Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa demokratik çözüm” kampanyası kapsamında cezaevlerinde 27 Kasım’da başlayan açlık grevi 4 Nisan itibariyle mahkemeleri boykot etme, aile ve avukat görüşmelerine çıkmama şeklinde devam ediyor. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi Eşbaşkanı Çiğdem Kozan, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecridin yanı, sıra tutsakların eylemlerine dair değerlendirmelerde bulundu.
Kozan, avukatların 5 yıla yakındır giremediği tek cezaevinin İmralı Cezaevi olduğunu vurguladı. Kozan, “Bırakın Türkiye’yi dünyada böyle bir hapishane yok. Bunun tek örneği İmralı Ada Hapishanesi’dir. Sayın Öcalan ve beraberindeki tutsaklar 5 senedir hiçbir avukat görüşü yapamıyor. Tutsaklar, buna karşı sessiz kalınmaması gerektiğini ifade ediyor” dedi.
Cezaevlerinin neredeyse tamamında eylemlerin devam ettiğini söyleyen Kozan, tutsaklar ile yaptıkları görüşmelerden aldığı aktarımları paylaşarak, “Tutsaklar İmralı’da yaşananın hukuksuzluğu aştığını, mutlak tecrit halinin söz konusu olduğunu söylüyor” diye belirtti.
Av. Çiğdem Kozan
ÇÖZÜM İMRALI'DA
Tutsakların, Kürt sorununun demokratik yoldan çözümünün İmralı’dan geçtiğine ve muhatabın PKK Lideri Abdullah Öcalan olduğuna vurgu yaptıklarını aktaran Kozan, İmralı’da diyalog süreci olarak tanımlanan dönemde toplumun nefes aldığını hatırlattı.
TUTSAKLARA BASKI
Kampanya kapsamında eylem yapan tutsaklara disiplin soruşturmaları açıldığını söyleyen Kozan, “Tutsakların her bir ifade özgürlüğü, bir cezaya söz konusu ediliyor. Bu son süreçte bize gelen başvurular ve yine yaptığımız ziyaretlerde ve cezaevi idareleriyle yapılan görüşmelerden yola çıkarsak; açlık grevleri eyleminin akabinde telefon, mahkeme ve görüşlere çıkmama eylemlerine katılan tutsaklar ciddi bir biçimde disiplin cezalarına maruz kalmak zorunda bırakılıyor. Yoğun bir disiplin soruşturması açma süreci var” diye belirtti.
TUTSAKLARA TECRİT
Bazı cezaevlerinde tutsakların hücre cezası almamalarına rağmen hücreye konuldukları yönünde bilgi aldıklarını da aktaran Kozan, “Yani bir tutsak eyleme girdiği gibi hiçbir hücre cezası almadığı halde kendi koğuşundan alınıp bir hücreye konuluyor. Bunun yanında bu sebeplerden verilen hücre cezaları da var. Ki üç hücre cezası demek bir tutsağın infazının ve şartlı tahliyesinin direk yanması demektir. Bu da İdari Gözlem Kurulunun verdiği infaz ertelemelerine dahi gerek kalmaksızın verilen hücre cezalarıyla da tutsakların tahliyelerinin önü kapatılıyor” dedi.
UMUT HAKKI
Kozan, tutsakların en net talebinin PKK Lideri Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması olduğunu da kaydederek şöyle devam etti: “AİHM 2014’te verdiği kararıyla aslında şunu söyledi; ‘Bir kişiye ağırlaştırılmış müebbet ile birlikte onun infazını ömür boyu hapis şeklinde uygulayamazsın. Herkesin şartlı tahliye hakkı vardır ve bir gün hapishaneden çıkacağını bilme hakkı yani ‘Umut Hakkı’ vardır’ dedi. AİHM, Sayın Öcalan ile getirilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının ömür boyu infazının işkence yasağına aykırı olduğunu söyledi ve direk ihlal kararı verdi.”
AİHM KARARI İLK İMRALI’DA ÇİĞNENDİ
İmralı’da başlayan sürecin AİHM kararlarının uygulanmaması açısından bir başlangıç olduğuna işaret eden Kozan, “Tabi bizim şunu görmemiz gerekiyor; Tecrit, İmralı’daki tecrit ve hukuk tanımazlık tüm cezaevlerine ve topluma sirayet ediyor. AİHM kararının uygulanmayışı daha sonrasında ve bugün çokça kamuoyunun gündeminde olan alınan AİHM kararların uygulanmaması ile sonuçlandı. Osman Kavala hakkındaki AİHM kararı yine Demirtaş ve Yüksekdağ hakkında verilen AİHM kararları uygulanmadı. Çünkü Sayın Öcalan ile ilgili AİHM kararına ses çıkarılmaması aslında bunun başka kişilere de uygulanabileceği algısı yarattı. Bununla da kalmadı AİHM kararlarını uygulamadığı gibi Anayasa Mahkemesi (AYM) karalarını da uygulamamaya başladı. AYM’nin Can Atalay kararını örnek verebiliriz. Atalay için verilen kararı yerel mahkeme uygulanmadı. Bunların tamamı aslında Sayın Öcalan hakkında uygulanmayan AİHM kararıyla başladı ve hukuk herkese lazım diye de defaten herkes söylüyor. Bugün toplumsal muhalefet, Demirtaş, Kavala ve Atalay kararlarına nasıl ses çıkarıyorsa aynı şekilde Sayın Öcalan için de ses çıkarması gerekir” ifadelerinde bulundu.
‘HEP BİRLİKTE SES ÇIKARTMALIYIZ’
Kozan son olarak, PKK Lideri Öcalan üzerindeki tecride karşı ses çıkartılması gerektiğine dikkat çekerek, İmralı’daki tecride karşı süren sessizliğe tepki gösterdi. Kozan şunları söyledi: “Görülmesi gereken şey İmralı’da yaşananların her yere sirayet ediyor olmasıdır. Bu tecrit sürecinin bitirilmesi gerektiği tutsakların en net talebidir. Biz de ÖHD olarak hukuki başvurularda bulunuyoruz. Yine Sayın Öcalan ile avukatlarının görüşebilmesine dair Adalet Bakanlığına bir başvurumuz oldu. Bunun dışında avukatlar olarak görüşme yapabilmek maksadıyla avukat görüşme başvuruları yaptık. Tabi bunların hiç birine bir dönüt almış değiliz. Sonuç olarak, hukuk tanımazlığa karşı sadece bir kesimin ses çıkartması yeterli olmaz. Hep birlikte ses çıkartmamız gerekiyor.”
MA / Ömer Güngör