ANKARA – Kayyıma tepki gösteren DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, AKP’ye “Bir kenara yazın, yenileceksiniz” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Meclis Genel Kurulu’nda söz aldı. Koçyiğit, Colemêrg Belediyesine atanan kayyım kararına sert tepki gösterdi.
Halkın iradesinin gasp edildiğinin altını çizen Koçyiğit, “Yine, aslında çok iyi bildikleri hukuksuzlukta, rantta, talanda halkı malzeme etmeye çalıştılar. Büyük bir çete operasyonuyla, büyük bir kayyum rejimiyle karşı karşıyayız. Büyük bir darbeci kayyum çetesi iş başına gelmiş. /Kim kılavuzları?’ diye sorarsanız söyleyelim: FETÖ'cü polisler, FETÖ'cü savcılar, FETÖ'cü hâkimler, FETÖ’cülükten ceza almış, cezaevinde olanların hazırladığı kumpas davaları, kumpas dosyaları bugün Hakkâri Belediyesine kayyum atamak için gerekçe yapmış bir rantçı, talancı akılla karşı karşıyayız” dedi.
‘8 YILDIR KÜRT HALKININ İRADESİ YOK SAYILIYOR’
Seçimle kazandıkları belediyelere son 8 yıldır kayyım atandığını anımsatan Koçyiğit, “Sekiz yıldır Kürt halkının iradesi yok sayılıyor. Sekiz yıldır Kürt halkının seçme seçilme hakkı askıya alınmış. Sekiz yıldır bu ülkeyi yöneten iktidar Kürtlere şunu söylüyor: ‘Siz yurttaş değilsiniz, siz eşit değilsiniz, sizin oyunuz Yozgat’takinin oyuyla eşit değil. Sizin oyunuz; Hakkâri’deki, Bitlis’teki, Van’daki yurttaşın oyu Tekirdağ'daki yurttaşın oyuyla eşit değil.’ diyor. Sen istediğin kadar seç, sen istediğin kadar demokrasiye inan, sen istediğin kadar sandığına sahip çık, yeri gelir garnizon kurar, sandığa kayyum atarım, yeri gelir FETÖ’cü kumpasçılarla iş birliği yapar, halkın iradesini gasbederim.’ diyor. Biz de açık söylüyoruz ve buradan soruyoruz: Hani normalleşme, hani yumuşama? Kürtler hariç değil mi? Kürtler hariç normalleşme. Normali nedir AKP'nin? Normali kayyumdur, normali zulümdür, normali baskıdır, normali tehdittir, normali şantajdır, normali kumpastır, normali irade gasbıdır, normali talandır, normali halkın iradesini gasbetmektir; bu kadar açık ve net söylüyoruz” diye konuştu.
‘KÜRT DÜŞMANI İTTİFAK’
Bu “Normale” teslim olmayacaklarını vurgulayan Koçyiğit, “Bu demokrasi ne zaman Kürt’ün evine uğrayacak? Bu demokrasi ne zaman Kürt’ün yüzünü güldürecek? Hilvan’da hukuksuzluk yaptınız, Hilvan’da seçimi yenilettiniz, sandığı yaktınız, 10 kat fark attık ama bırakmadınız ya, bırakmadınız bir yirmi dört saat Kürt’ün yüzü gülsün, başarısından onur duysun, başarısı nedeniyle mutlu olsun; buna bile izin vermediniz. Şimdi, bütün bu hukuksuzlukların içerisinde neyi konuşacağız Sayın Başkan? Neyi konuşacağız? ‘Yeni anayasa’ deniliyor. Var olan askıda; Anayasa'yı bırakın en temel haklarımız askıda bizim, en temel yurttaşlık haklarımızı kullanamıyoruz biz bugün bu ülkede. Kime dert anlatacağız? Demokratik siyasete yeminli düşman bir iktidarla karşı karşıyayız; Kürt düşmanı bir ittifakla karşı karşıyayız; Kürt’ün her şeyine, her şeyine düşman bir iktidarla karşı karşıyayız; Kürt’ün kendisini yönetmesini istemeyen bir akılla karşı karşıyayız; Kürt muhtar olamasın, aza olamasın, belediye başkanı olmasın, milletvekili olmasın diye kumpas üstüne kumpas kuran bir anlayışla karşı karşıyayız” diyerek tepki gösterdi.
‘KÜRTLER HANGİ ANAYASAYA TABİ’
“Hangi anayasaya tabi bu Kürtler ya?” diye sorarak, sözlerini sürdüren Koçyiğit, “Nerede bu, yazılmayan, yazısız olan anayasayı bize gösterin, biz de bilelim. Biz de bilelim, bu ülkede hakkımız ne. Söyleyin bize ya, deyin ki: ‘Seçilme hakkınız yok.’ Deyin ki: ‘Seçme hakkınız yok.’ ‘Belediye başkanı olma hakkınız yok.’ Deyin. Söz konusu Kürtler olunca otomatik kayyum atıyorsunuz. Niye? Çünkü orada rant var, çünkü orada yandaşa aktarılan kaynak var, çünkü Hakkâri’de seçim döneminde AKP’nin Belediye Başkanının kampanyasını belediyenin kasasından yürüttüler, çünkü orada kirli ilişkiler var, çünkü orada Emniyetten İçişleri Bakanlığına kadar uzanan kirli trafikler var” diye kaydetti.
‘BİR KENARA YAZIN, YENİLECEKSİNİZ’
Koçyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü: “Neyi kurtarmaya çalışıyorsunuz Hakkâri’den? Hakkâri’de DEM PARTİ yönettiğinde hangi çıkarınız zeval görüyor; söyleyin, söyleyin ama açıkça söyleyin, açıkça söyleyin, bütün Türkiye halkları bilsin. Düşmanlığınızı, nefretinizi, kininizi, hukuksuzluğunuzu bütün Türkiye halkları bilsin çünkü biz biliyoruz. Ama şunu da söyleyelim: Ant olsun ki asla ama asla teslim olmayacağız; yenileceksiniz. Gezi’nin ruhuna, Kobani’nin dayanışmasına, yoldaşlarımızın, cezaevine koyduğunuz yoldaşlarımızın dik duruşuna, çocuklarımızın gülüşüne, kadınların eşitlik, özgürlük mücadelesine, bu ülkede demokratik değişim isteyen her bir insanın emeğiyle, bedeliyle mücadelesine yenileceksiniz; bunu bir tarafa yazın.”