WAN - Colemêrg Belediyesi'ne kayyım atanmasını "zulüm ve gasp" olarak nitelendiren Wan'daki yurttaşlar, "Wan'da olduğu gibi aynı iradeyi ve aynı direnişi sokaklarda göstermeliyiz" diye kaydetti.
İçişleri Bakanlığı tarafından Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış'ın görevden alınarak yerine kayyım atamasına, Wanlılardan tepki geldi. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimi sonrası irade gaspının denenmeye çalışması ve buna karşı gösterdikleri tepkilerle dikkatleri çeken Wan halkı, hükümette geri adım attırmanın yolunun sokağa çıkmaktan geçtiğini belirtti.
ZÜLME KARŞI AYAĞA KALKMALIDIR’
Mikrofonlarımıza konuşan Şaban Kaya, "Kürt halkının iradesi yok sayılarak, kayyım atanmasının dünyada görülmemiş bir zulümdür" dedi. Türkiye hukukunda Kürtler adına ne insani ne beşeri anlamda bir şey bulunduğunu ifade eden Kaya, "Çünkü Kürtleri insan olarak görmüyor, bu artık kabul edilemez. Sen birinin iradesini kabul etmiyorsan onu insan olarak da görmüyorsun demektir. Kayyım demek rant, hırsızlık demektir. Belediyenin arsalarını peş etmektir. Bunların işi gücü hırsızlıktır. Erdoğan anlayışı demek hırsızlık gasp demektir. Başta Kürt halkı olmak üzere herkes bu zulme karşı ayağa kalkmalıdır. Kürt halkı mazlum bir halktır ve herkes sokağa çıkmalıdır" ifadelerini kullandı.
'GÜÇLÜ BİR TEPKİ VERİLMELİDİR'
Kayyım atamayı zulüm olarak niteleyen Perişan Aslan, "Bizler zorla almadık, seçimle bizim olanı aldık. Belediyemizi alana kadar asla durmayacağız. Dünyanın hiçbir yerinde, böyle bir sistem anlayışı yok. Haksızlığa karşı çıktığımızda da tutuklanıyoruz. Belediyemize haksızca atanan kayyıma karşı ses çıkartmasak, yarın diğer gün diğer belediyelere tek tek kayyım atanır. Bu nedenle güçlü bir tepki verilmelidir. Kazandığımız belediyeyi vermeyeceğiz" diye konuştu.
'GÜN EVDE OTURMA GÜNÜ DEĞİL'
Kayyım atamayı "hakaret" olarak değerlendiren Güzel Erdemli, "Bu hakareti kabul etmiyoruz. Her defasında kazanımlarımıza kayyım atanıyor. Belediyelerimize ve irademize sahip çıkacağız. Bunun için birlik olmalıyız ve ses çıkartmalıyız. Gün evinde oturma günü değil, kendi haklarını arama günüdür" diye belirtti.
"Kayyımlar zülümdür haklarımızı elimizden gasp ediyorlar" diyen Hekim Kaplan, "Bu yapılanların hiçbiri hukuki değildir. Konu Kürtler olunca hiçbir hukuk yok ve tamamen zülüm, gözyaşından başka bir şey yok. Biz sadece bizim olanı istiyoruz, hakkımızı istiyoruz ve hakkımızı sormakta bizim doğaldır. Buradan bütün Kürtlere sesleniyorum, bir olmamız gerekiyor. Eğer ki bir olmasak çok daha büyük haksızlıklara maruz kalacağız" şeklinde konuştu.
'WAN'DA OLDUĞU GİBİ AYNI İRADEYİ SOKAKTA GÖSTERMELİYİZ'
Kayyım atamayı "gasp" olarak niteleyen Lütfü Balbal ise, "Kayyım irade gaspıdır. Maalesef Türkiye'de AKP-MHP faşist iktidarının bu tür politikaları bir gelenek haline getirdi. Bu yapılanlar despotik diktatöryal bir girişimdir. Her zaman bu uygulamalara karşı Kürt halkı iradesine sahip çıkmayı başarmıştır. Bunun yakın örneği seçim sonrasında Wan örneğidir. Halkın direnişi sonrasında geri adım atmak zorunda kaldı ve iktidara gereken mesajı verdi. Colemêrg'de de bunu denemeye çalışıyorlar. Bunu iyi bilsinler ki hiçbir zaman umduklarını başaramayacaklardır. Kürt halkı dünyanın en büyük politikleşmiş halkıdır. Hiç kimseye bugüne kadar boyun eğmemiştir, bu saatten sonra da kimseye boyun eğmeyecektir. Gerekirse Wan'da olduğu gibi aynı iradeyi ve aynı direnişi sokaklarda göstermeliyiz. Kimse bizim irademizi elimizden alamaz. Özgürlüğümüze, halkımıza, coğrafyamıza sahip çıkacağız. Wan halkı dahil olmak üzere tüm halkımız buna tepki göstermeli" şeklinde konuştu.