COLEMÊRG - Colemêrg’de kayyım kararına karşı sabaha kadar nöbet tutan siyasetçiler, Kürtlerin iradesine saygı duyulması gerektiğini vurgulayarak, iktidarın kayyım siyasetinde başarılı olamayacağını vurguladı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi ‘nden(DEM Parti) 31 Mart yerel seçimlerinde seçilen Colemêrg Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış’ın İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınarak yerine Vali Ali Çelik'in kayyım olarak atanmasına karşı başlatılan eylemler sürüyor. Colemêrg’de Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları, DEM Partili birçok milletvekili ile üç büyükşehir belediye eşbaşkanlarının da katılımıyla dün kent merkezinde yürüyüş gerçekleştirildi. Kentin iki caddesinde boydan boya sloganlarla yürüyüş gerçekleştiren kitle Bulvar Caddesi’nde bulunan valilik kavşağının karşısında oturma eylemi başlattı. Kentte 10 günlük ilan edilen eylem etkinlik yasakları gerekçe gösterilerek milletvekilleri dışında kimsenin eyleme katılmasına izin verilmedi.
Saatlerce irade gaspına karşı nöbet eyleminde olan Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak ve sabah saatlerine kadar nöbet eyleminde olan Colemêrg milletvekili Onur Düşünmez, kayyımı tanımadıklarını belirterek, direneceklerinin vurgusunu yaptı.
'KAYYIM POLİTİKASINDAN VAZGEÇİLMELİ'
Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak, Kurdistan topraklarında bir kez daha kayyım zihniyetinin yaşanmaması gerektiğini söyleyen belirterek “Tüm seçim çalışmalarımız boyunca hem halkın kayyımlara karşı ‘artık yeter’ demesi hem de aslında kayyımların politik olarak tamamen çökmüş olduğunu gördük. İktidar da bunu görüyor fakat kayyımda bir ısrarı var. Seçimle alamadığını, sandıkta kendileri için çıkmadığı oyu bir biçimiyle böyle ele geçirmeye çalışıyor. Elbette bu doğru bir politika ve doğru bir yol değil, iktidarın derhal bu politikasından vazgeçmesi gerekiyor” dedi.
KÜRTLERİN SEÇME-SEÇİLME HAKKINA SAYGI
Bucak, kayyım zihniyetine karşı direneceklerini vurgulayarak, “Hiçbir belediyemizde bir kez daha bu kayyımları görmek istemiyoruz. Halkımızla birlikte, halkımızın da dayanışmasıyla birlikte anti demokratik uygulamayı sonlandıracağız. İktidara geri adım attıracağız. Kayyımların ne halklara ne de Türkiye siyasetine bir faydası yok. Kürt halkının seçme ve seçilme hakkına saygı duyulması gerekiyor. Wan’da ve Hilvan’da başarılı olmadıkları gibi Hakkari’de de başarılı olamayacaklardır. Kesintisiz hiç durmadan, sürdürülebilir, haklı mücadelemizi, demokratik eylemlerimizi devam ettireceğiz” dedi.
'DOSYANIN İÇERİĞİNİ BİLMİYORUZ'
Kararın hukuki hiçbir yanının olmadığını belirten DEM Parti Colemêrg Milletvekilli Onur Düşünmez ise, yürütmenin yargıya yaptığı bir darbe ile eşbaşkan Sıddık Akış’ın gözaltında olduğunu söyledi. Düşünmez, “2014 yılında başlatılan bir dosyada Akış’ın duruşması vardı ve 5 Haziran’da karar duruşmasının verilmesi bekleniyordu. Ancak bu dosyada eksikliklerin olduğu ortada, mahkemenin ara kararlarında Sıddık başkanımızın bir bileşen dosya için herhangi bir beyanın alınmadığı göz önünde bulundurulmuştu. Gün içerisinde 2024 tarihli bir başka soruşturma gerekçe gösterilerek eşbaşkanımız gözaltına alındı ve dosyada kısıtlılık ile gizlilik kararları alındı. Henüz dosyanın içeriğini bilmiyoruz ancak İçişleri Bakanlığı’nın bir açıklaması var orada soruşturma dosyasının tarihine atıf yapılmamış sanki eski bir soruşturmaymış gibi deklare edildi. İddianame ve mütalaada eşbaşkanımıza yöneltilmeyen iddialara ilişkin bakanlık, görevden alındığını deklare etti. Bu hukuksuzluğa karşı demokratik haklarımızı kullanacağız” diye konuştu.
‘DİRENİŞE SES OLUN’
Kentin her yerinde eylemde olacaklarını ve hukuksuzluklara karşı kararlarında vazgeçmeyeceklerini dile getiren Düşünmez, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Kayyımı koruyan bir kolluk gücünün nasıl pervasız yaklaştığını da gözlememekteyiz, biz bu hukuka aykırılıkları kabul etmiyoruz. Demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Direnişimizle kayyımı yeneceğiz, nasıl ki 31 Mart’ta devletin bütün imkanlarını seferber ettiği Hakkari’de yenildiyse, atanan kayyıma karşıda aynı direniş ve mücadeleyle cevap olacağız. Bütün haklarımıza buradan çağrımızı yineliyoruz; demokrasiye en ufak bir kıvılcım kadar inancı varsa ve hukukun üstünlüğünü savunuyorsa bizim bu direnişimize ses olmalıdır ve dayanışma duygularını göstermelidir."