İSTANBUL - İmrahor Mahallesi sakinleri, seçim öncesi AKP'li Arnavutköy Belediye Başkanı tarafından ev yapmaları için teşvik edildiklerini ancak ardından hem evlerinin yıktırıldığını hem de 1'er milyon TL cezası kesildiğini söyledi.
İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde AKP'li belediye, İmrahor Mahallesi’nde en az 50 ev için yıkım kararı aldı. Belediye kararla birlikte, yıkım ücretini de mülk sahiplerine "ceza" olarak kesti. Dün sabaha karşı polis ve zabıta denetiminde yıkım başladı. Yıkıma rıza gösteremeyerek, engellemeye çalışan mahalle sakinlerinden en az 104'ü darp edilerek gözaltına alındı. Çoğunluğu, Kurdistan'dan göç etmiş ailelerden oluşan mahallede, şu ana kadar 50 evin yıkıldığı belirtiliyor. Evleri yıktırılan mahalle sakinleri, yakınlarının yanına sığınsa da gelecekleri için kaygılılar.
'AKP'Lİ BELEDİYE BAŞKANI GECEKONDUNU YAP DEDİ'
Evleri yıktırılan mahalle sakinlerinden Mehmet Gündüzbay, 31 Mart Yerel Seçimleri öncesi AKP'li belediyenin mevcut başkanı Mustafa Candaroğlu'nun, kendisinin ev yapması için teşvik ettiğini belirtti. Candaroğlu'nun evlerin yıkılmayacağı sözü verdiğini dile getiren Gündüzbay, "Belediye başkanı seçimden önce geldi, çayını içti, yanına gittim, durumu anlattım. 'Tamam, sen yap. Seçimden sonra gel elektriğini suyunu verelim. Ondan sonra oturursun' dedi. Ben de herkesin yaptığı gibi geldim gecekondunun temelini attım, üstüne devam ettik. Bitince de geldi, tutanak tuttu, birinci tutanak, ikinci tutanak, onun peşinden birden yıkım kararı çıkarttı. Geldi bizi bu hale soktu. Şu anda ailemden 8 kişi gözaltında ve nezarette tutuluyorlar. Evi de bu hale getirdiler. Ondan sonra da 1 trilyon ceza yazmış bana" diye konuştu.
‘SEÇİMDEN İKİ AY SONRA EVİMİZİ BAŞIMIZA YIKTILAR’
Gündüzbay, evlerinin yıkım kararının yıkımdan bir gün önce (29 Mayıs) kendilerine ulaştığını belirtti. Yıkım kararının durdurulması için avukatları ile görüştüklerini ve itiraz sürecine hazırlandıklarını ancak kararın hemen ardından yıkımın başladığını söyleyen Gündüzbay, "Yıkım durdurma karar elime geçene kadar, evimi başıma yıktılar. Bana söz verdiler, seçimin üzerinden 2 ay geçti gelip evimizi başımıza yıktılar. Böyle insanlık olmaz. Böyle adalet olmaz, ben de bu ülkenin vatandaşıyım adalet onlara işliyorsa bize de işlesin, ben bunu istiyorum" ifadelerini kullandı.
'HAVAALANININ GELMESİYLE RANT ALANINA ÇEVİRDİLER'
Mahalle sakini Feyzullah Gündüzbay da mahallede rant için oyun oynandığını dile getirerek, mahallenin kurulduğu ilk dönemde bölgede başka bir yerleşim aktardı. Havaalanın yapılmasıyla rant için mahalleye gözlerin dikildiğine işaret eden Gündüzbay, "Bir havaalanı getirdiler, buraya getirmez olsalardı. Havaalanının getirilmesiyle beraber İmrahor'u tamamen kendilerine rant alanına çevirdiler. Amaçları buradaki halkı göç ettirmek" dedi.
Mahallede 40 yıldır ikamet ettiğini anlatan Gündüzbay, "Burası benim toprağım olmuş, yuvam olmuş, evim olmuş. Hırsız senin evine girdiği zaman sen onu mahkemeye veriyorsun, sen onu kovalıyorsun. E sen de hırsız olmuşsun. Gelmişsin 40 sene yaşadığım yeri elimden almaya çalışıyorsun. Adalet dedikleri şey bu mu?" diye sordu.
‘BELEDİYE BAŞKANI HALKA ZULÜM EDİYOR’
Mahallede büyük bir rant döndüğünü belirten mahalle sakinlerinden Atilla Salman ise, yıkımların sadece burayla sınırlı kalmayacağını, genel olarak Arnavutköy'de 800 evin yıkılmasının planlandığının kaydetti. Aynı zamanda seçim öncesi yapılan binaların yıkılmayacağına dair Belediye Başkan Mustafa Candaroğlu tarafından söz verildiğini belirtti. Salman, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yeni bir havalimanı buraya yapıldığından bu yana İmrahor'un üzerinde büyük bir rant dönüyor. Seçimden önce bu yapılara göz yumdular hiç kimse ses çıkarmadı. Gelip bize kesilen cezaları yazsalar bu kadar tepki olmayacaktı. Fakat 50 ev yıkmak nedir? Seçimden önce bize yıkılmayacak diye söz verenler sözünde durmadılar. Arnavutköy Belediye Başkanı buradaki halka zulüm ediyor. Yüzlerce insan yaralandı ve gözaltına alındı, bunun tek sorumlusu belediye başkanıdır. Burada bulunan insanların hepsi yoksul işçi sınıfı insanlar. Biz bu uygulamayı kabul etmiyoruz. Tekrardan tüm siyasi partilere ve sivil toplum kuruluşlarına sesleniyoruz. Gelsinler buranın halini görsünler. Bizim canımız yandı başka insanların canı yanmasın" şeklinde konuştu.
MA / Yeşim Tükel - Ferhat Sezgin