ANKARA - DEM Parti Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen hasta tutsakların tahliyesine dönük düzenleme yapılması gerektiğini belirterek, "Hukuka aykırı kanun maddesinde ısrar işkencedir" dedi.
Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde Ekim 2014’te gerçekleşen Kobanê eylemleri sırasında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Abdulkadir Kuday, ağır hastalıklarına rağmen Ocak 2022’den beri Metris R (rehabilitasyon) Tipi Cezaevi’nde tutuluyor. Kuday, iki eli olmayan Ergin Aktaş ile yüzde 98 engelli olan Serdar Yıldırım ile yanı koğuşta kalıyor. Tekerlekli sandalyeye bağımlı yaşayan Kuday'ın ihtiyaçlarını yanındaki koğuş arkadaşları karşılıyor.
41 KİLOYA DÜŞTÜ
DEM Parti Milletvekili Nevroz Uysal Aslan
Kuday'a bir süre önce ALS teşhisi kondu. Söz konusu hastalık, kas güçsüzlüğüne neden olan beyin ve omurilikteki sinir hücrelerini etkileyen ilerleyici bir nörodejeneratif hastalık. Adli Tıp Kurumu (ATK), 30 Ekim 2023’te
Kuday'ın tek başına yaşamını idame ettiremeyeceği yönünde rapor verdi. Ancak emniyetin "toplum için tehlikeli" görüşü nedeniyle Kuday tahliye edilmiyor. Kuday, yaşadığı hastalıklardan kaynaklı 41 kiloya düşmüş durumda.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nden (DEM Parti) doğru Meclis Hükümlü ve Tutuklu Hakları İnceleme Alt Komisyonu'nda yer alan Nevroz Uysal Aslan, Kuday'ın tahliye edilmesi gerektiğini vurguladı.
‘R TİPİ CEZAEVLERİ ÇÖZÜM DEĞİL’
ATK’lerin yıllar içerisinde "siyasi kurumlar" haline geldiğini söyleyen Aslan, ATK’lerin kararlarını “tıbbi etiğe göre değil” tutsakların suç türüne göre verdiğini belirtti. Kuday hakkındaki "cezaevinde kalamaz" raporuna dikkati çeken Aslan, Türkiye'deki infaz sisteminin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen tutuklular yönünden "çok ağır bir infaz sistemi" olduğunu vurguladı.
Kuday ailesinin tek isteğinin Kuday'ın son zamanlarını yanlarında geçirmek olduğunu kaydeden Aslan, "Kuday’ın tahliyesi engelleniyor. Türkiye'de sistematik olarak cezaevleri işkence ve kötü muamele üretiyor. Ayrımcı bir sistem var ve hasta mahpusların tedaviye erişebilecekleri bir sistem yok. Hasta tutsaklar için R (rehabilitasyon) Tipi Cezaevleri kuruldu. R Tipi Cezaevleri maalesef bir çözüm değil. Tam tersine hastalık, tecrit meselesini ve tedaviye ulaşım sürecini daha da zorlaştıran bir hale dönüştürüyor. Çözüm, cezaevinde kalamayacak olan insanların özgürlüğünü sağlayabilecek bir mekanizma getirmektedir” dedi.
'KANUN DEĞİŞTİRİLMELİ'
Aslan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının idam cezası yerine getirildiğini ve ilk olarak PKK Lideri Abdullah Öcalan için uygulandığını söyledi. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının idam sisteminden bir farkı olmadığını vurgulayan Aslan, "Türkiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ilgili bir umut mekanizması, yani belli bir süre cezaevinde kaldıktan sonra bir tahliye mekanizmasını getirmek zorunda. Ancak henüz bununla ilgili tek bir adım atılmış değil. Ölüme bu kadar yakın bir noktada olan ve herkesin gözü önünde gerçekleşen bu duruma karşı, hukuka aykırı kanun maddesinde ısrar etmek işkencedir. Bu kanunun değişmesi için teklif ve önergeler verdik” diye konuştu.
‘TOPLUM DA ÖLÜMLE BURUN BURUNA’
Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı AKP’li İbrahim Yurdunuseven’in hasta tutsaklar için “Canlı bomba olarak kullanılıyorlar” iddiasına da değinen Aslan, “Hem komisyonda olan insanları etkilemek hem de kamuoyunun duruma duyarlılık göstermesini engellemek refleksiyle bunu söyledi. Hukuki, makul, insani bir değerlendirme değil ve kabul etmiyoruz. Mesele sadece Abdulkadir Kuday ya da şu an cezaevinde olan yüzlerce arkadaşımız da değil. Her birisi bir aile, toplumun birer ferdi. Her birine yapılan aslında topluma verilen mesajdır. Toplum da şu an ölümle burun burunadır. Buna rağmen devlet çözüme dönük herhangi bir adım atmıyor” diye belirtti.
MA / Hivda Çelebi