İZMİR - İzmir'de ekonomik krizle boğuşan esnaf ve yurttaşlar, "Değişim istiyoruz, kökten bir temizlik lazım. Bir an önce ‘tek adam’ gitmeli” vurgusu yaptı.
AKP iktidarının politikaları sonucu derinleşen ekonomik kriz nedeniyle halkın alım gücü günden güne eriyor. Ekonomik krizin kıskacındaki halk, ulaşımdan gıdaya, giyimden eğitime ve sağlığa yaşamın her alanında ayakta kalma mücadelesi veriyor. Birleşik Kamu İşgörenleri Sendikaları Konfederasyonu’nun (Birleşik Kamu -İş), Mayıs 2024 verilerine göre, açlık sınırı 19 bin 926 TL, yoksulluk sınırı ise 59 bin 353 TL oldu. Hayat pahalılığının arttığı ülkede ise asgari ücret 17 bin 2 TL.
Yediden yetmişe herkesin şikayet ettiği bir konu olarak halkın birincil gündemleri arasındaki yerini koruyan ekonomik krizi İzmir’de yaşayan yurttaşlara sorduk.
‘KİMSE MUTLU DEĞİL’
Otomotiv sektöründe çalışan Ümran Sağlam (46), çarşı ve pazarların kalabalık ancak alışverişin olmadığını belirterek, "Durum içler acısı. Alım gücü yok, sadece fiyatlara bakıyoruz. Her şey çok pahalı. Bu bilinçli yapılıyor. Tarladan gelen ürünü esnaf fiyatın iki üç katı satıyor. İnsanlar şu an çok karamsar, kimse mutlu değil. Herkes her şeyin farkında ama kimse bir şey yapamıyor" diye belirtti.
‘KÖKLÜ DEĞİŞİM ŞART’
Kuaför olan Hakan Avala (35), krizle birlikte kendilerinin de battığını söyledi. Ürünlere her gün zam geldiğini söyleyen Avala, "Çoluk çocuk aç, yakında eve otostopla gidip geleceğiz. Yarım kilo mantarı 120 TL'ye, tavuğu kilosu 200 TL'den aldım. Yani bitmişiz. Asgari ücretle çalışıyoruz. Zam istiyoruz ama yok. Giyimde de durum aynı, bir tişörte 100 TL veriyorduk şimdi 450 TL. Kadınlar saç boyatmak için kuaföre gelemiyor. Saç kesimi olmuş 500 TL. İnsanlar perişan durumda. Değişim istiyoruz, kökten bir temizlik lazım" ifadelerini kullandı.
‘ÇÖZÜM İKTİDARIN GİTMESİ’
Pazarlamacı Zekeriya Tutar (59), piyasanın geçmişe göre berbat bir durumda olduğunu kaydetti. Üniversite mezunu ve işsiz bir oğlu olduğunu söyleyen Tutar, "Çok zor şartlarda geçiniyoruz. Dört mevsimi olan bir ülkede yaşıyoruz ama her şeyi dışardan alıyoruz. Halktan parayı çaldıkları için ülke bu durumda, çözüm bu iktidarın gitmesi" dedi.
‘EMEKLİ ÜCRETİ İLE GEÇİNİLMİYOR’
Emekli Bayram İşler (68), koşullarını “sürünüyoruz” diyerek nitelendirdi. Asgari ücretle geçinmenin mümkün olmadığına dikkati çeken İşler, şunları belirtti: “Bu iktidar başımızdan gitmedikçe ekonomi düzelmez. Samanı bile dışarıdan almaya başladık. Her şey yetişiyor, bizim dışarıya ürün vermemiz gerekirken biz alıyoruz. Türkiye'yi mahvetmek için başa geldiler ve başarıyorlar. 10 bin TL gelirim var, oturduğum evin kirası da 10 bin TL. Yiyecek ekmeğe muhtacım yani. Bu milletin hakkını yiyorlar, onlar sarayda rahat etsin diye halk bu durumda. Derdim çok ama hangisini anlatayım bilemiyorum.”
‘DÖNGÜ KREDİLERLE DÖNÜYOR’
Giyim sektöründe çalışan Ata Yılmaz (39), hükümetin uyguladığı yanlış politikalar nedeniyle son 10 yıldır zorluk içerisinde olduklarını vurguladı. İnsanların kredilerle yaşam döngülerini sağladıklarını söyleyen Yılmaz, "Gıda sektöründe fiyatlar oldukça yüksek. Birçok firma 'ne de olsa mecburlar' düşüncesinde. O yüzden herkes kafasına göre satış yapıyor. Bugün alınan ürünü ertesi gün aynı fiyatta bulamıyorsunuz. Çözüm artık zor. Her türlü kaynağa sahibiz ama bugün kırmızı mercimeği bile dışarıdan alıyoruz. Kurban Bayramı için kurbanlar bile dışarıdan geliyor. Anlayacağınız her şey ithal. Hiçbir şekilde bu ülkenin imkanlarından faydalanamıyoruz" diye belirtti.
‘HARCAMA YAPAMIYORUM’
Satış danışmanlığı yapan Dilek Servetoğlu (46), alım gücünün sıfırda olduğunu vurgulayarak, "Ürünü alırken de satış yaparken de zorlanıyoruz. Köklü dönüşüm gerekiyor. Enflasyon düşmeli, yaptırımlar olmalı. Ev kirasını ödedikten sonra beslenme sorunu yaşayanlar var. Nasıl gelip alışveriş yapsınlar? Rahatça harcama yapılmıyor. Kiralara bir çözüm bulunması lazım” ifadelerini kullandı.
Üniversite mezunu ancak mağazalarda satış danışmanlığı yapan Berfin Elba (24), gençlerin ekonomik olarak kötü durumda olduklarına dikkati çekti. Elba "Asgari ücretle geçinemiyorum. Param bitmesin diye yemek yemiyorum, 10 kilo verdim. Yemek yemek yerine her gün kahve içiyorum” dedi.
‘GELİR DAĞILIMI ADALETSİZ’
İki üniversite bitirmesine rağmen işsiz olan Nazan Selvi (43), kasiyer olmak için bile "torpil" arandığını söyledi. "Her şey ateş pahası" diyen Selvi, "Domates yaz ortasında 40 TL. Fiyatlar sürekli güncelleniyor. İnsanlar, bugün aldığını yarın alamayacak psikolojisi yaşıyor. Gelir dağılımında adaletsizlik var. Herkes bıkmış ancak susan bir millet var. Çünkü yöneticiler şükretmeyi öğretiyor ancak kendilerinin bir eli yağda bir eli balda” ifadelerini kullandı.
‘TEK ADAM GİTMELİ’
Emekli maaşıyla geçinmeye çalışan yurttaşlardan Turgay Akgündüz (68) de başka işlerde çalışmak zorunda kaldığını aktardı. Ekonomik durumundan yakınan Akgündüz, "Alışveriş yaparken önceden ürünlerin kalitesini soruyorduk, şimdi fiyatını soruyoruz. Arada çok fark var. Mesela peynir alacağız, çok çeşit varsa tadına bakmak yerine fiyatlarını soruyoruz. Pazara çıkınca bin liraya yakın para harcıyoruz. Sadece sebze meyve alınca fiyatlar böyle, deterjan yok, et yok. Hükümet bu durumun cevabını genel seçimlerde aldı ama durum hala aynı. Kıyma ya da farklı bir ürün alacağımız zaman en düşük gramajı alıyoruz. Ama onu bile alamayanlar var. Bir an önce tek adamın gitmesi lazım" diye belirtti.
‘AĞLANACAK HALİMİZE GÜLÜYORUZ’
Emekli maaşıyla iki torununu okutmaya çalıştığını söyleyen Handan Güzin Kaçar (69), kredi kartı borçları olduğundan alışveriş yapabilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Kaçar, devamında ise şunları belirtti: "Bugün sadece zeytin, peynire 450 TL ödedim. Baştakilere sormak lazım bunu. Diyecek bir şey bulamıyorum artık. Eskiden fiyatlar senede bir kere artardı, şimdi hafta da bir artıyor. Ev kiralarının durumu belli, her şey çok pahalı. Kızımın kıyafetlerini giyiyorum, hiçbir şekilde dışarıdan kıyafet alamıyorum. Ağlanacak halimize gülüyoruz. İsyan etsek susturuyorlar. Umudumuz gençlerde, onlar bir şey yapsınlar.”