İZMİR - Kamu emekçilerinin işlerine iadesi talebiyle yapılan oturma eyleminin 294'üncü haftasında, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına dikkat çekilerek, devletler ve uluslararası kurumlara harekete geçme çağrısı yapıldı.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu’nun, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen kamu emekçilerinin işlerine iadesi için Karşıyaka'da düzenlediği oturma eylemi 294’üncü haftasında devam etti. “Filistin'de katliam var. Savaşa karşı barışı, katliamlara karşı yaşamı savunuyoruz" pankartı açılan açıklamaya çok sayıda kişi katıldı.
Açıklamada konuşan Eğitim Sen İzmir 3 Nolu Şube Kadın Sekreteri Sabiha Metin, Filistin'e yönelik 7 Ekim’de başlayan saldırılarda İsrail'in sivilleri hedef almasına değindi. İsrail'in tüm tepkilere rağmen Filistin halkına yönelik saldırılarına devam ettiğini belirten Metin, "Ağır ve insanlık dışı saldırılar, geniş çapta yıkım ve yerinden etme politikaları açıkça soykırım ve insanlığa karşı suçlarının bir göstergesidir. En son İsrail’in Refah bölgesinde gerçekleştirdiği soykırım suçu teşkil eden saldırılar uluslararası hukukun, insan haklarının ve temel insani değerlerin açık bir ihlalidir. Bölgede yaşayan ve son çare olarak güvenli bölge olduğu için buradaki çadır kente sığınan, kadınların, yaşlıların ve masum sivillerin öldürüldüğü, çocukların yanarak katledildiği bu saldırı, artık tüm dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen açık bir vahşete dönüşmüştür" dedi.
'İNSANLAR KATLEDİLİYOR'
Savaşa dayalı politikaların sonucu olarak insanlar, canlılar ve doğanın katledildiğini söyleyen Metin, "Dünyanın her yerinde hukuktan ve demokratik değerlerden uzaklaşan iktidarlar için en kolay rıza üretme yolu hep savaş çıkartmak olmuştur. Ancak her zaman iktidarlar şu basit kuralı görmezden gelmişlerdir: Savaşın kazananı yoktur. İsrail’in Filistin halkına saldırılarının bir an önce son bulması, halkların güvenlik ve refah içinde yaşamasının tek yolu kalıcı ve adil barıştır. Uluslararası toplumun bu vahşete sessiz kalmaması gerektiğine inanıyoruz. Adaletin yerini bulması, suçluların hesap vermesi ve barışın yeniden tesis edilmesi için tüm dünya devletlerini, uluslararası kuruluşları ve sivil toplum örgütlerini acilen harekete geçmeye çağırıyoruz" diye belirtti.
GEZİ EYLEMLERİ
Gezi eylemlerinin de 11'inci yılı olduğunu anımsatan Metin, "Ülkemiz tarihinin en demokratik, en katılımcı ve en barışçıl halk hareketi ülkemizde ve dünyadaki yok etmeye, talana karşı 11 yıl önce bugün Taksim Gezi Parkı'nda buluştu. Baharın direncini insanlığın özgürlük mücadelesiyle birleştiren Gezi Direnişi'ne selam olsun. Gezi'yi ve Gezi'de kaybettiklerimizi unutmadık, unutturmayacağız. Bu ülkenin aydınlık yarınlarını yeniden kuracak olan, aklı ve bilimi yeniden her yerde hakim kılacak olan, barışın her zamankinden daha güçlü söyleneceği yarınları kuracak olan bizler buradayız. İşlerinden edilmiş; öğrencilerinden, hastalarından, iş yerlerinden, çalışma arkadaşlarından, ayrı düşürülmeye çalışılan KESK’li yoldaşlarımızla buradayız. Burada olmaya hak hukuk adalet ve barış demeye devam edeceğiz" diye konuştu.