WAN - Adalet Bakanlığı'na gitmek için Wan’dan Ankara'ya doğru yola çıkan tutsak yakınları, mücadelelerinin "özgürlük, adalet ve barış" mücadelesi olduğunu vurguladı.
Tutsaklar, “Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt soruna demokratik çözüm” kampanyası kapsamında 27 Kasım tarihinde başlattıkları açlık grevini 4 Nisan tarihinde farklı bir aşamaya taşıdılar. Mahkemeleri boykot eden tutsaklar telefon ve aile görüşmelerine de çıkmıyor.
Tutsakların başlattığı eylemle birlikte dışarıda yakınları ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) öncülüğünde eylemler başladı. İlk olarak parti binalarında “Adalet Nöbeti” düzenleyen aileler şimdi eylemlerini sokağa taşıdı. Her Pazartesi cezaevleri önünden “Özgürlüğe ses ver” diye haykıran tutsak yakınları Çarşamba günleri de Ankara’ya giderek “Adaleti sağla hukuku uygula” eylemi kapsamında Adalet Bakanı ile görüşme talep ediyor. Cuma günleri ise AKP il binaları önünde tutsak yakınları öncülüğünde toplanan kitle “Tecride son ver” çağrısı yapıyor.
Serhat’ın birçok kentinden Wan’da bir araya gelen Barış Anneleri ve tutsak yakınları Adalet Bakanı ile görüşmek ve taleplerini iletmek üzere Ankara’ya doğru yola çıktı.
‘BASKIYA KARŞI SES ÇIKARTACAĞIZ’
Barış Annelerinden Emine Engüdar cezaevindeki direnişlerin sesi olmak üzere Ankara'ya gittiklerini belirterek, eylemlerinin amacının “tecride hayır” demek olduğunu belirterek, “Bu ülkeye barış ve özgürlük gelsin istiyoruz ve bunun içinde bütün çabalara giriyoruz. Yıllardır hukuksuz bir şekilde yürütülen politikalar 'dur/ demek için bugün cezaevlerindeki tutsaklar, aile ve telefon görüşlerine çıkmıyor. Tutsaklar için barış ve özgürlük istiyoruz. Bu zulme bu baskıya dur demek için bir kez daha ses çıkaracağız” dedi.
‘BAKANIN GÖREVİ ADALETİ SAĞLAMAK’
Yürüttükleri mücadelenin önemine dikkat çeken Medine Kıyak, “Tutsaklarımızın cezaevlerinde zulüm görerek yaşamlarını yitirmelerini istemiyoruz. Sadece barış istiyoruz. Adalet Bakanlığı’nın işi ülkedeki adaleti sağlamak, halkın sesini duymaktır. Binlerce Barış Annesi, barış ve adalet için her gün haykırıyor. Bizler kana ve savaşa değil barış ve özgürlüğe bağlı bir milletiz. Bizim davamız barış davasıdır, cezaevlerinin kapılarının açılması, kardeşin kardeşi öldürmediği bir davadır. Artık kana ve savaşa hayır deme ve barışı savunmanın zamanıdır”
HUKUKSUZLUĞA SON VERİLMESİ TALEBİ
Gülbeyaz Mıhçı ise PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit sisteminin kaldırılarak hukuksuzluğa son verilmesini istedi. Bir gün daha geçmeden bu tecrit haline son verilmesi gerektiğinin altını çizen Mıhçı, “Çocuklarımız da, bizler de tecrit altındayız. Herkesin ailesiyle telefon görüşme ve haberleşme hakkı vardır. Hukuksuz bir şekilde yıllardır tutsak edilmişler. Bizlerde bir kez daha bu hukuksuzluğa son verilmesini talep etmek üzere Ankara’ya gideceğiz. Adalet Bakanlığı’na bir kez daha sesleneceğiz. Yıllardır adalet bakanlığının önünde adalet çığlıkları atıyoruz. Hiç mi bu halka dönüp ne istiyorsunuz, talepleriniz nedir diye sormuyorlar? 4 Nisan’dan bu yana çocuklarımız görüşlere çıkmıyor, telefon haklarını kullanmıyorlar. Adalet Bakanlığı niye çocuklarımızın taleplerini sormuyor, dinlemiyor, yerine getirmiyor? Cezaevlerinden günlerdir haber alamıyoruz, nereye kadar bu tecrit hali sürdürülecek? Bizim çağrımız; savcı ve hâkimleredir ‘adaleti sağlayın annelerin adalet çığlıklarını duyun’” ifadesine bulundu. Türkiye’de adalet olduğunun söylendiğini dile getiren Mıhçı, “Madem adalet var anneler niye cezaevleri ve adliye önlerinde çığlık atıyorlar” diye sordu.
DÜNYAYA SESLENECEKLER
Adalet Bakanlığı’na ve iktidara çağrı yapan Saadet Doğma ise şöyle konuştu: “Cezaevlerindeki tutsaklara yönelik tecridi kınıyoruz. Bizler tutsaklarımızın özgürlüğünü talep ediyoruz. Çocuklarımızı yanımızda görmek istiyoruz, tabutları gelsin istemiyoruz. Hiçbir annenin yüreği artık yanmasın. Bu zulme artık dur demenin tam zamanıdır. Ne olursa olsun bizler barışı, özgürlüğü ve demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz. Bizler ne askerlerin annelerinin ağlamasını istiyoruz ne de tutsakların ailelerinin ciğerinin yanmasını istiyoruz. Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını, cezaevlerindeki direnişe ses olmak için bizler de bir kez daha haykıracağız. Bütün anneler olarak Ankara’ya gideceğiz Adalet Bakanlığı önünde bütün dünyaya sesleneceğiz. Hukuk ve adalet talep etmek üzere yola çıkıyoruz ve amacımıza ulaşacağız.”
‘WAN’IN DİRENİŞ RUHUNU ANKARA’DA YAŞATACAĞIZ’
Barış ve özgürlük elçileri olarak yola çıkacaklarını dile getiren Esmer Afşin de “Kürt davasına olan bağlılığımızla yola çıkarak bu davaya çözüm olmaya gidiyoruz. Wan’ın direniş ruhunu Ankara’da da yaşatmaya gidiyoruz” dedi.