AMED - ÖHD, Abdullah Öcalan'a dönük mutlak tecride dair gerekli girişimlerde bulunması için Amed Barosu'na başvurdu. Derneğin Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, "Kürt sorunun çözülmesinin yolu İmralı’daki tecrit rejimine son vermektir" dedi.
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), 22 Ocak 2024 tarihinde 35 barodan bin 330 avukatın ortak imzasıyla PKK Lideri Abdullah Öcalan'a dönük tecridin son bulması ve avukat görüşünün sağlanması talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvuru yapmıştı. ÖHD, yapılan başvurunun takibi ve gerekli girişimlerde bulunması için bugün Amed Barosu’na başvurdu. ÖHD, başvuruya dair Amed Barosu Adli Yardım binasında açıklama yaptı. ÖHD'li avukatların yanı sıra Asrın Hukuk Bürosu ve Amed Barosu avukatları da açıklamaya katıldı.
YETER: İMRALI’DAKİ TECRİTE SON VERİLMELİ
ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, Ocak ayında bakanlığa yapılan başvuruyu hatırlatarak, “Bu görüş başvurumuzla gerçekleştirmek istediğimiz şey geliştirilen mutlak haber alamama haline bir duyarlılık oluşturmaktır. Ve yetkililerce tarafımıza bu noktada açıklama yapılmasını sağlamaktı. Ancak gelinen aşamada gerçekleştirdiğimiz başvuruya hiçbir cevap verilmemiştir. Elbette ki İmralı Ada Hapishanesi’nde gerçekleşen tecridin hem Türkiye’nin hem ulusal hem de uluslararası mevzuatta ve sözleşmelerde hukuki bir dayanağının olmadığı tüm hukukçularca bilinmektedir” dedi.
Yapılan hukuksuzluğu kabul etmediklerini belirten Yeter, “Geliştirilen bu hukuksuz halin toplumsal krizde de büyük bir payı söz konusudur. Haksız ve hukuksuzlukta İmralı Hapishanesi bir laboratuvar gibi önceden bu ihlallerin gerçekleştirdiği bir ‘kapatılma mekânı’ olarak ele alınmakta. Özellikle Kürt sorunun demokratik bir yolla çözülmesinin yolu İmralı’daki tecrit rejimine son vermektir. Bundan kaynaklı Adalet Bakanlığına başvurmuş hukukçular olarak bugün Amed Barosu’na, meslek örgütlerine başvuru gerçekleştirdik. Başvurumuz çerçevesinde elbette ki meslek örgütlerinin duyarlılık ve çalışmalarını bizler de kurum olarak yakından takip ediyoruz. Mücadelemizi daha geniş perspektifle yürütmek için yine meslek örgütlerinden geliştirilen bu hukuksuzluğa ve avukatların mesleki faaliyetlerini yapamamasına dair de gerekli girişimlerde bulunmasını isteyen bir başvuru gerçekleştirdik” ifadelerine yer verdi.
ÇAKMAK: ÇALIŞMALARIMIZ SÜRECEK
ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak da, “Geçtiğimiz günlerde de Adalet Bakanlığı tecridin olmadığını söyleyerek, inkâr etmişti. Ne kadar yok deseler de söylemleri tecridi kırmıyor. Yıllardır devam eden bir tecrit gerçekliği var. Kalkması için resmiyette bir adım atılmadı. Biz çalışmalarımıza, başvurularımıza devam ediyoruz. Baro da ilk günden bu yana tecridin kırılması için çalışmalar yürüttü. Bundan kaynaklı teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.
ÖZDEMİR: KEYFİ VE HUKUK DIŞI BİR SÜREÇ
Son olarak konuşan Amed Barosu Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, İmralı Ada Hapishanesi’nde Abdullah Öcalan ve diğer mahpuslara kesintisiz bir şekilde tecrit uygulandığını belirterek, en temel hakların ihlal edildiğini vurguladı. Baro olarak geçmiş dönemlerde tecridin sonlanması için gerek Adalet Bakanlığı’na gerekse Türkiye Barolar Birliği’ne başvuru yaptıklarını söyleyen Özdemir, “Aile görüşü ve telefon hakkından yoksun bırakılan Sayın Abdullah Öcalan ve diğer mahpuslar açısından avukat arkadaşlarımızın mesleki faaliyetlerinden yoksun bırakılarak avukat görüş yasağının da keyfi ve hukuk dışı bir şekilde alındığı bir süreç olarak bize yansıtılmaktadır” diye belirtti.
“Bizler Diyarbakır Barosu ve Diyarbakır Barosu üyesi avukat arkadaşlarımızla, hukuki süreci geçmişte olduğu gibi bugün de etkin bir şekilde yürütmeye devam edeceğiz” diyen Özdemir, gereken başvuruları yaparak temel hakların ihlalinin sonlanması için çalışacaklarını belirtti.
Açıklamanın ardından hukukçular taleplerinin yer aldığı dilekçeleri Amed Barosu'na teslim etti.