ANKARA - Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, hayvanların “uyutma” adı altında katledilmesin öngören tasarı ortadan kalkıncaya kadar mücadele edilmesi çağrısı yaptı.
Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi’nin, iktidarın sokakta yaşayan hayvanların uyutularak öldürülmesine dair hazırlıklarını yaptığı yasa teklifine karşı Çankaya Belediyesi önünde başlattığı oturma eylemi üçüncü gününde devam etti. Nöbet eylemine, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi yöneticileri ve hayvan hakları savunucuları katıldı. Hayvanların fotoğraflarının taşındığı eylemde, sık sık “Hayvana insana yeryüzüne özgürlük” sloganı atıldı.
‘HER ALANDA OLDUĞU GİBİ HUKUK TANINMIYOR’
Açıklamayı yapan, Diren Tekir Doğa ve Hayvanları Koruma Derneği üyesi Deniz Eskin, AKP hükümetinin sokakta yaşayan köpeklere dönük büyük bir katliama hazırlanmakta olduğunu belirterek, “Uzun zamandır nefret söylemleriyle yolu döşenen köpek katliamına izin veren yasa tasarısının mecliste görüşülmesi ve yasalaşması planlanmaktadır. Meclis tatile girmeden önce apar topar geçirilmeye çalışılacak yasa önerisi ile köpeklerin toplatılmaları ve bir ay içinde sahiplendirilmezlerse ‘uyutma’ adı altında öldürülmeleri gündeme gelmiş durumda. Üstelik hükümet açıkça ‘kısırlaştırma maliyetli geldi’ diyerek harekete geçmiştir. AKP hükümeti aslen zaten fiili olarak hayata geçirilen bir durumu şimdi yasal güvenceye kavuşturmaya çalışmaktadır. Her alanda olduğu gibi hukuk tanımazlık, şimdi hayvanlar üzerinden sürdürülmektedir” dedi.
‘ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ’
Eskin, hayvanların kentlerin sadece doğal olarak değil kültürel olarak da bir parçası olduğunun altını çizerek, “Yüzyıllardır birlikte yaşadığımız, hayvanlar bir takım basit maliyet hesaplarının konusu yapılamaz. Avrupa modeli olarak reklamı yapılan öldürme modeli apaçık bir katliam olmakla birlikte, kültürel kodlarımıza da aykırıdır. Sokak hayvanlarını ‘başıboş’ veya ‘terörist’ diye yaftalayarak toplatmak, pek çok alandaki hukuksuzluklara bir yenisini daha eklemek anlamına gelecektir. Mevcut kanunu bile uygulamayan hükümet aşırı sağcı müttefikleriyle birlikte, hâlihazırda tamamen yetersiz olan bu kanundan çok daha ağır düzenlemeleri meclise getirmeye hazırlanmaktadır. 5199’un 6’ıncı maddesini yani kısaca ‘kısırlaştır, aşıalt yerinde yaşat’ maddesini kaldırarak hayvanları kalıcı olarak hapsedebilmenin yolunu açmak istiyorlar. Asla izin vermeyeceğiz” ifadelerini kaydetti.
‘MAKUL GÖRÜLMEYEN HERŞEY YOK EDİLMEKTE’
Sokak hayvanlarına dönük bu tavrın yeni olmadığını aktaran Eskin, “Sokak hayvanları, özellikle köpekler, gerici partiler ve medyanın etkisiyle uzun süredir bir nefret kampanyasının hedefi konumunda. Bu kampanyanın taraftarları ‘köpek teröründen’ ve buna karşı ‘güvenli sokaklardan’ söz etmektedir. Biz güvenlikçi eksende kurgulanan kampanyaların nereye vardığını gayet iyi biliyoruz. Günümüzde otoriterleşme hızla yükselirken, siyasi iktidarlar yok etmek istedikleri her şeyi bu güvenlik söyleminin içine dâhil etmekte, kâr getirmeyen, makbul olmayan her şey yok edilmek istenmekte, o sırada aynı zamanda sağ partilerin oy toplama aracı olarak iş gören nefret kampanyaları palazlanmaktadır. Ancak, bizler biliyoruz ki sokaklar asıl hayvanlar için güvenli değildir ve ana akım medyada gösterilenin aksine yaygın değil, münferit olan köpeklere atfedilen şiddet vakalarının da asıl kaynağı kamusal otoritelerin sorumluluklarını yerine getirmemesidir” diye konuştu.
MÜCADELE ÇAĞRISI
Sokak hayvanlarına dönük nefretin sadece onların değil, herkesin hak ve özgürlükleriyle ilgili bir sorun olduğuna işaret eden Eskin, şöyle devam etti: “Bugün ekolojik yıkımdan, hukuk tanımazlığa, toplumsal cinsiyet rejiminden işçi sınıfının haklarına dönük saldırılara kadar her alanda hak ve özgürlüklerin yok edilmesi aynı otoriter saldırının parçasıdır. 1910 yılında İstanbul'un köpekleri toplatılıp, adı bu sebeple Hayırsızada’ya çıkan Sivriada’da ölüme terk edildiklerinde İstanbullular buna ciddi tepkiler vermişlerdi.