İSTANBUL - TJA'nın gerçekleştirdiği etkinlikte konuşan Gültan Kışanak, kadın mücadelesine dikkati çekerek, "Kadınların ilmek ilmek direnişle ördüğü mücadelenin bugün milyonlarla buluştuğunu görüyoruz” dedi.
Tevgera Jinên Azad (TJA), Beyoğlu’nda Anzavur Pasajı'nda bulunan Karşı Sanat Merkezi’nde “Mahpusta Kadın Olmak Çalıştayı” kitabının lansmanını yaptı. Etkinliğe Adalet Nöbeti’ndeki anneler, Cumartesi Anneleri/İnsanları, feministler, kadın örgütleri ve çok sayıda kadın katıldı.
Açılış konuşması için ilk sözü alan TJA aktivisti Hacer Özdemir, kitabın oluşum sürecine değinerek, Mahpusta Kadın Olmak Çalıştayı’nı yazılı kaynağı çevirdiklerini söyledi. Özdemir, “Tüm kıtalarda, zalimlerin zindanlarında direnişçi kadınlar olduğunu biliyoruz. Tecrit, hak ihlalleri, adaletsizlik bizim temel konularımız. Bunu canlı yaşayan, tanıklar, kahramanlar, semboller aramızda. Kadınların mahpus tarihi çok yazılmamıştır. Mahpus en basit tanımıyla bedenen, fizikken seni esir alan ataerkil bir yaklaşım. Ama şunu da hepimiz biliyoruz özgürlük bilinci, direncini durduramayacakları bir irade var. İmralı’daki tecrit yıllardır sürüyor ve bu sistematik tecrit dışarıya, yaşama, tüm cezaevlerine sirayet ediyor. Buna karşı içeride ve dışarıda mücadele sürüyor. Bu mücadeleyi büyütmek gerekiyor. Biz dışarıda bu sesin bir parçası olmak, bu sesi unutmamak amacı taşıyoruz. Duvarların arkasındaki direnişin parçası olmak ve duvarların ardını görünür hale getirmek için bu mücadeleyi büyüten bir dayanışma göstermek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
CEZAEVİNDEN DİRENİŞ MESAJI
Ardından avukatlıları aracılığı ile mesaj gönderen kadın tutsaklarının mesajlarına yer verildi. Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Çiğdem Mater “Bugün orada sizinle olmayı ve başta sevgili Gültan Başkan, herkesle hasret gidermeyi ne çok isterdim. Umarım içeriden dışarı yazanlar gün geçtikçe azalır, umarım kahkahalarımızla yeniden buluşuruz” sözlerini kullandı.
Nesrin Akgül ise “Öyküler ancak onları anlatabileceklerin başından geçermiş. Mahpusta kadınlar olarak bir araya gelen öykülerdik. Anlattıklarım, ilk yuvarlanan taşlardan başlayarak birbirine devredilmiş kadın direnişçiliğinin devredilmiş mirasıydı. Unutulmasına izin vermemek için, kadın hafızamıza bu coğrafyanın esaret hikayelerini onurluca, isyanı harlayarak nakşetmek için anlattık” sözleriyle kadınları selamladı.
Son olarak ise Rojbin Çetin'in mesajına yer verildi. Çetin, “İşte tarih, mücadele azim ve kararlılığıyla direnerek demokratik ve özgür yaşam için sözünü kuranların ve inşansın yapanların eseri olacaktır” diye belirtti.
‘MÜCADELE ETMİŞ İNSAN ONURLU İNSANDIR’
Sonrasında kitabın yazarları söz aldı. Yazarlardan Serap Doğan, korkuya dayalı ve zulüm uygulayan bir sistem olduğuna vurgu yaprak, “Bu kadar insan mücadele vermiş ve onurlu insanlar. Biz bu korkuyu yıkan insanlarız. Cezaevinde hasta tutsaklar var, tecritte olan tutsaklar var. Biz kadınlar ses verirsek mücadele edersek arkadaşlarımızı oradan alırız” diye konuştu. Ardından söz alan Gülten Kaya, çok değerli kadınlarla bir arada oldukların belirterek , “Bu çalışma çok önemli çünkü yazı kalır. Bu coğrafyanın kadınları bu dünyaya ‘jin, jiyan, azadi’ sloganını hediye ettiler. Bu sloganın çıkışı bu kadınlara yaşatılanlardır. Hayat artık şuna tanıklı ediyor, biz her zaman bir arada olacağız” şeklinde konuştu.
‘KADINLARI TUTSAK EDECEK TEL ÖRGÜ İCAT EDİLMEDİ’
Sonrasında konuşan Kürt siyasetçi Gültan Kışanak sözlerine “tutsak alınmayan bütün kadınları selamlamak istiyorum” diyerek başladı. Kışanak “Jin, jîyan, azadî’ sloganını hatırlatarak, “Kadın, yaşam ve özgürlük o kadar iç içe ki; Susan, itaat eden, rehin alınabilen, dışarıyla bağını koparan kadınlara hiç tanık olmadım. Daha kadınları tutsak edecek hiçbir kapının ve tel örgünün icat edilmediğine inanıyorum. Kadınların ilmek ilmek direnişle ördüğü mücadelenin bugün milyonlarla buluştuğunu görüyoruz ve bundan onur duyuyoruz. Kobanê Kumpas Davası hepimizin yakından bildiği gibi bu ülkenin siyasi sorularının, Kürt sorununun, IŞİD zihniyetinin intikamı davasıydı. Davanın özgün yanı, kadın özgürlük mücadelesini cezalandırmaya çalışmalarıydı. Arkadaşlarımızın bir kısmını arkada bırakıp çıkmak çok zordu. Başta Figen Başkan olmak üzere bize direnişin ne kadar güçlendiren bir şey olduğunu gösterdiler. Figen Başkan şahsında direnen tüm kadınları selamlamak istiyorum. Gezi tutsaklarına, Kobanê davası tutsaklarına, tüm siyasi tutsaklara, kadın tutsaklara sevgilerimi saygılarımı göndermek istiyorum. Onları da alacağız, yolumuza hep beraber devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Etkinlik, kitabın imzalanması ile devam etti.