DÎLOK - "Adalet ve Özgürlük Buluşmaları" kapsamında Beybahçe Katliamında yaşamını yitirenlerin anıldığı anmada DBP Eş Genel Başkan Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Kürt halkının özgürlük mücadelesinin önüne İŞİD'i koydular. İŞİD'liler Türkiye'nin dört bir yanında turist gibi gezdiler" ifadelerini kullandı.
Dîlok'un Mezmaxor (Şahinbey) ilçesinde düzenlenen “Adalet ve Özgürlük Buluşmaları” programı kapsamında Beybahçe Katliamı'nda yaşamını yitirenler anıldı. Kentte bulunan ve Semsûr ile Mereş’te gelen siyasi parti temsilcileri Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mezmaxor ilçe binası önünde bir araya gelerek, Beybahçe Parkına kadar yürüyüş düzenledi. Burada yapıla açıklamaya Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Esengül Demîr, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Merkez Yürütme Konseyi (MYK) üyesi Beycan Taşkıran, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz, DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan, Emek Partisi (EMEP) Dîlok Milletvekili Sevda Karaca ve çok sayıda yurttaş katıldı.
SLOGANLARLA YÜRÜYÜŞ
DEM Parti Mezmaxor ilçe binası önünden yürüyüşe geçen kitle, ellerinde tutsak siyasetçilerin fotoğraflarını ve "Kobanê kumpas davasında verilen kararları tanımıyoruz. Hak hukuk adalet" yazılı pankartı taşıdı. Kitle, “Berxwedana Kobanê rumeta me ye” sloganları ve alkışlarla yürüyüş gerçekleştirdi. Çevredeki yurttaşların da alkışlarla destek verdiği yürüyüş ardından kitle Beybahçe Parkına geldi.
Burada konuşan HDK Eşsözcüsü Esengül Demir, 20 Ağustos 2016'da Beybahçe Mahallesinde gerçekleşen katliamı hatırlatarak, 2015-2016 yılları arasında savaş karşıtlığını dillendirenlerin hedef alındığını belirtti. Bunun sistematik ve politik bir yaklaşım olduğunu vurgulayan Demir şunları söyledi: "İŞİD'de karşı mücadele edenler Kobanê'de mücadele edenler hedef alındı. Kobanê’de Kürt halkı, Arap halkı, Ermeni, Süryani, Türkmen halkı kazandı. O süreçte Türkiye halkları Kobanê direnişine destek olmak için emeğinden canından verdi. Kobane halkını destekleyen, yanlarında yer alan Türkiye'deki Kürt, Türk siyasetçiler sosyalistler Kobanê Kumpas Davasında yargılanmak istendi. Çeşitli suçlamalarla geçmiş dönem parti eşbaşkanlarımız, MYK üyelerimiz suçlanmak istendi. Hiç bir suçlamanın dayanağının olmadığı mahkeme tarafından da görüldü. Türkiye halklarına Kobanê'de yaşananlara karşı duyarlılık çağrısı için attığı tweet sebebiyle ceza gerekçesi olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Şimdi cezaevinde bulunan bir önceki dönem eşbaşkanlarımız ve diğer bütün yoldaşlarımız iktidarın intikam alma arzusuyla cezalandırılıyorlar. Faşizme karşı ortak mücadelenin iktidarın nasıl bir kabusu olduğunu görüyoruz. Bu kadar baskı yoksulluk ve acı varken Türkiye halkı ve devrimciler yan yana gelemeye devam edecektir."
‘BEYBAHÇE BİLEREK HEDEF ALINDI’
Devamında konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Dîlok'un Beybahçe Mahallesinin çoğunluğunun Sêrtli, Rihalı, Wanlı Kürtlerden oluştuğunu hatırlatarak Beybahçe Katliamı için burasının özel olarak seçildiğini ifade etti. Uçar, insanların en mutlu günü olan bir düğünde hedef alındıklarını hatırlatarak, "Kürtlere dönük bir katliam gerçekleştirdiler. Kobanê, Türkiye ve dünyadan binlerce insanın mücadelesine dönüşmüştü. Kürt halkının özgürlük mücadelesinin önüne İŞİD'i koydular. İŞİD'liler Türkiye'nin dört bir yanında turist gibi gezdiler" ifadelerini kullandı.
‘GÖRÜŞMELER VARKEN TÜRKİYE TABLOSU ÇOK BAŞKAYDI’
"Bizler 7 haziran 2015’te Türkiye’de yaşayan tüm halkların Kürt sorununun çözümüne ortak olabileceğini birlikte yaşamın yokunu gösterdik ve buna karşı duranlara kaybettirdik" diyen Uçar, DAİŞ'in halklara dönük saldırılarını hatırlatmak amacıyla başlattıkları programlarına devam edeceklerini vurguladı. Uçar devamında şunları söyledi: "Selam olsun Kobanê'yi düşürmeyenlere Kobanê'ye destek olanlara! Biz Kobanê Davasına, 'Kumpas Davası' diyoruz. Daha dün AKP'nin kurucularından eski bir bakan 'Devletin bilgisi dahilinde Kobanê olayları oldu ve faturası Kürt siyasetine kesildi' dedi. Kobanê Kumpas Davasında çıkan kararların Türkiye ve Kürdistan halkları açısından hiç bir karşılığı yok. Sadece Kürtler mi ölüyor bu ülkede hayır. Kadınlar, çocuklar, işçiler birçok insan ölüyor. Türkiye'yi karanlık güçler yönetmeye çalışıyor. Kürt sorununa doğru yaklaşılmadığı sürece bu karanlık güçler ülkeyi yönetmeye devam edecek. 2013-2015 yılları arasında Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan ile görüşebilen bu iktidar şimdi bunları inkar ediyor. 2013-2015 yılları arasında Türkiye'nin halkları, ekonomisi, siyaseti bambaşkaydı. O dönem bu görüşmeler mümkün iken bu dönem neden Sayın Öcalan ile görüşme neden mümkün olamasın? Tecridin kırılması için cezaevleri önünde eylemler yapılıyor. Anneler adalet nöbetleri tutuyor. Engin Akdoğan bugün cezaevinde vefat etti. Bizler tecrit kırılana kadar cezaevleri önünden ayrılmayacağız. Bu ülkedeki en büyük gerçeklik, Kürt gerçekliğidir ve bu sorununun tek muhatabı Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’dır."
Açıklama alkış ve sloganlarla sona erdi.