AMED - İmralı tecridine tepki gösteren yurttaşlar, tüm kesimlerin cezaevlerinde tecrit politikalarına karşı direnen tutsakların direnişini sahiplenmesi gerektiğini vurguladı.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde mutlak tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'dan, 38 aydır haber alınamıyor. PKK Lideri Öcalan ile İmralı’da tutulan Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’ın aile ve avukatlarıyla görüşmeleri farklı tarihlerde verilen yasaklarla engelleniyor. Asrın Hukuk Bürosu'nun bu duruma karşı itirazları ise reddediliyor. Amed’de Kobanê Davası’nda siyasetçilere verilen cezalara karşı 22 Mayıs’ta yapılan eyleme katılan yurttaşlar, İmralı’daki tecrit politikasına tepki gösterdi.
‘TECRİTLE BİZİ YOK ETMEK İSTİYORLAR’
İmralı’da uygulanan tecridin toplumsal sorunları arttırdığına dikkati çeken Sebahat Acar, “Tüm değerlerimizi çaldılar. Bizden çaldıkları ile kendilerini zenginleştirdiler. Bizler mazlum, onlar zalimdirler o yüzden de zulmediyorlar. Tecritle beraber her türlü zulmü uyguladılar. Öcalan tecrit altında olmasına rağmen direniş zayıflamadı, tersine öfke ve direniş büyüdü. Onun direnişini selamlıyoruz” dedi.
Acar, cezaevlerinde Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü için devam eden aile ve telefon görüşü boykotuna işaret ederek, "Tutsaklar zor koşullarda direniyorlar. Bütün ülke buna ses vermeli. Onlar hepimizin evlatları. Bu ülkenin çocukları orada eziyet görüyorlar. Suçsuz bir şekilde tutsak ediliyorlar. Onlara sahip çıkmalıyız. Tecridi kırmak için tutsaklarımıza sahip çıkmalıyız” ifadelerini kullandı.
Abdullah Öcalan’ın “Kürt Halk Önderi” olduğunu belirten Kemal Bakan, geçmişten bu yana halk önderlerinin sürgün ve infazlarla halktan koparılmaya çalışıldığını ifade etti. Bakan, “Kürt Halk Önderi, o ölü toprağını üzerimizden attı ve Kürt halkını mezardan diriltti” dedi.
‘TECRİT KIRILMALI’
İmralı’daki tecridin tüm cezaevlerine yayıldığına dikkati çeken Mehmet Emin Alkan, “Hepimiz tecrit altındayız. Diyalog yollarının açılması ve bir barış sürecinin başlaması için muhakkak tecridin kaldırılması gerekiyor. Bunun için Avrupa İşkenceyi Önlenme Komitesi (CPT) ve uluslararası tüm kuruluşları göreve çağırıyoruz. Üstlerine düşeni yapsınlar. Bütün halkın tecrit altında olması kabul edilemez. Tecrit demek, ölüm ve çatışma demektir. Bunların aşılması ve bu ülkenin demokratik bir zemine oturması için tecrit muhakkak kalkmalı” diye kaydetti.
Cezaevlerinde devam eden eylemlere değinen Alkan, “Dışarıdaki kurum ve kuruluşlar sessiz kaldıkça bütün yük zindandaki tutsakların omuzlarına yüklenir. Şuan aile, telefon görüşü yok. Yüklerini hafifletmemiz için sürekli eylem halinde olmalıyız. Sürekli demokratik eylem hakkımızı kullanmalıyız” dedi.