İSTANBUL - Kobanê Davası'nda verilen cezaların topluma bir mesaj olduğunu söyleyen bağımsız feminist Hülya Osmanağaoğlu, "Mücadele yoksullar, kadınlar, Kürtler ve sosyalistlerin yan yana gelmesiyle kazanılacak" derken, Tülay Korkutan ise, "Kobanê'yi hep birlikte savunduk ve hala savunuyoruz. Eğer suçsa, bu suçu hepimiz işledik" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçi hakkında açılan davanın karar duruşmasında siyasetçilere verilen ağır cezalara dönük tepkiler sürüyor. Muhalefet partileri ve hukukçular kararı, siyasi ve demokratik siyaset zeminine vurulmuş bir “darbe” olarak değerlendiriyor.
Kadınlar ise verilen cezalarla kadın kurtuluş mücadelesinin kriminalize edilmeye çalışıldığına dikkat çekti.
Bağımsız feminist Hülya Osmanağaoğlu, dava kapsamında yargılanan ve ceza alan siyasetçi kadınlara değinerek, “Dava kapsamında arkadaşlarımıza ağır cezalara verildi. Üstelik Sebahat gibi, Gültan gibi ‘örgüt üyeliğinden’ ceza alan arkadaşlarımızın dosyalarında suçlamalara baktığımızda çoğunlukla, kadın eylemleri, kadın toplantıları ve basın açıklamaları var. Aslında kadın kurtuluş mücadelemizin kriminalize edildiğini biz bu dava boyunca gördük” diye konuştu.
'SOSYALİSTLERE MESAJ VERİLİYOR'
Sosyalist hareketlerde yer alan isimlere verilen ağır cezaları da değerlendiren Osmanağaoğlu, iktidarın bu yönlü vermek istediği mesaja dair şunları söyledi: “İktidar, örgütlü enternasyonalist sosyalistlere, ‘Kürt hareketiyle yakınlaşırsanız, yan yana durursanız siz de ağır cezalar alırsınız’ diyor. Kobanê Davası’ndaki cezaların açıklandığı günün akşamında, 28 Şubat generallerinin Tayyip Erdoğan’ın affıyla serbest kalması devletin yeniden yapılandırılmasında kurulan ittifakların göstergesi. Rejim yeniden inşa edilirken, egemen kliklerin hepsi sürece dahil ediliyor.”
'FAŞİZMİN ÇÖZÜLMESİ MECLİS’TEKİ UZLAŞILARLA MÜMKÜN DEĞİL'
Siyasette, “yumuşama” tartışmalarının yapıldığı bir süreçte Kobanê Davası’ndan yargılananlara ceza verildiğini vurgulayan Osmanoğlu, Meclis içi bir uzlaşı ile demokratikleşmenin olmayacağını dile getirdi. Osmanoğlu, “Faşizmin çözülmesi Meclis’teki uzlaşılarla mümkün değil” dedi. Osmanoğlu, “Sermaye, patriyarka ittifakı, milliyetçilik ve İslamcılık temelinde bir bütün olarak toplumu dizayn etmeye, dönüştürmeye çalışırken Kobanê Dava sonuçları da bize gösterdi ki Meclis içinde, yumuşama umutlarıyla bu mücadele kazanılamaz. Mücadele ezilenler, işçi sınıfı, yoksullar, kadınlar, Kürt halkı ve sosyalistlerin yan yana gelmesiyle kazanılacak” ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE SİYASİ TARİHİNİN KARA TABLOSU'
Kırkyama Kadın Dayanışma Derneği üyesi Tülay Korkutan, dava kapsamında özellikle kadın siyasetçilere dönük suçlamalara dikkat çekti.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ve 8 Mart eylemlerinin suçlama konusu yapıldığını belirten Korkutan, “Dava sonuçlandığında Türkiye siyasi tarihinin en kara tablosuyla karşılaştık. Kobanê Kumpas Davası’nda yargılanan arkadaşlarımızın çoğuna 20-30 yıl gibi cezalar verildi. Tahliye olan arkadaşlarımız oldu ama sevincimiz buruk. Bu kadar ağır cezanın kendisi aslında dışarıda olanlara ve mücadeleyi sürdürenlere bir gözdağı vermek amacı taşıyor. AKP-MHP faşist iktidarı tarafından; ‘Kürtlerle yan yana durmayın, kadınlarla yan yana durmayın, sokağa çıkmayın, barışın sesi olmayın, eğer yaparsanız siz de bu cezaları alırsınız’ yargılamasıydı” dedi.
'KOBANÊ’Yİ SAVUNDUK, SAVUNACAĞIZ'
Korkutan, “Bizim bu karardan sonra mücadeleyi, dayanışmayı ve örgütlenmeyi daha çok büyütmeye ihtiyacımız var” diye belirtti. Kobanê Davası kapsamında sadece siyasetçiler değil, kadınlar, feministler, LGBTİ+’lar, devrimciler, sosyalistlerin de yargılandığını ifade eden Korkutan, “Biz o zaman şunu söyledik: ‘Kobâne düşmeyecek, savaşa hayır.’ Sınırda barış zinciri kurduk, bombalar hayatlarımıza düşüyor diye eylemler yaptık. O dönem biz Kobanê’yi hep birlikte savunduk ve hala savunuyoruz. Eğer bu suçsa bu suçu hepimiz işledik” şeklinde konuştu.