İSTANBUL - Kobanê Davası kararlarını “iktidarın deklarasyonu” olarak nitelendiren Ahmet Faruk Ünsal, “Eğer DAİŞ’in intikamı alınmak isteniyorsa bu boşa bir çaba” dedi.
DAİŞ'in Kobanê’ye dönük saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde gelişen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da aralarında olduğu 108 isim hakkında açılan davanın karar duruşması 16 Mayıs’ta görüldü. Demirtaş'a 42 yıl ve Yüksekdağ'a 30 yıl 3 ay ceza verilirken, diğer siyasetçiler hakkında da ağır cezalar verildi. 5 siyasetçi hakkında tahliye, 12 kişi hakkında ise beraat kararı verildi. Bazı isimlerin dosyaları da ayrıldı.
Siyasetçi ve insan hakları savunucusu Ahmet Faruk Ünsal, davadan çıkan kararları değerlendirdi.
‘SİYASAL İKTİDARIN DEKLERASYONU’
Kobanê Davası’ndan çıkan kararın mahkeme tarafından verilmesine rağmen hukukla izah edilir bir yanı olmadığını söyleyen Ünsal, “Bu karar daha Yargıtay süreçleri ile birlikte değerlendirilecektir ama ilk bakışta Kürt siyasetini kriminalize etmek isteyen ve yasal sınırlar içerisinde siyaset yapmasını imkansız hale getiren siyasal beklenti ve plan içerisinde alınmış bir karardır. Çünkü bu iktidarın ne Anayasa Mahkemesi ne de uluslararası mahkeme olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını ciddiye aldığını görmedik. Öyle anlaşılıyor ki mahkemelere verilmek suretiyle kendi siyasal ihtiyaçlarına uygun bir metin yazıp, mahkeme kararı olarak okutuyorlar. Dolayısıyla bunu bir yargılamanın ötesinde siyasal iktidarın bir deklarasyonu olarak görüyorum” dedi.
Siyasetçi-insan hakları savunucusu Ahmet Faruk Ünsal
‘DAİŞ’İN İNTİKAMI ALINMAK İSTENİYORSA BOŞA BİR ÇABA’
Siyasetçilere verilen ağır cezalarla aynı zamanda Kuzey ve Doğu Suriye’deki siyasal yapı ve kazanımlarının kriminalize edilmeye çalışıldığına dikkati çeken Ünsal, “Kararların oradaki başarının hiçleştirilmesiyle alakalı bir tarafı var. Ama doğrusu bu saatten sonra DAİŞ’in 2014-2015 yıllarındaki büyüklüğüne tekrardan kavuşabileceği kanaatinde değilim. Çünkü DAİŞ tarihin yenilen tarafında yer alırken özellikle Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt hareketi tersine tarihin doğru yerinde yer aldı. Buradan eğer DAİŞ’in intikamı alınmak isteniyorsa bu boşa bir çaba. Çünkü DAİŞ tarihin yanlış yerinde yer alarak kendisini yok etme ve hiçliğe mahkum etmiş bir harekettir” diye belirtti.
‘TÜRKİYE’YE YAPILMIŞ BÜYÜK BİR KÖTÜLÜK’
Ünsal, siyasetteki “yumuşama” tartışmalarına işaret ederek, kararla birlikte söz konusu “yumuşamanın” Kürt siyasetçileri kapsamadığının açığa çıktığını söyledi. Ünsal, “İktidar belki diğer partiler ya da siyasi aktörlerle yumuşama ve normalleşmeyi kast ediyor olabilir. Ancak Kürt siyaseti söz konusu olduğunda onu kriminalleştiren, onu muhataba almayan, onunla normalleşmeye razı olmayan bir siyasi pratikle karşı karşıyayız” dedi. “Kararlar mahkeme eliyle intikama dönüştürülmüş” diyen Ünsal, “Dolayısıyla bu kararların hiçbir meşruiyeti yoktur ve Türkiye’ye yapılmış büyük bir kötülüktür” diye kaydetti.
MA / İbrahim Irmak