RİZE - Yaş çay taban fiyatını yetersiz bulan üreticilerin eyleme hazırlandığını aktaran Çay Üreticileri Meclisi'nden Recep Memişoğlu, üretimin sürdürülmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde hasadına başlanan yaş çay için açıklanan taban alım fiyatı üreticilerin tepkisine neden oldu. Tarım ve Orman Bakanlığı 2024 yılı yaş çay alım fiyatını kilogram başına 17 TL, üreticilere verilen destekleme bedelini ise kilo başına 2 TL olarak açıkladı. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) tarafından konulan günlük kota ve yıllık kontenjana da tepki gösteren üreticiler, 13 Mayıs'ta Rize merkezde sokağa indi. Üreticiler, yarın Ardeşen, Cuma günü de Pazar ilçesinde eylem gerçekleştirecek.
Öte yandan özel sektör, açıklanan fiyatın altında çay alımına başlarken, ÇAYKUR'un uyguladığı alım politikası üreticilerin yaşadığı bir diğer sorun olmakta. En son 2016 yılında 82 milyon TL kâr açıklayan ÇAYKUR, Varlık Fonu’na devredildikten sonra 2017 yılında 268 milyon, 2018'de 657 milyon, 2019'da da 635 milyon TL zarar açıkladı. 2020 yılında zararı 547 milyon TL olan ÇAYKUR, 2021'de 503,8 milyon TL zarar açıkladı. Devirden bu yana açıklanan zarar 2,8 milyar TL’ye ulaşırken, banka borçları da 5,8 milyar TL oldu. Çaya sürekli zam yapan ÇAYKUR’un bu politikası ise üreticiyi özel sektöre yönlendiriyor. Trabzon Ticaret Borsası’nın 2023 verilerine göre, üreticilerden 1 milyon 354 bin ton yaş çay yaprağı alındı. Bunun 763 bin 200 tonu özel sektör, 591 bin 530 tonu ÇAYKUR tarafından satın alındı.
Çay Üreticileri Meclisi Sekretarya üyesi Recep Memişoğlu ile açıklanan çay alım fiyatını ve ÇAYKUR'un içinde bulunduğu durumu konuştuk.
RAKAM MEMNUN ETMEDİ
Üreticilerin maliyetlerin artmasından dolayı yaş çay alım fiyatını en az 25 TL artı destekleme payı talep ettiğini belirten Memişoğlu, açıklanan fiyattan memnun olmadıklarını vurguladı. Destekleme payının 30 kuruştan 2 TL’ye çıkarılmasını hiç beklemediklerini söyleyen Memişoğlu, “Bunu özel sektör ile devlet arasında yapılan pazarlıkta taban fiyatın düşük, desteklemenin yüksek tutulması konusunda anlaşıldığına yorumluyoruz. Burada hem özel sektör hem de üretici bir anlamda memnun edilmek istendi. Devlet 19 lira vermiş oldu. Fakat özel sektör için bu fiyat 17 lira. Bizim istediğimiz fiyat ile aradaki fark 6-7 lira. Hatta özel sektör birçok yerde daha düşük fiyattan çay alımına başladı. Yol kenarlarında 15 liraya çay alımı yapıyorlar" diye belirtti.
ÜRETİCİ YİNE ZARARDA
Bu şartlar altında üreticinin büyük bir zarara uğrayacağına dikkat çeken Memişoğlu, bir ton çayın 19 bin TL ettiğini, ancak sadece işçilik ücretinin 8 bin TL olduğunu kaydetti. Yanı sıra gübre, ilaç ve taşıma gibi maliyetlerinde olduğunu aktaran Memişoğlu, "Üretici zaten her yıl zarar ederek, çayını topluyor. Örneğin seneye toplayacağı çayın karşılığında kooperatiften alışveriş yapıyor, gübreyi vadeli alıyor, işçiye peşin para veriyor. Bunları karşılamak için ya kredi çekiyor ya da elindeki birikimini harcıyor. Bu anlamda üreticinin para kazandığı yok. Tarlada çay kalmasın veya ata toprağı olduğu için bir üretim yapılmaya çalışılıyor" ifadelerini kullandı.
‘ÇAYKUR ÖZELLEŞTİRİLMEK İSTENİYOR’
Üreticiyi bu duruma ÇAYKUR'un uyguladığı politikanın düşürdüğünü dile getiren Memişoğlu, kurumun bilinçli olarak zarar ettirildiğini söyledi. ÇAYKUR’un Varlık Fonu'na devredildikten sonra tüm ödemelerin bankadan çekilen kredilerle yapıldığını belirten Memişoğlu, “Yine pazarlama bölümü de özelleştirildiği ve pazarlama şirketi ile girdiği ilişkiler nedeniyle ÇAYKUR zarar ediyor. Özel sektörün bir diğer karı ÇAYKUR 19 liraya çay alırken, onlar 17 liraya alacak. Ham maddeyi ucuz alırsanız daha ucuza mal eder ve devletle rekabet edebilirsiniz. Özel sektörün üretmiş olduğu çaylar elinde kalmazken ÇAYKUR'da her sene devir eden kuru çay oluyor. Bu tamamen yönetimsel bir durum. Bütün kaynaklar sermayeye aktarılırken, devlet kendi kurumlarını bilinçli olarak zarar ettiriyor. ÇAYKUR bu yolla yıllardır özelleştirilmek isteniyor. ÇAYKUR özelleştirilirse çay, tütün, pamuk, pancar üreticilerinin daha büyük sorunlar yaşayacağı anlamına gelir. Bu durumda çay toplanmayacak, dışarıdan ithal edilecek. ÇAYKUR'un bu eleştirdiğimiz haline rağmen bir tutanak olduğunu düşünüyoruz. ÇAYKUR yaşamalı ve yaşatılmalı” diye belirtti.
SORUNLAR YUMAĞI
Çayın değerinde satın alınmasını istediklerini söyleyen Memişoğlu, ziraat odaları ve üreticiler olarak belirledikleri fiyatın taban fiyat olması gerektiğini vurguladı. Açıklanan taban fiyatın özel sektörü de bağlaması ve bu fiyatın altında çay alınmaması gerektiğini belirten Memişoğlu, şöyle devam etti: "Kota ve kontenjandan dolayı üretici çayının tamamını devlete satamıyor. Bu uygulamalara son verilmeli. Gübre fiyatlarının yüksek olması üreticinin belini büken nedenlerden biri. Bu anlamda gübrenin daha uygun fiyata verilmesi için sübvanse edilmesi gerekiyor. Diğer sorun ise bu bölgede çay geçim kaynağı olmaktan çıktığı için genç nüfus buradan göçüyor ve üretici çayını toplayamıyor. Devletin bu konuda çözüm olarak bir proje üretmesi gerekiyor. Yoksa çayın hasat edilememesi söz konusu olacak. Dolayısıyla çayın tek sorunu fiyat değil. Çözülmesi gereken sorunlar yumağı ile baş başa bırakıldık.”
MA / Tolga Güney