HABER MERKEZİ - Karar duruşması görülecek olan Kobanê Davası için yapılan açıklamada, “Barışın ve çözümün yolu İmralı’dan geçer. Kobanê düşmedi ama bu dava düşecek” denildi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Tevgera Jinên Azad (TJA/Özgür Kadın Hareketi) ve Barış Anneleri Meclisi, 16 Mayıs’ta karar duruşması görülecek olan Kobanê Davası için açıklama yaptı. Mêrdîn Karayolları Parkı’nda gerçekleştirilen açıklamaya DEM Parti Milletvekilleri Kamuran Tanhan ile George Aslan’ın yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Açıklamada, “Kobanê Kumpas Davasına karşı demokratik siyaseti savunuyoruz” pankartı açıldı.
Açıklamada konuşan DEM Parti İl Eşbaşkanı Mehmet Mihdi Tunç, DAİŞ’in Kobanê’ye saldırdığı süreçte iktidarın “Kobanê düştü düşecek” söylemlerini hatırlatarak, “Kobanê düşmedi ama bu dava düşecek. Seçimle kazanamayan iktidar bu dava ile kazanmaya çalışıyor. Yargılanan tüm arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılması gerekiyor. Dün KCK bugün ise Kobanê Davası adı altında siyasetçi arkadaşlarımız yargılanıyor. Barışın ve çözümün yolu İmralı’dan geçiyor. Bu hukuksuzluğu asla kabul etmiyoruz. Düşmedik, düşmeyeceğiz” dedi.
'SARAY REJİMİ MAHKUM OLACAK'
Ardından konuşan DEM Parti Mêrdîn Milletvekili Kamuran Tarhan, AİHM’in Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ kararlarını hatırlattı. Tanhan, “Kobanê Davasına baktığımızda yargı ile siyasetin iç içe geçtiğini görüyoruz. Bir çete örgütüne mensup kişilerce yapılan yargılama ile arkadaşlarımız yargılanmak istendi. Kobanê Kumpas Davası HDP’nin kapatılması için kurulan tarihin en büyük kumpaslarından biridir. Dünyada bu kumpasın ve ahlaksızlığın bir örneği yok. Arkadaşlarımıza savunmaya ilişkin üç buçuk ay gibi kısa bir süre verildi. İktidar bu dava ile HDP’nin kapatma davasına delil oluşturmaya çalışıyor. Dünyada AİHM’in 18. maddesinden mahkum edilen iki ülke var; biri Rusya biri de Türkiye. Bu davanın kararı adliye saraylarında değil Erdoğan’ın sarayında verilmiştir, yargılama da orada yapılmıştır. Saray rejiminin mahkum olacağı bir karar çıkacak. Tüm tutsak arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulunuyorum. 6-8 Ekim Kobanê eylemleri Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla son bulmuştur. Çatışmaların son bulması için tek muhatap Sayın Abdullah Öcalan’dır. Barışın yolunun açılması hepimizin temel talebidir” dedi.
Açıklama, “Bîjî berxwedana zindanan” sloganları ile son buldu.
ANKARA
DEM Parti Ankara İl Örgütü, “Kumpaslara karşı demokratik siyaseti savunuyoruz” başlığıyla basın açıklaması düzenledi. Sakarya Caddesi Çankaya Belediyesi Önünde yapılan açıklamaya DEM Parti Agirî Milletvekili Heval Bozdağ, DEM Parti Colemêrg Milletvekili Onur Düşünmez, DEM Parti Wan Milletvekili Ömer Faruk Hülakü DEM Parti bileşenleri, İnsan Hakları Derneği (İHD), Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Alınteri ve Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) katıldı. Açıklamada “Yargılanan değil yargılayanlarız, yeter yoldaşlarımızı tuttuğunuz” yazılı pankart açıldı.
HUKUK KIYIMINA KARŞI ÇAĞRI
Açıklamayı yapan DEM Parti İl Eşbaşkanı Fatin Kanat, Sincan’da görülecek duruşmaya çağrı yaparak, “Yalan ve kumpas üzerine kurulu davanın karar duruşması 16 Mayıs 2024 tarihinde Ankara Sincan Cezaevi Kampüsünde görülecektir. Demokrasiden, haktan, hukuktan, adaletten ve özgürlüklerden yana olan herkesi, tüm duyarlı kamuoyunu, yalan ve iftiralarla içerde rehin tutulan yoldaşlarımızla dayanışmaya, bu son sürüm ağır hukuk kıyımına karşı yanımızda saf tutmaya çağırıyoruz. Bilinmelidir ki haksızlık, hukuksuzluk kime, hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın, olan, demokrasiye, toplumsal huzur ve barışa olmaktadır” dedi.
‘ULUSLARARASI HUKUK ASKIYA ALINDI’
Kanat, Kobanê kumpas davasının, DEM Parti’nin de demokratik faaliyetlerinin bastırılması ve parti politikalarının, çalışmalarının kriminalize edilmesine neden olacağını vurgulayarak, “Siyasi faaliyet yürüten arkadaşlarımızın rehin alınarak gücünün etkisizleştirilmesi amacıyla iktidar tarafından, 6-8 Ekim 2014’de Kobanê ile dayanışma amacıyla yasal protesto hakkını kullanan halklarımıza karşı siyasi iktidar ve belirli odaklarca kışkırtılmış grupların saldırıları sonucu yaşanan, 37 yurttaşın, ki bunlardan 27si HDP üyesi ve gönüllüsüdür, hayatını kaybettiği olaylardan tam 6 yıl sonra, demokratik protesto içeriği olan bir tweet bahane edilerek bir kumpas davası olarak açıldı. Hiçbir hukuki dayanağı olmayan bu dava üzerinden partimiz hedef gösterilerek AİHM başta olmak üzere ulusal ve uluslararası hukuk askıya alındı” diye konuştu.
‘BU DAVA TOPLUM DİZAYN ETME ÇABASIDIR’
Kanat, “Bu dava, Kürt siyasal hareketi üzerinden HDP’yi dizayn etmeye, HDP üzerinden Türkiye toplumunu dizayn etmeye çalışan bir siyasal mühendislik pratiğidir. Siyasal iktidar bu dava ve özellikle sık sık ‘Kobane Olayları’ ve ‘Gezi Eylemleri’ kavramlarını kullanarak, bu iki barışçıl ve toplumsal talepli eylemleri itibarsızlaştırma ‘şeytanlaştırma’ algısı ile toplumu sokak muhalefetinden uzak tutmaya çalışmaktadır. Buradan tek çıkış yolu ise bütün baskılamalara rağmen faşizme varan iktidar pratiklerine karşı sokakta yasal, demokratik hakların kullanılmasında ısrarcı olmaktır” sözlerini kullandı.
‘YOL YAKINKEN GERİ DÖNÜN’
Kobane Davası’nın birçok tarihi yargılamaların birebir iz düşümü olduğunu kaydeden kanat devamla şu ifadeleri kullandı: “Leipzig Yargılamaları, Dreyfus Davası, Nürnberg Yargılamaları gibi yargılamaları örnekleyebiliriz. Sahte deliler yaratma, çarpıtma ve suçları örtme tarzı neredeyse tıpa tıp aynıdır. Özcesi, 40 yıldır sürdürülen savaş ve rant politikalarının kurtaranı Kobanê, gezi ve benzeri kumpas davaları değildir. Bu, sadece içinde bulunulan çıkmazı daha da derinleştiren, demokrasiyi işlemez kılan, özgürlükleri ayakaltına alan beyhude bir yol olmaz aynı zamanda çok yakından hissettiğimiz gibi, emekçinin, yoksulun sofrasındaki ekmeğe de göz diken kötü gidişatı da perişanlıkla sonuçlandırır. Gelin yol yakınken bu çıkmazdan geri dönün, diyalog ve müzakerelerin, adil ve toplumsal bir barışın önünü açın.”
Açıklamanın ardından, DEM Partili vekiller, parti yöneticileri ve katılımcı kurumlarla beraber DEM Parti Ankara İl Örgütü Kobanê davasında yaşananların yazılı olduğu bildirileri Sakarya Caddesinde sloganlar eşliğinde dağıttı.
ANTALYA
DEM Parti Antalya İl Örgütü, karar duruşması görülecek olan Kobanê Davası'na dikkati çekmek için Attalos Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. "Kumpaslara karşı demokratik siyaseti savunuyoruz" pankartlarının açıldığı açıklamaya DEM Parti Wan Milletvekili Mahmut Dindar da katıldı. Açıklamada basın metnini DEM Parti Antalya İl Eşbaşkanı Hülya Can okudu. Adaletsizliğe ve hukuksuzluğa karşı mücadele ettiklerini ifade eden Can, tüm kesimleri adalet ve hukuk için mücadele etmeye çağırdı.
Dindar, karar duruşması görülecek olan Kobanê Davası'na değinerek, davayı "utanç davası" olarak yorumladı. Dindar, siyasi rehine olarak tutulan siyasilerin serbest bırakılması çağrısında bulundu.
MERSİN
DEM Parti Mersin İl Örgütü, ÖHD, İHD ve ÇHD Mersin şubeleri, karar duruşması görülecek olan Kobanê Davası'na dikkat çekmek için Özgür Çocuk Parkı'nda ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Ortak basın metnini okuyan İHD Mersin Şube Başkanı Gazi İnci, "Tek yol barış, kumpastan vazgeçin!" dedi.
İnci, şunları belirtti: "Gelinen aşamada savunmalar dahi tamamlanmadan 16 Mayıs 2024 tarihinde dosyanın karara çıkacağı belirtildi. Bu yargılamadan çıkacak kararın siyasi bir talimat olduğunu biliyoruz. Esasında bu dosyada yargılanan HDP’li siyasetçiler değil, Kürt sorununun çözülmesini ve barışı isteyen Türkiye halklarıdır. Çünkü Kobane Kumpas Yargılaması’na konu edilen olaylar 7 Ekim’de ortaya çıkan demokratik sivil tepki ve iktidarın müdahale etmediği paramiliter grupların çıkardığı kargaşa ve mağduriyetlerdir. İktidar 7 Ekim’de yürüttüğü yanış siyasetle ortaya çıkardığı kargaşanın faturasını HDP’li siyasetçiler üzerinden Kobane kuşatmasını eleştiren Türkiye halklarına mal ediyor. Halbuki Kobane Kuşatmasını eleştiren halk bu olayın sadece mağdurudur. Tarihin görebileceği en kirli kumpaslardan biri ile yürütülen bu senaryo unutulmaz bir leke olarak yerini alacak. Bu coğrafyadaki barış krizin faturasını başta Kürt halkı olmak üzere tüm Türkiye halklarına mal etmek isteyen hiçbir zihniyet iflah olamadı, olamaz. Yaşanan tüm kumpasın tanıkları olarak çağrıda bulunuyoruz; tek yol barıştır, kumpastan vazgeçin!"