Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Semsûr İl Örgütü, 16 Mayıs'ta karar çıkması beklenilen Kobanê Davası'na dair panel düzenledi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) binasında yapılan panele, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Cahit Kırkazak’ın yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Panelin yapıldığı salona, tutsak siyasetçilerin fotoğraflarının yer aldığı “Kumpaslara karşı demokratik siyaseti savunuyoruz” yazılı pankart asıldı. Saygı duruşunun ardından başlayan panelde, 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen protesto eylemlerine dair sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi. 

 

Daha sonra panelde konuşan Kırkazak, davanın hukuki değil siyasi olduğunu belirterek, iktidarın bilinçli bir şekilde HDP’yi hedef aldığını söyledi. 

 

‘6-8 EKİM BİR HAK ARAMA MÜCADELESİ’

 

 “Kobanê sürecinde sınır kapıları erken açılsaydı, bu karanlık zihniyet daha erken yıkılırdı” diyen Kırkazak, devamında şunları belirtti: “Halk bir süreden sonra kendi göbeğini kendi kesmek zorunda kaldı. Olaylar bitti. Önce Samsun, ardından hakkında FETÖ soruşturması yapılan bir avukat suç duyurusunda bulundu ve soruşturma açıldı. O dönem Erdoğan meydanlarda Selahattin Demirtaş’ın konuşmalarını ve videolarını gösterip ‘54 Kürt vatandaşımızın katili’ dedi ve mahkemelerde buna yönelik hiçbir iddia yoktu.” 

 

6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemlerini bir hak arama mücadelesi olarak tanımlayan Kırkazak, “Eylül ayının başından başlayıp 7 Ekim saat 14.30’a kadar tek bir şiddet eylemi yoktu. Erdoğan’ın ‘Kobane düştü düşüyor’ sözü, aynı zamanda paramiliter güçlere bir mesajdı. Erdoğan’ın bu açıklamasından sonra Muş’un Varto ilçesinde bir vatandaş polis kurşunuyla yaşamını yitirdi. 7 Ekim akşamında Sırrı Sürreya Önder ve heyeti o dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala ile bir görüşme yapıyor ve Ala, ‘sahada bizimde söz geçiremediğimiz paramiliter güçler var’ dedi” ifadelerini kullandı. 

 

‘KÜRT SİYASETİNİ DİZAYN ETME ÇABASI’

 

Ardından konuşan DEM Parti Semsûr İl Eşbaşkanı Hüseyin Coşkun da, Kobanê Davası ile ilgili olarak “3 bin 500 sayfalık bir iddianamenin 7 gün içerisinde heyetçe değerlendirilip kabul edilmesi hukuka aykırı bir durum. En başından beri bu davanın hukuk süreci içinde yürümeyeceğini biliyorduk. 10 yıldır sadece Kürt siyasetini dizayn etme çabası bizim karşımızda duran bir sürece yöneldi” diye belirtti.  

 

Panel, soru-cevap bölümüyle sona erdi.