İSTANBUL - İktidarın politikaları nedeniyle 1 günde en az bin 97 kadın şiddete maruz kalıyor. Kadın Savunma Ağı üyesi Eftelya Koyuncu, kadın örgütlerinin şiddete karşı güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
AKP iktidarının politikaları kadına yönelik şiddeti derinleştirirken, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) Nisan ayı verilerine göre 32 kadın erkekler tarafından katledildi, 13 kadın ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. KCDP’nin açıkladığı rapora göre, 8 Mart 2023 ve 8 Mart 2024 tarihleri arasında 338 kadın katledildi. 248 kadın ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Kadınlar en çok evlerinde katledilirken, failler kadınların en yakınları olarak kayıtlara geçti.
GÜNDE BİN 97 KADIN ŞİDDET GÖRÜYOR
Kadın Destek Uygulaması Raporu’na (KADES) göre günde bin 97, saatte 45 kadın şiddet gördüğü için uygulamayı kullandı. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bugüne erkekler en az 7 bin 739 kadını katletti. AKP 22 yıllık iktidarında kadınların kazanılmış birçok hakkını ortadan kaldırdı; tarafı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. 6284 sayılı şiddet yasasında kadınlar aleyhinde değişiklikler yapılmak istenirken kürtaj, nafaka gibi haklar tartışmaya açılıyor. Yine 9. Yargı paketi ile de Anayasa Mahkamesi (AYM) kararına rağmen, kadının evlendikten sonra kendi soyadını kullanmasının yasaklanması amaçlanıyor.
Kadın Savunma Ağı üyesi Eftelya Koyuncu
'AKP KADIN CİNAYETLERİNİN ÖNÜNÜ AÇIYOR'
Kadın Savunma Ağı üyesi Eftelya Koyuncu, AKP’nin kadın politikalarını değerlendirdi. İstanbul Sözleşmesi’ne işaret eden Koyuncu, sözleşmenin Türkiye’de yürürlüğe girdiği 2014 yılında kadın katliamlarında bir düşüş yaşandığına dikkat çekerek, “AKP iktidarı başta sözleşme olmak üzere bu kazanılmış haklarımıza; nafaka hakkına, medeni kanuna, 6284’e saldırarak kadın cinayetlerinin önünü açan, kadın düşmanı politikalar sergilemeye başladı” diye konuştu.
'TEKİL ŞİDDETTEN ERKEK DEVLET ŞİDDETİNE GEÇİŞ'
Şubat ayında bir günde 8 kadının katledildiğini hatırlatan Koyuncu, “Mersin’de bir kadın katledilmişti ve annesi gelinliğini yakarak ‘bununla başladı, bununla bitsin, artık erkek şiddeti son bulsun’ diye haykırmıştı. 2023 genel seçimleriyle birlikte Meclis’te kadın düşmanı bir çoğunluğun bulunması, seçim söylemlerinin 6284 sayılı yasa, kadınlara, LGBTİ+’lara karşı nefret politikaları üzerinden şekillenmesine neden oldu. Bunun yanı sıra cezasızlık politikalarıyla devletin 6284 gibi önleme kanunlarını yürütmemesi de erkek şiddetinin tekil boyuttan bir devlet şiddeti boyutuna geçtiği, kadınlara yönelik artan baskının ve toplu katliamların olduğu bir döneme soktu bizi” diye belirtti.
'KADINLAR AİLE İÇİNDE ÖLDÜRÜLÜYOR'
Kadınların en çok aile içine katledildiklerini ifade eden Koyuncu, bunda AKP iktidarının rolüne şu sözlerle dikkat çekti: “AKP, Kadını anne olmaya zorlayan politikalarla karşımıza çıkıyor. Aile içinde kadınların kimler tarafından öldürüldüğüne baktığımızda bu ya eşi, ya eski eşi, babası, ağabeyi, oğlu gibi; aile içindeki erkekler olduğunu görüyoruz. AKP’nin politikaları kadınları ‘kutsal’ denilen ama aslında istismar edildikleri, şiddete uğradıkları, öldürüldükleri ailelere sıkıştırıyor” dedi.
Kadın cinayetlerinin bu denli artmasıyla toplumda bir “kanıksama” sürecinin yaşandığına dikkat çeken Koyuncu, “Biz de sözümüzü tam olarak buradan kuruyoruz. Buna alışmıyoruz, normalleştirmiyoruz; buna karşı alarm vermek ve bunu gündem etmek zorundayız. Kadınların ‘2023’te şu kadar kadın öldürüldü’ cümlesine sığmayacak hayatları var. O yüzden de her bir kadının hayatı için, erkek şiddetinin sistematik bir şey olduğunu göstermek için, olayları daha bütüncül bir yerden ele almaya çalışıyoruz. Ve zaten çizdiğimiz mücadele hattı da tam olarak böyle bir yerden” diye ifade etti.
'MÜCADELEYİ YÜKSELTMEK TEMEL AMACIMIZ'
Kadın hareketi ve feminist hareketin sokakları doldurmayı başardığını belirten Koyuncu, “Bu sene 8 Mart’ta artan kadın cinayetleri, savaşlar, devletin şiddet politikaları; en büyük gündemlerimizdi. Buna karşı kurtuluşun da feminist mücadelede olduğunu biliyoruz. Feminist hareket güçlendikçe erkek-devlet şiddeti de kendini geri çekmek zorunda hissediyor. İstanbul Sözleşmesi’ni de bu şekilde kazanabilmiştik. Hem sokakta, hem Meclis’te, bulunduğumuz her yere kadınların sözlerini taşıyarak, erkek-devletin karar alma mekanizmalarını etkileyebilmiştik. Bunu devam ettirmemiz gerekiyor. Kadın hareketini güçlendirmek temel amacımız” şeklinde konuştu.
MA / Yeşim Tükel