ANKARA - Vicdan Vakfı’nın Anneler Günü kapsamında düzenlediği etkinliğe ülkenin dört bir yanından katılan anneler tek bir talep dile getirerek, "Çocuklarımız için, yakınlarımız için adalet istiyoruz" dedi.
Vicdan Vakfı, Anneler Günü kapsamında bir etkinlik düzenledi. Etkinliğe, Barış Anneleri, AKP’liler tarafından iki oğlu ve eşi katledilen Emine Şenyaşar ve Türkiye’nin birçok kentinde hak ihlaline uğrayan anneler katıldı. Vicdan Vakfı Genel Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte, anneler çocukları için verdiği mücadeleyi anlattı.
Etkinliğin açılış konuşmasını vakfın başkanı Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu yaptı. Gergerlioğlu, Anneler Günü’nde her kesimden annelerin katıldığı bu etkinlikte bir “vicdan buluşması” gerçekleştirdiklerini kaydederek, “Bugün de Anneler Günü arifesinde annelerimiz konuşsun istedik” dedi.
İlk olarak 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişimi sonrası oğlu tutuklanan Sevinç Çakır konuştu.
ÇAKIR: BİR GÜNDE ÖTEKİ OLDUK
Çakır, “Bizim hayat mücadelemiz 8 yıl önce başlamadı. Bu zorlukları bugün değil, yıllardır yaşıyoruz. Bunları yaşayacağımızı hiç düşünemedik. Çocuklarımızı adil yargılarlar diye düşündük. Çocuklarımızı adil yargılamadıklarını anladık ve o zaman bu mücadeleye karar verdik” dedi. Çakır, “Bakıyorsunuz, devlet yetkilileri tertemiz yetiştirdiğimiz evlatlarımıza hiç aslı olmayan suçlar istinat ediyorlar” diyerek çocukların bir günde öteki edildiklerini belirtti.
ŞENYAŞAR: ADALETİ SAĞLAYIN
Riha’nın Pirsûs (Suruç) ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde AKP eski milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından eşi ve iki oğlu katledilen Emine Şenyaşar da, “6 yıldır adalet arıyorum” diyerek sözlerine başladı.
Oğlu Fadıl Şenyaşar’ın hala tutuklu olduğunu ifade eden Emine Şenyaşar, “Adalet Nöbeti’m 100’üncü gününde. Her bakanlığın önüne gittiğimde kapısı kapatılıyor. Madem bizden bu kadar korkuyorsunuz, o zaman adaleti sağlayın, oğlum bırakılsın. Siz de Adalet Bakanlığının kapısını açın kimse mağdur olmasın” ifadelerinde bulundu.
SARIÇELİK: CİĞERİMİZ YANIYOR
Daha sonra darbe girişimi sonrası tutuklanan Zekeriya Sarıçelik ve Özlem Sarıçelik’in biri Down sendromlu olan iki çocuğu ile ilgilenen Saime Sarıçelik konuştu. Sarıçelik, “Torunlarımla baş başa kaldım. Ben şimdi Özlem’in evindeyim. 8 yıl olacak oğlum cezaevinde. Ne diyebilirim. Ciğerimiz yanıyor. Down sendromlu olan çocukları için Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu aldım. Doktor annesi bakmalı dedi. Hakimin yanına gittim, bana ATK’den karar gelirse annesinin çıkacağını söylediler ama karar gelmesine rağmen hakimler, savcılar reddettiler. Dört yıldır kimse hakkımızda olumlu bir cevap vermiyor. Hala mücadele ediyoruz” dedi.
ŞEN: ADALET MÜCADELEMİZE DEVAM ETTİK
12 Ekim 2015 tarihinde, sokağa çıkma yasağının uygulandığı Amed’in Sur ilçesinde Kobra tipi zırhlı araçtan edilen ateş sonucu katledilen Helin Hasret Şen’in annesi Nazmite Şen, etkinliğe çevrimiçi katıldı. Yaşananları anlatan Şen, mahkemeden kızının katilleri için bir karar çıktığını ancak adil bir karar olmadığını belirterek, “Tutuklama olmadı, 6 yıl 3 ay gibi bir ceza verildi. Adalet mücadelesi verirken ben ve ailem çok sıkıntı yaşadı. Tehdit edildik, ekmeğimizden, evimizden yurdumuzdan edildik ama hiçbir şekilde korkmadık, adalet mücadelemize devam ettik” şeklinde konuştu.
DURUKAN: BEBEĞİMLE CEZAEVİNDE KALDIM
KHK ile işten çıkarılan Ege Üniversitesi’nde Araştırma Görevlisi olan Nesrin Saydam Durukan da çevrimiçi olarak katılarak, 2016 yılında cezaevinde 16 aylık bebeğiyle kaldığı dönemi ve sonrasında yaşadıklarını anlattı. Durukan, “Cezaevine ilk gittiğimde çocuğumu yanıma almadım. Ama çok küçüktü ve bana ihtiyacı vardı. Bir annenin asla vermek zorunda kalmaması gereken bir kararla karşı karşıya kaldım; Onu yanıma alıp özgürlüğünden mi etmeliydim, anne sevgisinden uzak mı bırakmalıydım? Gerçekten zor bir karar. Yaklaşık bir sene cezaevinde kaldık. OHAL sürecinde cezaevinde kaldık. Kağıttan yaptığımız oyuncakları bulup çöpe atıyorlardı. Birçok kısıtlamaya maruz kaldık” diye konuştu.
YAKUT: OĞLUM TEKLİ HÜCREDE
Gülten Yakut da Kırşehir Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde hücrede tutulan Halil Yakut’un tutukluluk sonrasında yaşadıklarını anlattı. Yakut, 16 Şubat'ta tutuklanan oğlunun şu anda açlık grevinde olduğunu kaydetti. Yakut, “Oğlum Çağlayan Adliyesi saldırısı bahane edilerek tutuklandı. Oğluma adliyeye saldırı yapan kişileri tanıyıp tanımadığı soruldu. Deprem zamanında bulunduğu bir çadırda fotoğrafı olduğu için tutuklandı. O çadır örgüt çadırı ise neden kuruldu? 8 ay boyunca kurulu kaldı o çadır. Vatandaş nereden bilsin o çadırın ne olduğunu” dedi.
TUNÇ: BÜTÜN ACILI ANNELER GİBİ BEKLİYORUM
4 yıldır kendisinden haber alınamayan Eski Savunma Sanayi Bakanlığı çalışanı Yusuf Bilge Tunç’un annesi Nurdan Tunç, Osmaniye’den çevrimiçi olarak katılarak yaşadıklarını şöyle anlattı: “Oğlum Ankara’nın göbeğinde zorla kaçırıldı, kaybedildi. Her gün haber alacağız diye bekliyoruz. Bütün acılı anneler gibi bekliyoruz.”
VARLI: GENÇLER HUZURLA YAŞASIN İSTİYORUZ
Devlet baskısı sonucu birçok hak ihlali yaşayan Barış Annesi Hanım Varlı, “Eşim, Kuran’ı Kürtçeye çevirdi diye cezaevine girdi. Biz yine de halkımız için, Allah için hiçbir yanlış yapmadık. Biz devletten şunu istiyoruz; Yeter artık, barış olsun. Kürt annesi de Türk annesi de Alevi, Çerkez, Ermeni annesinin gözlerinden yaş gelmesin. Artık yeter diyoruz. Gençler bu dünyada huzurlu yaşasın istiyoruz” şeklinde konuştu.
Figen Tosun, Hava Harp Okulu öğrencisi Furkan Garip’in 19 yaşındayken tutuklandığını ve hala hukuki sürecin yürüdüğünü belirtti. Gerçek bir yargılama olması istediklerini söyleyen Tosun, “Çocuklarımızın masumiyetini ispat etsinler” dedi.
DOKU: GÜLİSTAN İÇİN ADALET İSTİYORUM
Son olarak 2020’den bu yana kendisinden haber alınamayan Gülistan Doku’nun annesi Bedriye Doku konuştu. Etkinliğe çevrimiçi olarak katılarak anne Doku, “Ben kızımı arıyorum. Ben adalet istiyorum. Benim kızımı bulun, yaşananların üstünü örtmeyin. Ben Cumhurbaşkanı’na, Meclis’teki vekillere sesleniyorum; Kendinizi benim yerime koyun. Bir anne kızını arıyor. Benim kızım gün ortasında kaçırılıyor, bu nasıl olur?” diye sorarak yaşadıkları süreci anlattı.
Etkinlik, annelerin taleplerini dile getirmesiyle sona erdi.