İZMİR - KHK eyleminin 291'inci haftasında “Okulda şiddet olaylarının durması için Milli Eğitim Bakanlığını acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz” denildi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu’nun, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen kamu emekçilerinin işlerine iadesi için Karşıyaka'da düzenlediği oturma eylemi 291’inci haftasında devam etti. "Eğitimde şiddete dur de. Öğretmene şiddete hayır" pankartı açılan açıklamada "Öfkeliyiz, yastayız, iş bırakıyoruz", "Ölüme karşı yaşamı savunuyoruz" ve "Eğitim emekçisine şiddet politiktir" dövizleri taşındı. Açıklamada sık sık “Yasta değil isyandayız" ve "Karanlığa teslim olmayacağız" sloganları atıldı.
Açıklamada konuşan Eğitim Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Zeliha Danyeli, iktidarın her alanda izlediği nefret ve şiddet politikaları nedeniyle öğretmenlerin yaşam alanlarında öldürüldüğünü dile getirdi. Samsun İlkadım Belediye Ortaokulu'nda İngilizce Öğretmeni olan Saadet Çay'ın boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından öldürüldüğünü anımsatan Danyeli, "Cezasızlık politikaları kadınları sadece Türkiye’de değil, dünyanın dört bir yanında şiddete maruz bırakıyor. Katledilen kadınların sesi olmak için sokaklara çıkan kadınlar baskıyla darp edilip gözaltına alınıyorsa, yönetenlerin politikalarını eleştirdiğinde cezaevine konuluyorsa kadın cinayetleri münferit değil politiktir" dedi.
'SORUMLU BAKANIN SÖYLEMLERİDİR'
Yine İstanbul Eyüpsultan'da özel bir okulda müdür olan İbrahim Oktugan'ın bir öğrencisi tarafından öldürüldüğünü ifade eden Danyeli, şiddetin okulları da sararak, eğitim emekçilerini hedef haline getirdiğini vurguladı. Türkiye’nin her yerinde eğitim kurumlarında benzer şekillerde eğitim emekçilerini hedef alan şiddet olayları yaşandığını kaydeden Danyeli, "Şiddetin arkasındaki nedenlerin ortaya çıkarılmasını, eğitim kurumlarında eğitim emekçilerinin can güvenliğinin sağlanmasını gerektirmektedir. Yaşanan bu şiddet olayları adeta bir bakanlık politikasına dönüştürülen eğitim emekçilerinin itibarsızlaştırılmasından ayrı düşünülemez. Bugün bir Eğitim emekçisini hayattan koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci ya da veli oluşu, ne de öğrencinin uyruğu ile ilgilidir. Bizzat bakanın yaptığı açıklamalarla eğitim sisteminin tüm başarısızlığının nedeni olarak öğretmenlerin gösterilmesi, CİMER uygulamasının velilerin elinde bir sopaya dönüştürülmesidir" diye belirtti.
BAKANLIĞA ÇAĞRI
Okullarda yaşanan şiddetin ve öğretmenlere yönelik saldırıların önlenebilmesi için bu politikalardan vazgeçilmesi gerektiğini söyleyen Danyeli, "Okulda şiddet olaylarının durması için Milli Eğitim Bakanlığını acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz. Yıllardır yaptığımız tüm uyarılara rağmen alınmayan önlemler nedeniyle dün 40 yılını çocukların eğitimine adamış bir öğretmen arkadaşımızı, maalesef bakanlığın ideolojik örgütlenme alanına çevirdiği, yapboz tahtasına dönüştürdüğü eğitim politikalarının sonucu olarak kaybetmiş olmanın derin üzüntüsünü yaşıyor, İbrahim Oktugan öğretmenimizin ailesi başta olmak üzere tüm meslektaşlarımıza ve eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz" diye konuştu.