AMED - Adalet Bakanlığı'nın "İmralı’da tecrit yok" yanıtına tepki gösteren DEM Parti Milletvekili Mehmet Kamaç, "Gözünüzü kapatarak yokmuş gibi davranamazsınız" dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde “mutlak” tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım'dan 38 aydır haber alınamıyor. 25 Mart 2021 tarihinden bu yana İmralı'dan haber alınmazken, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri tecridin kaldırılması, aile ve avukat ziyaretlerinin yapılması için 7 Aralık 2023 tarihinde Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanlığı’na (İHİK) başvurdu. Talebe yanıt veren Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, İmralı'daki tutsakların "kanun ve yönetmeliklerle verilen tüm haklardan eşit olarak faydalandıklarını" iddia etti. Adalet Bakanlığı'nın "tecrit yok" yanıtının hemen ardından ise Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım hakkında Bursa İnfaz Hakimliği tarafından 28 Mart’ta “disiplin cezası” gerekçesiyle 3 aylık yeni bir aile görüş yasağı verildiği öğrenildi.
DEM Parti Amed Milletvekili Mehmet Kamaç, bakanlığın yanıtı ve İmralı’daki tecrit sistemi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
CEZAEVLERİNDE HUKUKSUZLUK YAŞANIYOR
Cezaevlerinde yaşanan hukuksuzluklara karşı Meclis grubu olarak Adalet Bakanlığı ve ilgili kurumlara başvurularda bulunduklarını hatırlatan Kamaç, bu başvurularına standart kopyala-yapıştır cevaplar verildiğini dile getirdi. Kendilerine yerinde araştırma yapılarak bir cevap verilmediğini söyleyen Kamaç, "Adalet Bakanlığı bunu en iyi bilmesi gereken kurum olmasına rağmen başvurulara standart cevaplar veriyor. Bazı kanun maddeleri hatırlatılıyor. Ancak bizde bunu ısrarla soruyoruz çünkü cezaevlerinde ciddi hukuksuzluklar yaşanıyor ve insanlar temel haklarından yoksunlar. Başta İmralı olmak üzere tüm cezaevlerindeki tutsaklar aylarca aileleriyle görüşemiyor, tedavi hakları elinden alınıyor, telefon görüşmeleri sudan cevaplarla ellerinden alınıyor. Cezaevlerinde yaşanan bu durum ise Türkiye'nin sokaklarına da yansıdı. İnsanlar artık sokakta bile en demokratik haklarını kullanmaktan men ediliyor ya da hukuksuz bir şekilde engelleniyor” diye belirtti.
CEZAEVLERİ GERÇEKLİĞİ
Adalet Bakanlığı’nın “İmralı’da tecrit yok” yanıtına Kamaç, “İnsanlar durup dururken neden özgürlük yürüyüşü yapsınlar, neden Adalet Nöbeti başlatsınlar. Neden cezaevleri önünde basın açıklamaları yapsınlar?" sorularıyla tepki gösterdi. Bakanlığın “tecrit yokmuş" gibi davrandığını ifade eden Kamaç, Abdullah Öcalan'ın 3 yıldır ailesiyle telefon görüşmesi yapmadığını, aile ve avukat görüşlerinin engellendiğini hatırlattı. Bakanlığa seslenen Kamaç, "Gözünüzü kapatarak 'yokmuş' gibi davranamazsınız. Sonuçta hasta tutsaklar var, cezaevlerinde insanlar ölüyor. Daha dün Wan'da 83 yaşındaki Makbule anne ATK'nin uydurma raporuyla cezaevine konuldu” dedi. Kamaç, İmralı’da uygulanan hukuksuzluğa artık son vermesi gerektiğini vurguladı.
‘BAŞ AKTÖR ABDULLAH ÖCALAN'
Ortadoğu'nun "kaynayan kazan" olduğunu ifade eden Kamaç, neredeyse ülkelerin birbirilerinin sınırlarını dönüştürdüğünü söyledi. Dengelerin ise dört parça Kurdistan üzerinden oluşturulduğunu ve Kürtlerin yok sayılıp, inkar edildiğine dikkat çeken Kamaç, bu sorunun demokratik yöntemlerle çözülmesi gerektiğinin altını çizdi. Çözümün baş aktörlerinden bir olarak Abdullah Öcalan’a işaret eden Kamaç, “Ortadoğu böyle bir tehlikenin eşiğindeyken sorunlarımızı demokratik yöntemlerle çözebilme, bilgi-birikim deneyimine sahibiz, buna hazırız. Bu sorunun gerçek aktörleriyle çözümü noktasında her zaman masaya oturmaya hazırız. Yeter ki inkar, asimilasyon, hukuksuzluk sistemini bu coğrafyada hakim kılanlar bundan vazgeçsinler. Ortadoğu ateş çemberidir. Derin bir tehlikeyle karşı karşıyadır ve bu herkese kaybettirecektir. Kaybetmeden gelin bir diyalog, barış masası etrafında herkes kazansın" çağrısında bulundu.
'TECRİT İNSANLIK SUÇU'
Cezaevleri önünde başlatılan “Özgürlüğe ses ver" eyleminde giyilen "Tecrit insanlık suçudur" önlüklerinin yasaklanmasına tepki gösteren Kamaç, bir insanı temel haklarından soyutlamanın karşılığının tecrit olduğunu belirtti. Tecridin hukuksuzluğa ve adaletsizliğe tekabül ettiğini dile getiren Kamaç, bu nedenle "Tecrit insanlık suçudur" yazılı önlüklerden emniyetin rahatsız olduğunu dile getirdi.
MA / Müjdat Can