WAN - Dünya Basın Özgürlüğü Gününe dair Wan’da yapılan kitlesel açıklamada, tüm baskılara rağmen özgür basının hakikati haykırmayı sürdüreceği mesajı verilerek, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması istendi.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'ne dair Perihan Aydın İş Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamaya Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) il eşbaşkanları, DEM Parti Milletvekili Mahmut Dündar, kentteki sivil toplum örgütü temsilcileri ile çok sayıda gazeteci katıldı.
‘TÜRKİYE 183 ÜLKE ARASINDA 158’İNCİ’
Burada konuşan DFG Wan Temsilcisi Adnan Bilen, özgür basına yönelik baskıları kınadı. Basın özgürlüğü gününü hatırlatan Bilen, “Bugün Birleşmiş Milletlerin (BM) ilan ettiği Dünya Basın Özgürlüğü Günü. Maalesef ki Türkiye’de özgür basın sürekli baskı, zulüm, tutuklama ve soruşturmalara maruz kalıyor. Özgür basın olarak bugünü Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlamamızın bir anlamı yoktur. Bir yerde eğer basın baskı altında ise, gazeteciler yaptıkları haberleri nedeniyle tutuklanıyorsa, sabah şafak vaktinde evi basılıyorsa neredeyse, iktidar aleyhine haber yapan her gazeteci hakkında soruşturmalar başlatılıp cezalar veriliyorsa o ülkede basın özgürlüğünü kutlamanın bir anlamı yoktur. Basın özgürlük endeksinde göre Türkiye 183 ülke arasında 158’inci yani kırmızı kategoride yer alıyor. O tabloda görülüyor ki, Türkiye’de gazeteciler hiçbir şekilde düşüncelerini özgür bir şekilde ifade edemiyor” diye konuştu.
'HAKİKATTE ISRAR ETMELİ’
Türkiye’de yaşanan her toplumsal olayda gazetecilerin ciddi saldırılara maruz kaldığını belirten Bilen, “Çok kısa bir süre önce 1 Mayıs'ta Taksim’deki olaylarda gördük ki gazeteci arkadaşlarımız ağır bir şiddete maruz kaldı. Yine bir hafta önce 9 gazeteci arkadaşımız gözaltına alındı ve 3 arkadaşımız mahkemece tutuklandı. Şuna da yaptıkları haberler ve muhalif oldukları için Türkiye’de 40’tan fazla gazeteci tutuklu. Bu anlamlı günde çağrı yapıyoruz; tutuklu gazeteci arkadaşlarımız bırakılmasını talep ediyoruz. Türkiye artık gazetecileri için yaşanamaz bir ülke haline geldi. Artık gazetecilerin fikir ve düşüncelerini özgürce yazmasını istiyoruz. Basın yönelik baskılar Kürt basına üzerinden başlatılıyor ve ülkeye yayılıyor. Bu karanlıkta kurtulmanın, özgürce yazabilmenin tek yol birlikte hareket etmek, gazetecilerin bu karanlığa karşı hakikate ısrar etmesidir. Bundan başkada yol ve çare yoktur. Tekrar bir kez daha yineliyoruz; özgür basın tüm baskılara, katledilmelere, tutuklamalara, sürgün rağmen susmadı, susmayacaktır” ifadelerini kullandı.
‘ÖZGÜR BASIN SUSMADI, SUSMAYACAK’
Daha sonra konuşan MKG üyesi Rojda Aydın ise gazetecilere yönelik baskı ve tutuklama politikasını devam ettiğini belirterek, “Gazetecileri susturmak, gerçeği açığa çıkartmalarını engellemek adına yapılan meslektaşlarımız tutuklanıyor ve dört duvar arasına konuluyor. Nisan ayında da 23 Nisan tarihinde Kürt Gazeteciler Günü’nün hemen akabinde İstanbul merkezli yapılan operasyonla Mezopotamya Ajansı muhabirleri Esra Solin Dal, Mehmet Aslan ile gazeteci Erdoğan Alayumat tutuklandı. Arkadaşlarımızın yaptıkları haberler cımbızlanarak fezlekeye konuldu ve meslektaşlarımız kriminalize edilmeye çalışıldı. Yine İstanbul merkezli operasyonla eş zamanlı olarak Belçika’da yayın yapan Medya Haber ve Stêrk TV’nin binalarına da korsanvari bir polis baskını düzenlendi. Bu durum da gösterdi ki Kürt gazetecilere yönelik baskı her yerde sürdürülüyor. Bu saldırılar bugüne kadar Kürt gazetecileri, özgür basını susturamadı, bundan sonra da susturamayacak” diye konuştu.
Açıklama “Özgür Basın susturulamaz” sloganı ve alkışlarla son buldu.