ÊLİH - Ekonomik kriz nedeniyle geçinmekte zorlanan Êlih'teki yurttaşlar, ülkeyi kara delik gibi yutan askeri harcamalara son verilmesini isteyerek, "Çözüm demokrasi ve hukuk" vurgusunda bulundu.
AKP-MHP iktidarının tüm kaynakları ayırdığı savaş politikası ülkeyi yoksulluk ve şiddet sarmalına sürüklüyor. Artan enflasyon ve döviz kuru, ekonomik krizi derinleştirirken, yurttaşlar en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. 17 bin TL ile geçinmeye çalışan asgari ücretliler, ay sonunu getiremezken, emekliler aldıkları 10 bin TL’lik maaştan dertli.
Êlih’teki yurttaşlar, var olan tablaya dair konuştu.
FİYATLAR KATLANARAK ARTIYOR
Geçinmekte zorlandığını belirten Resul Şenses, daha önce kilosunu 10 TL’ye aldığı balığın şu an 120 TL, kolisini 8 TL’ye aldığı yumurtanın ise 100 TL olduğunu kaydetti. Şenses, “Hırsızlık olursa ekonomik krizde olur. Hırsızlık yapıp, yiyorlar. Hepimiz çürüdük, ayakta kalamıyoruz” diye belirtti.
‘DİBİ YAŞIYORUZ’
Ekonomik durumlarını “dibin en dibi” olarak nitelendiren Murat Doğu, “İnsanların yüzde 90’ı yarını düşünerek yaşıyor. Herkes kendinden, ailesinden, hayatından kısıtlıyor. Tek sosyal aktivitemiz yürüyüş oldu. Bakıyoruz ama alamıyoruz” dedi. 48 yaşında olan Doğu, özellikle son iki yılda sıkıntıların arttığını söyledi.
Nedenin ekonominin yönetilememesi oluğunu dile getiren Doğu, “İnsanların huzuruna, mutluluğuna önem vermeleri gerekiyor. Çünkü insanın huzuru ekonomiden geçiyor. Onu masaya yatırmaları gerekiyor. ‘İnsanları nasıl mutlu edebiliriz, nasıl gelir kapıları açabiliriz, nasıl bir istihdam alanı sağlayabiliriz?’ diye. Bunların üzerinde epey düşünmeleri, çözüm üretmeleri gerekiyor. İnsanlar artık ‘Dünyada sıkıntı var, korona oldu, savaş var’ laflarına bakmıyor. Sosyal devleti ön plana çıkarmaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘MAAŞLAR ARTTIRILMALI’
Ekonomiye çözüm bulunmasını isteyen Ferzende İlge “Eskiden bin TL ile pazarı komple alıyordun. Şimdi mutfağını dolduramıyorsun. İki-üç poşete 400 TL veriyoruz. Geçim zor” diye belirtti.
Herkesin zor durumda olduğunu vurgulayan Hamdiye Egi, “Yokluktan ne yapacağımızı bilmiyoruz. Emekliyim ve 10 bin TL alıyorum. Telefon, su, elektrik, doğalgaz… Zor geçiniyoruz. Bunun nedeni iktidardır. Hem emekli hem de asgari ücretin attırılması lazım” ifadelerini kullandı.
‘NEDEN SAVAŞ POLİTİKALARI’
Ekonomik krizin herkesi etkilediğinin altını çizen Muzaffer Ergin, nedenlerden birinin yıllardır devam eden sınır ötesi operasyonlar olduğunu söyledi. Barış olmadığı sürece ekonomik krizin düzelemeyeceğini belirten Ergin, “İsrail-Filistin savaşı da büyük bir kriz, o da bizi etkiliyor” dedi.
‘KREDİLERLE GEÇİNMEYE ÇALIŞILIYOR’
Yüksel Çılgın da, şunları belirtti: “İnsanların şuan ki geçim kaynağı kredi. Eee krediler zaten yüksek, insanlar ne yapacağını şaşırmış durumda. Eskiden istediğim şeyi alabiliyordum. Banka yardımıyla araba, ev sahibi olabiliyordun ama şimdi 3-4 milyondan aşağı ev yok. Bunun için de bankaya başvurman gerekiyor ama 3-4 milyonluk evi almak istiyorsan 12 milyon borçlanacaksın. Anlayacağınız kimsenin ev ve araba alma şansı kalmadı. Olanlarda satmak zorunda kaldı.”
Nurullah Pıhlıs, her şeyin yüzde yüz zamlandığını söyleyerek, hiç bir şeyin alınamadığını vurguladı.
'ÇÖZÜM DEMOKRASİ VE HUKUK'
Emekli yurttaşlardan Yıldırım Yıldırım ise, geçinemediği için ek işte çalışmak zorunda kaldığını söyledi. Yıldırım, “Etin kilosu bugün 600-900 TL arası. Pirincin kilosu 200 TL’ye dayandı. Çeyrek 4 bini geçti. Düğünlerde artık 200 TL dahi takamıyoruz. Yeni nesil kırmızı etin tadını unuttu. Halkın evine giremiyor ama saraya, Meclis’e giriyor. Paralar hep 5’li çeteye gidiyor. Çözüm demokrasi ve hukuk. Eğitim ve sağlık sistemi şu anda çökmüş durumda. Ülkeyi soydular. Yeter artık” diyerek tepkisini gösterdi.
ÜLKENİN ‘KARA DELİĞİ’
Ülkenin “kara deliğinin” askeri harcamalar olduğunu dile getiren Yıldırım, “Sen neden vergilerimle gidip dağa taşa bomba yağdırıyorsun?” diye sordu. “Bir yandan, ‘savaş olsun’ diyorlar, bir yandan da malı götürüyorlar” diyen Yıldırım, devamında şunları belirtti: “Savaş olmazsa bunlar malı nasıl götürecek? Atılan bir bombayla kaç tane hastane, okul yapılır? ‘Filistin, Filistin’ diyorsunuz. Tamam, ezilen kesimin yanındayız ama burada da 40 yıldır devam eden bir savaş var. Neden bundan bahsetmiyorsunuz? Yeter yahu! Yalan konuşa konuşa, savaş diye diye ülkeyi ne hale getirdiler. Savaş harcamaları durdurulmadığı sürece hiçbir şey düzelmez.”
MA / Rukiye Adıgüzel