RIHA - Ermeni Soykırımı'ndan kurtulan Nişyan ailesinin hikayesine odaklanan "Bilûra Nişo" belgeseli, Los Angeles Film Festivali’nde gösterilecek. Yönetmen Sedat Kıran, "Yarınlara güzel bir miras bırakmaya çalışıyorum" dedi.
Ermeni Soykırımı sırasında kurtulan Nişyan ailesinden kaval ustası Digran Nişyan’ın (Nîşo) hikayesinden yola çıkılarak çekilen Bilûra Nîşo (Nişo’nun Kavalı) belgeseli, Los Angeles Film Festivali'nde gösterime girecek. Yapımcılığını ve yönetmenliğini Sedat Kıran’ın yaptığı belgeselin çekimleri 4 yıl önce başladı ve 2023 yılının yaz aylarında tamamlandı. Eylül 2023’te ilk fragmanı yayımlanan belgeselin çekimleri, Amed, İzmir, Bursa ve İstanbul’da yapıldı. Belgesele konu olan Nişyan ailesi, Amedîn Gêl (Eğil) ilçesinde yaşayan bir Ermeni aile ve 1915 yılında başlayan soykırımdan kurtulmayı başarır.
Ailenin marangozu ve aynı zamanda kaval ustası Digran Nişyan (Nişo), Amed ve çevresinde nam salmış bir kaval çalgıcısıdır. Hikaye, Kıran’ın Qerejdax çevresinde sıkça methini duyduğu Nişo’nun ve onun hikayesinin peşine düşmesiyle başlar. Kıran arayış sürecinde "Bilûrvan", "Bozkırda bir Vivaldi" gibi lakaplarla anılan Hafız Zülfü Yokuş’un ismi ile tanışır. Nişyan’ın hikayesine benzerlikleriyle dikkat çeken Zülfü Yokuş’un hikayesi de 1915’te başlar. Nişyan’ın ailesinden farklı olarak Kürt bir ailenin çocuğu olan Yokuş’un babası, 1915 yılında Kurtuluş Savaşına katılır, ancak bir daha geri dönemez. Yokuş, bu süreçte üzüntüden çocukluk döneminde gözlerini kaybeder. İlerleyen yaşında Yokuş, onu Kurdistan’ın pek çok ilinde üne kavuşturacak billur (kaval) serüvenine, bir tüfeğin borusunu kaval yapıp çalmasıyla başlar.
İyi bir kaval ustası olmaya söz vermiş Yokuş, nitekim bu idealini yerine getirir ve özellikle Amed ve çevresinde nam yapar. Ancak son yıllarında yaşlılığı nedeniyle kavalı çalamamaya başlayan Yokuş, çaresizlikten dolayı kavalını bir eskiciye satar. Yokuş’un sattığı ve bugün Amed Kent Müzesi’nde sergilenen kaval, yakın dostu Nişyan’ın elleriyle yaptığı kavalıdır.
QEREJDAX’IN YAŞAMINI İŞLİYOR
Riha’nın Sêwereg ilçesi Qerejdax eteklerine kurulu Otîlî (Otlu) Mahallesi’nde doğup büyüyen Sedat Kıran, çiftçilik yaparak kazandığı parayla 2020 yılında Gül Ertunan Karaaslan ile birlikte Abur (Göçmen Kuşlar/Migratory Birds) belgeselini çeker. Qerejdax yaşamını belgesellerinde işleyen Kıran, Abur belgeselinde yazın Qerejdax yaylalarına gelen koçerlerin yaşamını konu aldı. Ardından çektiği ve 2021 yılında yayımlanan Mîrkut belgeselinde, yine Qerejdax’ı ve Qerejdax’ın endemik türlerinden biri olan Qerejdax pirincini yetiştiren çiftçileri anlattı. Kıran, çekimlerine 4 yıl önce başladığı Bilûra Nişo’yu da geçtiğimiz yıl Eylül ayında tamamladı. Belgesel, Duhok film festivalinde en iyi 5 yapım arasına girdi.
Dünyanın en ünlü film festivallerinden biri olan Los Angeles Film Festivali’nde gösterime girmesi beklenen belgesele dair konuşan Kıran, belgeselin çekim sürecini ve aldığı tepkileri anlattı.
FOTOĞRAFTAN SİNEMAYA
Sinema merakının fotoğrafçılık ile başladığını anlatan Kıran, en büyük ilhamının Qerejdax olduğuna değindi. Kıran, “Qerejdax’da doğdum, büyüdüm. Uzun bir süre fotoğraf çektim. Buradaki eski, tarihi yaşamı incelemeye başladım. Buna dair bir belgesel yaptım. Qerejdax, büyük bir alan. Burada hala en eski Kürt kültürü, ritüelleri devam ettiriliyor. Bunu göstermek amacıyla buradaki göçmenleri kadrajıma aldım. Qerejdax’daki göçmenleri konu alan belgeselin ismi Abur’du. Onların kültürlerini, tarihlerini işlemeye çalıştım. Buradaki tarihi gün yüzüne çıkarmak istedim, çünkü burası insanlık tarihi için çok önemli bir yer. İlk insanların avcılık kültürü, çiftçilik kültüründen kalma ibareleri burada mevcut. Ardından burada yetişen Qerejdax pirincini yetiştiren çiftçileri konu aldığım Mîrkut belgeselini çektim” diye konuştu.
BİRÇOK FESTİVALDE YER ALDI
“Bîlura Nişo” belgeselinin öyküsünü anlatan Kıran, “Nişyan ailesi marangozlukla yaşamlarını sürdüren bir aile. Amed’in Eğil ilçesinde yaşayan 3 çocuk ve anne, 1915’te katliam sürecinde Suriye’ye göçmek zorunda kalıyor. Suriye'ye giden kafilelerle Amed’den Riha’ya gelirler. Burada yolda ölen 2 çocuğundan birini Fırat'a, diğerini toprağa veren anne, kalan çocuğunu yanına alarak Riha’dan Amed’e geri döner. Anne çocuğunu marangozun yanına çırak olarak verir. O da zanaat öğrenerek bilûr/kaval, düdük, ney, mey yapmaya başlar. Onun yanına gelenler de bunları almaya başlar. Ünü Ermenistan’a kadar ulaşır. Qerejdax’da koyun sürülerini güden çobanlar, gidip ondan kaval almaya başlar. Onun bilûrunun sesi çok konuşulurdu. Ben de bunun peşine düşerek onun ailesi ve bu zanaati üzerine bir belgesel yaptım. Ben de o bilûrun peşine düşerek başladım belgesele. 4 yıl sürdü. Önce aileyi buldum. Aile İstanbul’daydı. Orada çekimleri yaptım. Oradan İzmir ve Bursa’da çekimleri gerçekleştirdik. Şimdi yaptığım belgesel film festivallerinde gösterime veriliyor. 6 ay önce gösterime girdi. 25-28 Nisan arasında Almanya Düsseldorf Kürt Film Festivalinde (DKFF) gösterime girdi. 10-12 Mayıs’ta Hollanda Amsterdam Kürt Film Festivalinde gösterime girecek” diyerek billûr ustasını anlattı.
BILÛRA NİŞO LA FİLM FESTİVALİ YOLUNDA
Diasporada bulunan Ermenilerin belgesele yoğun ilgi gösterdiğini ifade eden Kıran, Kanada’da da belgeselin gösteriminin yapılacağını söyledi. Son olarak filmin Los Angeles (LA) Film Festivalinde gösterilecek belgeseller arasında yer alacağını kaydeden Kıran, “Bu belgesel ile bu topraklar üzerinde Ermenilerin de yaşadığını, onların izlerinin, tarihlerinin bu topraklar üzerinde yer aldığını göstermeye çalıştım. Onların bu topraklar üzerinde diğer halklar ile birlikte yaşamını göstermeye çalıştım. Belgeseli yapmaya böyle başladım. Bu çalışmadan sonra dünyanın dört bir tarafından birçok Ermeni'den geri dönüş aldım. Bu benim için çok değerliydi. Bugüne kadar birçok belgesel çektim. Her hangi bir sponsor ya da farklı bir destek almadan. Çiftçilik olarak kazandığım parayla da belgesel çekiyorum. Yarınlara güzel bir miras bırakmaya çalışıyorum” diye konuştu.
MA / Ceylan Şahinli