İZMİR - Çernobil felaketinin 38'inci yıldönümünde “İzmir'in Çernobil'i” olarak anılan Gaziemir'de tepki gösteren ekolojistler, bölgedeki nükleer atıkların bir an önce temizlenmesini istedi.
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Çernobil felaketinin 38'inci yıldönümünde Gazemir'de nükleer atıklarının depolandığı eski kurşun fabrikası önünde basın açıklaması yaptı. Kentte bulunan siyasi parti ve kurumların katıldığı açıklamada, “İzmir'in Çernobil'i” olarak nitelendirilen nükleer atıkların bulunduğu alanın temizlenilmesi istendi.
Açıklamada konuşan EGEÇEP Eşsözcüsü Baha Okar, nükleer dışındaki tüm kazaların kalıcılık sürelerinin sınırlı olduğunu aktardı. Radyasyonun ömrünün çok uzun ve canlılar için ölümcül olduğunu belirten Okar, "Öyle ki, 38 yıl önce bugün, bir insan hatasıyla patlayan Çernobil Nükleer Santrali’nin bulunduğu bölgenin çevresindeki çok geniş bir alan daha yüzlerce yıl insanlara kapalı kalacak. Bu bölgede yaşayan ve radyasyon taşıyan diğer canlılar, hâlâ bu alanın dışına çıkarak radyasyonu yaymakta ve bunu önlemek olanaksız. Bu gerçekler ışığında, yüzde 92’si deprem bölgesi olan ülkemizde, sözde deprem riskinin olmadığı Akkuyu’da yapılmakta olan nükleer santral için büyük ve haklı endişelerimiz var. Kendi topraklarımızda, adeta bir Rusya üssü olarak inşa edilen bu santralin, geleceğimizi risk altına soktuğu bir gerçektir. Geçmişte çok büyük depremler üretmiş olan ve gelecekte de depremler üreteceği kesin olan aktif Kıbrıs Ada fayları ve devamında oluşacak bir depremin Akkuyu’daki etkilerini önceden kestirebilmek olanaksızdır" dedi.
İZMİR'İ BEKLEYEN TEHLİKE
Türkiye’nin en kalabalık üçüncü şehri olan İzmir’de yaşatılan tehlikeye değinen Okar, "AKP-MHP iktidarının nükleer tehdit karşısında ne kadar vurdumduymaz, ne kadar basiretsiz olduğunun, insan hayatına zerre kadar değer vermediğinin en büyük örneği karşımızda duruyor. Varlığı 17 yıl önce tespit edilen, tonlarca nükleer atık yanı başımızda. Bu nükleer bela yıllardır burada duruyor, yasal sınırın 7291 kat üzerinde radyasyona sebep oluyor, etrafındaki tüm canlıların yaşamını, sağlığını tehdit ediyor. Ancak şimdiye dek bertaraf edilmesi için, bu alanın temizlenmesi için, ilgili Bakanlıklar tarafından bir şey yapılmış değil. Bu tehditle birlikte yaşayan mahalle halkının, muhtarların, Belediyelerin ve çevre örgütlerinin çığlığı, duymazdan geliniyor. Bu nükleer atıkların nereden, hangi yasadışı yollarla, kimler tarafından getirildiği bile ortaya çıkarılmış değil" diye belirtti.
'NÜKLEER İSTEMİYORUZ'
Nükleer Düzenleme Kurumu'nun İzmirlilerden bilgi sakladığını söyleyen Okar, alanla ilgili bilgilerin açıklanmasını istedi. Yasadışı radyoaktif atık ticareti suçunun faillerinin ortaya çıkarılması gerektiğini söyleyen Okar, "Gaziemir’deki gibi göz önünde ve sınırlı bir alanda bulunan radyoaktif atıkla başa çıkamayan iktidarın, nükleer santrallerin devasa atıklarıyla ya da olası bir nükleer kazayla hiç başa çıkamayacağı açıktır. Tüm bu gerçekler ortada iken, her yıl olduğu gibi bu yıl da Çernobil’in yıldönümünde yetkililere sesleniyoruz; Ülkemizde, bir Çernobil ya da Fukuşima istemiyoruz. İzmir’deki nükleer çöplüğü temizlemek için acil olarak ve şeffaf bir şekilde harekete geçin. Ne Ülkemizde ne de dünyanın herhangi bir yerinde nükleer santral istemiyoruz" çağrısı yaptı.