ANKARA - Gar Katliamı'na dair görülen duruşma sonrası açıklama yapan avukat ve aileler, “insanlığa karşı suç” bakımından değerlendirilme yapılmayan savcı mütalaasına tepki gösterdi.
10 Ekim Ankara Gar Katliamı'nın firari sanıkları yönünden ayrılan davanın 24’üncü duruşması sonrası Ankara Adliyesi önünde açıklama yapıldı. 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu üyeleri Mehtap Sakinci Coşkun ve İlke Işık tarafından yapılan açıklamada, savcı mütalaasına tepki gösterildi.
10 Ekim Katliamı Davası’nın yaklaşık 9 yıldır Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürdüğü ifade edilen açıklamada, “Yargılamanın ilk gününden bu yana yargının zırhlı tavrı, bugün görülen 24’üncü celsede, alelacele sunulan esas hakkında mütalaa ile tekrar etti. Yıllar içerisinde mahkeme heyetleri değişti ancak ne yazık ki tavır değişmedi” denildi.
‘MAHKEME DOSYAYI KAPATMAK İSTİYOR’
Mahkemenin dosyada adı geçen birkaç kişiye ceza vererek dosyayı kapatmak istediğine vurgu yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Ancak, dosyaya gelen her yeni belge, yeni sorumluluklar ve olayları açığa çıkarıyor. Daha geçtiğimiz günlerde dava dosyasına giren bir evrak; bomba malzemelerini temin eden, kimliği tespit edilen ve buna karşın hakkında işlem yapılmayan sanık Yakub Şahin’in üstüne bir de bu süre boyunca telefonlarının dinlenildiği açığa çıkardı. Bu yeni belge, yıllardır defalarca kez tecrübe ettiğimiz gibi, bu katliamın devlet gözetiminde gerçekleştiğini gözler önüne serdi.
Ancak tam da bu sebepten, bu delillerin bir adım ötesine geçmeyi, gerçeği açığa çıkarmayı hedeflediğimiz taleplerimiz ısrarla reddedildi, görmezden gelindi; dosya bir an evvel kapatılmak istendi. Bugün de aynı karartma çabasını bir kez daha yaşadık. Taleplerimizin sunulması dahi beklenmeden, dosyada hala çok sayıda eksik varken savcıdan esas hakkında mütalaa alındı. Üstelik esas hakkında mütalaanın sunulması için dosyayı incelemeden.”
MÜTALAAYI KABUL ETMİYORUZ
"İnsanlığa karşı suçun" görmezden gelindiği ifade edilen açıklamada, devamla şu ifadelere yer verildi: "10 Ekim Katliamı, Türkiye’nin en kanlı katliamı olarak anılmasının yanı sıra insanlığa karşı suça ilişkin Türkiye yargı tarihinin ilk ve tek iddianamesini içeriyor. İnsanlığa karşı suç olduğu hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak kadar açık olmasına karşın, yargının muhtemel tavrını gözeterek ilk günden bu yana çeşitli yönleriyle anlattık. Bugün de verilecek savcılık mütalaasından habersiz bir şekilde; ikinci kere hukuki uzman mütalaası sunarak bu katliamla insanlığa suçun işlendiğini bir kez daha mahkeme nezdinde, hukuken ispat ettik.
Failleri de fiilleri de inkar eden, adalet talebine kulak tıkayan, sorumlulukları örterek gerçek arayışını tarihin karanlığına gömmeye gayret eden yargı tavrı, mağdurlar için katliamın devamına dönüştü. Bütün bunlara rağmen yıllardır müvekkillerimizle sabırla adalet arayışı için sürdürdüğümüz bu süreç, mahkemenin aceleci kararıyla son bulmayacak elbette. Adaletin peşinde, davamızın arkasındayız.”