HABER MERKEZİ - Gazeteci Hawre Karwan, Erdoğan'ın Bağdat ve Hewlêr’i ziyaret etmesinin geniş bir saldırının hazırlığına işaret ettiğini belirterek, görüşmelere karşı Başur halkının tutumunun belirleyici olacağını ifade etti. 

 

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 12 yıl aradan sonra bir dizi görüşme için Irak'a gitti. Bağdat'ta Irak Cumhurbaşkanı ve Başbakanı ile yapılan görüşmelerden sonra Erdoğan Hewlêr’de Barzani ailesinin yöneticileriyle bir araya geldi. Irak ile Türkiye arasında "Su İşbirliği Antlaşması", "Stratejik Çerçeve Antlaşması" ve “10 Yıllık Su Kaynakları Yönetimi Antlaşması” nın da aralarında bulunduğu 24 işbirliği antlaşması imzaladı. Erdoğan’ın Hewlêr ve Bağdat ziyaretlerinin Federe Kurdistan Bölgesi’ne yönelik geniş kapsamlı bir saldırı hazırlığı öncesinde yapması dikkat çekti. 

 

Hawre Karwan

 

Erdoğan’ın, Bağdat - Hewlêr ziyaretini yakından takip eden gazeteci Hawre Karwan, iki ülke arasındaki temaslara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

 

'TÜRKİYE SUYU KOZ OLARAK KULLANIYOR'

 

Gazeteci Hawre Karwan, Erdoğan'ın bölge ziyaretinde yer altı ve yer üstü kaynakların gündeme geldiğini belirterek, "Türk devleti ile Irak arasındaki temel sorunlardan biri su meselesidir. Türk devleti yeni bir operasyona hazırlanıyor ve Irak'ın da Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı savaşmasını istiyor. Erdoğan'ın ziyaretinin bir diğer önemli maddesi, Başûr’dan Irak'a petrol ve gaz taşınmasına ilişkindir. Bir süre önce Irak Federal Mahkemesi, Başûr’dan gelen petrol ve gazın Türkiye'ye yönlendirilmesinin yasal olmadığına karar vererek durdurmuştu. Bu da Türkiye ekonomisine büyük zarar vermişti. Bu yüzden bu konu görüşmelerde ele alınan gündemlerin başında geliyor” diye belirtti. 

 

'KDP ÜSLERİNİ TÜRK DEVLETİNE TESLİM EDİYOR'

 

Erdoğan'ın Hewlêr ziyaretinde bölgeye dönük yapılacak kapsamlı saldırının ana gündem maddelerinden biri olduğunu ifade eden Karwan, KDP'nin de tüm gücüyle bu savaşa katılma ihtimalinin yüksek olduğuna işaret etti. Görüşmelerin temelinde “işgal” planlarının olduğunun altını çizen Karwan, “KDP'nin daha önce de Türk devletine nasıl yardım ettiğine herkes şahitlik etti. KDP, Türk devleti ile ekonomik, askeri ve istihbarat alanında işbirliği yaparak birçok bölgede yeni askeri üsler inşa ediyor ve daha sonra bu üsleri Türk devletine teslim ediyor" dedi. 

 

HEWLER KALESİ’NE TÜRK BAYRAĞI 

 

Karwan, KDP'nin Erdoğan'ı karşılama şeklinin “işgal” planının bir göstergesi olduğunu belirterek, "Hewlêr'i Türk bayraklarıyla donatmak işgalin işaretidir. Erdoğan aynı gün Irak'ı ziyaret etti ancak kentlere Türk bayrağı asılmadı. Hewlêr Kalesi’ne bile Türk bayrağı asıldı. Tarihte Moğollar bile bu kaleyi işgal edemedi. Şimdi torunları bunu yapmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı. 

 

'HALKIN TUTUMU ÖNEMLİ' 

 

KDP ve Erdoğan arasında yapılan görüşmelere karşı Başur halkının tutumunun da belirleyici olacağını ifade eden Karwan, “Kurdistan Bölgesi, KDP'nin kontrolü altında olduğu için Erdoğan'ın taleplerini kabul edebilir. KDP zaten daha önce de defalarca Türk devletinin taleplerini yerine getirmiştir. KDP Türkiye'ye var gücüyle yardım etti. Şimdi belirleyici olan tek şey halkın tutumudur. Maxmur'da, Şengal'de ve Güney Kürdistan'ın birçok kentinde halkın bu ziyarete karşı tepkilerini gördük. Halkın tepkilerine rağmen KDP, Başûr’un kapılarını işgale açtı” ifadelerini kullandı. 

 

'IRAK TÜRKİYE'NİN TALEPLERİNE KULAK VERMEYECEK' 

 

Erdoğan’ın Bağdat ziyaretine de değinen Karwan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Irak hükümeti şuana kadar Türkiye'ye karşı taviz vermedi. Irak hükümeti, Türk devletinin taleplerini kabul etmiyor. Çünkü işgalci Türk devletinin burada 76’dan fazla üssü var. Başûr ve Irak topraklarından kalkan İHA ve SİHA’lar insanların seyahat ettiği ve piknik yaptığı alanları kolaylıkla bombalayıp, sivil halkı katledebiliyor. Irak bu durum karşısında çok ciddi olmasa da Türkiye’yi defalarca uyardı. Ciddi tepki göstermemesinin sebeplerinden biri de su. Irak her defasında uluslararası hukuka göre Dicle Nehri’nin suyunun yeteri kadar bırakılmasını talep etti. Her dönem yaşanan su krizi nedeniyle Irak’ın topyekün Türkiye'nin taleplerini kabul edilmesi beklenmiyor.”