HABER MERKEZİ - Şengal’de başlatılan "Kadın Kırımına Karşı Öz Savunmanın Sesi Ol" hamlesi kapsamındaki çalışmaları anlatan TAJÊ Sözcüsü Riham Haco, "Kendini savunmak her kadının görevidir" dedi.
Tarih boyunca uğradıkları 74 fermanın son halkası olan DAİŞ’in 3 Ağustos 2014 tarihli saldırılarında hedef alınan, göçe tabi tutulan, kaçırılan ve köle pazarlarına satılan Êzidî kadınlar, kutsal topraklarında yeni yaşamı örüyor. DAİŞ’in saldırılarını püskürten, Türkiye’nin saldırılarına karşı direnen Êzidî kadınlar, kadın soykırımına karşı Êzidî Özgür Kadın Hareketi (TAJÊ) öncülüğünde 8 Mart’ta "Kadın Kırımına Karşı Öz Savunmanın Sesi Ol" hamlesi başlattı.
Şengal Kadın Birlikleri (YJŞ) ve Şengal Genç Kadınlar Birliği’nin de destek verdiği kampanya ile Türkiye’nin hava saldırıları ve özel savaş politikalarına karşı dünya kadınları için örnek bir model oluşturulması hedefleniyor. TAJÊ Sözcüsü Riham Haco, saldırılara karşı başlattıkları hamlenin önemi ve etkilerine dair değerlendirmelerde bulundu.
‘DAİŞ KADINLARI TEHDİT OLARAK GÖRDÜ’
DAİŞ’in 3 Ağustos 2014'te Şengal'e dönük saldırılarının amacının kadınların varlığını ortadan kaldırmak olduğunu belirten Riham Haco, “74'üncü fermanda Êzidî topluluğu bir bütünen kırımdan geçirildi. Kadınlardan çocuklara, yaşlılardan gençlere ve hatta Şengal'de bulunan ağaçları bile tehlike olarak görüp saldırdılar. DAİŞ kadını kendi varlığına bir tehdit olarak gördü. Özellikle de yaşlı olan ve inanç bakımından birikimli olan, teslimiyeti kabul etmeyen ve kolay kolay onların etkisinde kalamayacak kadınları kırımdan geçirdi. Katlettikleri kadınları da toplu mezarlarda gömdüler. DAİŞ kadınlar üzerinde şiddetin her türlüsünü yürüttü. Şiddetin ötesinde, kadınlara dönük bir savaş suçu işledi” dedi.
‘KADINLAR YJA-STAR İLE ÖZÜNE DÖNDÜ’
DAİŞ’in saldırılarına karşı Şengal’e gelen YJA Star güçlerinin Êzidî kadınlarda önemli değişimler yarattığını dile getiren Riham Haco, "Kadınların bu kadar katliam ve acı çekmesinin ardından YJA Star ve HPG’lilerin bölgeye gelmesiyle bazı şeyler değişti. YJA Star, Êzidî kadınlar üzerinde büyük etki yarattı. Ne dünya çapında ne de Irak'ta hiç kimse kadınların silahla savaşabileceğine, kavga edebileceğine ve direnebileceğine hiç şahitlik etmemişti. Bizim gördüğümüz tek şey, kadınların sadece evde oturup doğurdukları çocuklara bakabilmesiydi. Fermanda neden bu kadınların çoğu kaçamadı? DAİŞ'e esir düşen kadınların çoğu ‘60 kişiydik, kapıda nöbet tutan tek bir DAİŞ'li vardı, başka kimse yoktu' diyor. Yani düşünün 60 kadın, bir erkekten kendisini nasıl kurtaracağını bilmiyordu. Neden? Çünkü erkeği çok güçlü görüyorlardı. Birçok kadın da ‘Biz kendimizi kurtarıyorduk ancak nereye gideceğimizi bilmiyorduk' diyorlardı. Düşünün bu kadınlar kendi köylerinin, evlerinin yolunu bile bilmiyordu. Kadınlara uygulanan işkence sisteminin bir boyutu da buydu. Kadınlar kendilerini koruyamıyordu ve savunmasız bırakılmıştı. Ancak YJA Star’ın gelmesiyle Êzidî kadınlar güç aldı. Bu Êzidî kadınların kendilerine inanmalarına ve mücadele etmelerine vesile oldu. Êzidî tarihinde birçok kadın öncülük etmiş ve savaşmıştır. YJA Star’ın gelmesiyle bu ruh bir kez daha canlandı” diye belirtti.
'TAJÊ FERMANLARA KARŞI ÖZSAVUNMADIR'
TAJÊ'nin erkek devlet zihniyetini kırmak için büyük bir mücadele verdiğini vurgulayan Haco,"YJA Star’ın gelişiyle bu mücadele geleneği Êzidxan'da yeniden canlandı ve yenilendi. Kadınlar hem askeri alanda hem de siyasi alanda kendilerini eğittiler ve kadın meclisleri kurdular. TAJÊ'nin 10 yıldır verdiği mücadele, kadınların soykırıma karşı kendilerini koruma sebebiydi. Şengal'de bu kadar acı ve soykırım gördük. Kadın, erkek olmadan hareket edemezdi. Bu zihniyete göre en iyi kadın dışarıya çıkamayan, evinde oturan ve çocuğuna bakan kadındı. Halen kadınlar bu zihniyetten kurtulmuş değil. Kadınlar, kadın oldukları için utanıyor ve kadın olma gerçeğinden kaçıyor. Bu da kadınların erkek egemen zihniyetinin ne kadar esiri olduğunun en somut örneğidir" diye konuştu.
'HER KÖYDE HAMLE ÇALIŞMALARI YÜRÜTÜLÜYOR'
Başlattıkları hamle kapsamında köy köy kadınlara eğitim verdiklerini aktaran Haco, “Kadınların kendilerini bu zihniyetten koruyabilmeleri için eğitimlerimiz, seminerlerimiz ve atölyelerimiz devam ediyor. Başlattığımız bu hamle, 3 Ağustos'a kadar devam edecek. Bu hamle başladığında YJŞ de bu hamleye katıldığını resmi bir şekilde açıkladı. Artık YJŞ ve TAJÊ'ye bağlı gruplar köylere giderek, kadınların kendilerini saldırılara karşı korumaları için silah eğitimi veriyor. Kadınların direnebilmesi ve özsavunma yapabilmesi için bu hamlenin olması önemliydi. Halen fermanlar sürüyor. Bu hamleyi sahiplenmek her kadının asli görevidir” dedi.
‘BİZİ ÖNDER APO’NUN FELSEFESİ KURTARABİLİR’
Hamlenin temel amacının dünya kadınlarıyla birlikte kadınlara dönük soykırımın durdurulmasını sağlamak olduğunun altını çizen Haco, şunları söyledi: " Birçok ülke Êzidî soykırımını kabul etti. Ancak sadece soykırım olarak kabul etmekle yetindiler. Burada yaşananlar aynı zamanda bir savaş suçuydu. Mesele sadece soykırım olarak kabul etmek değil. Neden Türk devletinin hava saldırılarına karşı ortak tutum belirlemiyorlar? Bizim asıl taleplerimiz Şengal'in özerkliğinin tanınması, aynı zamanda bu katliamın bir kadın soykırımı olarak da tanımlanması ve Êzidî soykırımının durdurulmasıdır. Fermanın asıl belgeleri kadınlardır. Bu belge aynı zamanda Êzidî kadınların kimliğinin tanınmasının da bir kanıtı olacak. Êzidî kadın katliamının tanınması halinde, bu fermanı uygulayan kişiler cezalandırılacaktır. Êzidî kadınların yaralarını ancak bu iyileştirebilir. Bizi ancak iki şey kurtarabilir; biri Önder Apo'nun fikirleri ve felsefesi, diğeri ise Demokratik Ulus sistemidir.”
‘KENDİNİ SAVUNMAK HER KADININ GÖREVİDİR’
Hamleyi dünya kadınları için başlattıklarını dile getiren Haco, “Kadınların kendi güçleri var ama kendi ittifaklarını kurmaları ve buna tek bir tavırla karşı çıkmaları gerekiyor. Egemen zihniyete karşı çıkmak ve kendini savunmak her kadının görevidir. Biz de TAJÊ olarak bu hamleye katılıyor ve dünya kadınlarının tek ses ve ortak duruş sergilemelerini istiyoruz" çağrısı yaptı.
MA / Zeynep Durgut