İZMİR - 24 Nisan 1915’te gözaltına alındıktan sonra kaybedilen ve katledilen Ermeni aydınlarını anan İHD İzmir Şubesi, yüzleşme çağrısı yaptı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, 2 hafta da bir düzenlediği "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eylemini Konak Eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. Eylemde, “Kayıplar vicdandır sahip çık" ve "Failler belli kayıplar nerede" pankartları açıldı. Çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada, 1915 yılında gözaltına alınıp, kaybedilen Ermeni aydınların akıbeti soruldu. Açıklamanın Türkçesi İHD İzmir Şube yöneticisi Caner Canlı, Kürtçesini ise İHD İzmir Şube Eşbaşkanı Zilan Gümüş okudu.
Nisan 1915 tarihinde İstanbul’da 250 Ermeni’nin evlerinden gözaltına alındığı belirtilen açıklamada, "Tutuklanacak Ermenilerin listesi aylar öncesinde Siyasi Şube Müdürü Mustafa Reşat Bey yönetiminde hazırlandı. Operasyonu İstanbul Emniyet Müdürü Bedri Bey yönetti. Gözaltına alındıkları andan itibaren başlarına geleceklerden hükümetin sorumlu olduğu bu insanların çoğu Ermeni toplumunun en saygın isimleri, kanaat önderleriydi. Milletvekili, yazar, şair, avukat, doktor, gazeteci, eczacı, müzikolog, yayıncı, siyasetçi olan bu aydınlar Osmanlı toplumunun da en parlak beyinleriydi. Önce Sultanahmet’teki Merkez Cezaevi’ ne götürüldüler. Sonra özel bir trenle Ankara’ya doğru yola çıkarıldılar. Neden tutuklandıklarına ve nereye götürüldüklerine dair kendilerine bilgi verilmedi. 158 kişilik grup Çankırı’ya, 92 kişilik grup Ayaş’a sevk edildi. Gözetim altında tutulan bu insanlardan 174'ü Jandarma ve polis eşliğinde ıssız vadi ve ormanlara götürülerek katledildi" ifadeleri yer aldı.
İNKARA SON VERME ÇAĞRISI
Katledilen Ermenilerin bir mezarlarının bile olmadığı kaydedilen açıklamada, "Resmi kayıtlarda ise ya firar ettikleri ya da serbest bırakıldıkları yazıldı. Nisan İstanbul tutuklamaları Ermeni varlığına devlet eliyle son verilmesinin başlangıç noktası oldu. Onlar yok edilerek Ermeni Halkının kamuoyu oluşturması, sesini duyurması engellendi ve bir halk tüm varlığıyla bu topraklardan silindi. Devleti yönetenler, resmi inkarcılık üzerine inşa ettikleri politikaları ile bu hakikati ulaşmaz kılarak, toplumun gerçeklerle yüzleşmesini imkansızlaştırdı. Yine bir Nisan ayında ve 109 yıl sonra devleti yönetenlere seslenen... İnkâr en kapsamlı insan hakları ihlalidir. İnkâr suçun devamıdır. İnkara son verin. Bu topraklarda işlenen bütün insanlık suçlarını kabul edin" denildi.