MÊRDÎN - Tutsak Rozerin Kalkan’ın cezaevi idaresi tarafından el konulan mektubu tahliyesinin 11 ay ertelenmesine gerekçe gösterildi. Av. Fevzi Adsız, kararı “Doğrudan cezalandırma mantığı yürütülmüştür” olarak yorumladı.
İzmir Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Rozerin Kalkan’ın tahliyesi, İdare ve Gözlem Kurulu tarafından 11 ay ertelenerek, engellendi. İdare ve Gözlem Kurulu tarafından alınan karar ile 11 Ağustos 2016 tarihinden bu yana “örgüt üyesi olma” ve “örgüt propagandası yapma” iddialarıyla cezaevinde tutulan ve 16 Nisan 2024 tarihinde tahliye edilmesi beklenen Kalkan, infazının ertelenmesi ile beraber tahliye edilmedi. Kalkan’ın tahliyesinin ertelenmesine aile avukatları itiraz ederek, kararın iptal edilmesini istedi. Avukatların talebi üzerine kararın gerekçesi de avukatlara verildi.
DİSİPLİN CEZASI YOK
Kalkan’ın infazının yakılmasına ilişkin alınan kararda Cezaevi İzleme Kurulu, tutsağın koşullu salıverilme tarihinin gelmiş olmasının “kazanılmış bir hak teşkil etmediği” iddiasında bulunularak, “Hükümlünün kendisine verilen bu fırsatı bir ihsan veya zaten edinilmiş hak olarak görmemesi ve koşullu salıverilme şartlarını sağlamak için çaba göstermesi gerekmektedir” denildi. Kalkan’ın disiplin cezasının olmadığına dikkat çekilen kararda; “iyi halli” olması için disiplin cezasının olmamasının ya da kaldırılmış olmasının “iyi halli olduğuna tek başına karine teşkil etmez” değerlendirmesinde bulunuldu.
EL KONULAN MEKTUP TEHDİT OLARAK GÖRÜLDÜ
Kararın devamında Kalkan’ın cezaevine girdiği ilk günden bu yana “örgüt mensubu olan hükümlülerin barındığı koğuşta kalmaya devam ettiği, örgütten ayrılmak istediğine dair bir dilekçe veya talebinin olmadığı” cümlelerine yer verilerek, 9 kez disiplin cezası almış olduğu belirtildi. Kalkan’ın cezaevinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin sivil toplum örgütleri ve insan hakları savunucularına göndermek istediği ancak cezaevi idaresi tarafından el konulan mektupların da gerekçe olarak gösterildiği kararda, gönderilmek istenen mektuplarla “kurum güvenliğinin tehdit edildiği” iddiasına yer verildi.
İlgili kısımda “Bir adet mektubun kamuoyu yaratmak amacıyla yazıldığı kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek olan yalan yanlış bilgiler içerdiği gerekçesiyle sakıncalı mektup kararı alınarak, kurumda muhafaza altına alındığı, iyi haline yönelik yapılan değerlendirme ile tutum ve davranışları itibariyle ceza infaz kurumunun düzen ve güvenliği amacıyla konulmuş kurallara uymadığı, haklarını iyi niyetle kullanmadığı, örgüt mantığı içinde hareket ettiği” denildi.
AVUKAT: DÜŞMANCA BİR KARAR
Kalkan’ın cezasının 11 ay ertelenmesini ve gerekçelerini değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Mêrdîn Şubesi yöneticilerinden Avukat Feyzi Adsız, “İdari gözlem kurulu yasalarca kendilerine tanınan yetkilerin dışına çıkarak mahpusların davranışlarından ziyade düşüncelerini baz alarak değerlendirme yapmaktadır” dedi.
Tutukluların seçimlik haklarını kullanmamasının aleyhlerine değerlendirilemeyeceğini belirten Adsız, “Bu şekilde değerlendirme yapılması mahpusun topluma kazandırılmasının önüne geçmektedir. Örnekleme yapacak olursak mahpusların spora çıkmama, kitap ve gazete seçimleri, etkinliklere katılmama ve benzeri hususlar mahpusların davranışlarının aykırı olduğu değerlendirilerek olumsuz davranış olarak değerlendirilmektedir. Bu Anayasa’ya aykırı bir tutumdur” diye belirtti.
Kalkan’a ilişkin İdare ve Gözlem Kurulu tarafından verilen kararda 11 ay uzatılmasının cezalandırma mantığı olduğunu söyleyen Adsız, “Kurul 3 ay sonra da değerlendirmeye alabilirdi. Ancak yönetmelikte 1 yılı aşmayacak şekilde denildiği için bir yıla yaklaştırıp, 11 ay sonraya ertelenmiş. Doğrudan cezalandırma mantığı yürütülmüştür. Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu başlı başına mahkemelerin yerine geçmiş durumdadır. Bugüne kadar mahpusların tahliyelerinin 3 ay veya 6 ay uzatıldığını görüyorduk ancak ilk defa 11 ay uzatılan bir karar gördük. Gözlem Kurulu kesinlikle düşmanca bir tavır almış ve kararını da düşmanca bir tavır ile vermiştir. Bu karar ile görüyoruz ki, Gözlem Kurulları tamamen mahkemelerin yerine geçmek istemektedir” diye konuştu.
MA / Ahmet Kanbal