İZMİR - Yerel seçim sonuçlarını "AKP-MHP politikalarının artık halk tarafından kabul görmediğinin göstergesi" olarak değerlendiren siyaset bilimci Eren Aksoyoğlu, AKP’ye geri adım attıran Wan direnişinin ise muhalefet için iyi bir sınav olduğunu söyledi.
AKP-MHP iktidarı, 31 Mart yerel seçimlerinde, büyükşehirler de dahil olmak üzere birçok belediyeyi kaybetti. Bu yenilgi sonrası sessizliğe bürünen AKP'nin önümüzdeki süreçte nasıl bir politika izleyeceği merak konusu. Siyaset Bilimci Eren Aksoyoğlu, seçimlerden çıkan sonuç ile ilerleyen süreçte muhalefet ve iktidarın nasıl bir politika izlemesi gerektiği üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Aksoyoğlu, iktidarın başarısızlığını “trafik kazası” olarak nitelendirdi. Muhalefetin başarısının ise seçim sürecinde yapılan kent uzlaşısı olduğunu ifade eden Aksoyoğlu, “Muhalefet partileri yerel idareler nezdinde iktidara alternatif oluşabileceğini gösterdi. İktidar da frene basmak yerine gaza bastı. Toplumsal muhalefet açısında şöyle bir tehlike görünüyor; ‘Reisin’ tercihlerine yönelmeyen seçmen günün sonunda ‘Reisin’ kendisine yönelebilir. Yerel seçimde iktidara verilen ceza genel seçimlerde sandığa aynı şekliyle yansımayabilir. Bu trafik kazasında iktidarın kazayı hasarlı atlatmak yerine, hasarı büyütmek için özellikle gaza bastığını düşünüyorum. Seçmenin bir bölümünün endişesi bu durumun ‘Reise daha fazla zarar vereceği’ yönünde ve genel seçimlerde bunu kapatmanın yol ve yöntemlerine bakacaklarını düşünüyorum” dedi.
‘AKP SEÇMENİ İKİYE BÖLÜNMÜŞ DURUMDA’
İktidarın yaşadığı başarısızlığın sadece AKP seçmenin geri çekilmesi ile açıklanamayacağını ifade eden Aksoyoğlu, “Muhalefet açısından yaşananlar başarıdır. Kürt hareketi kayyum politikasına karşı yeniden belediyelere sahip oldu. Bu bir başarıdır. Ama bu haddinden fazla bir başarı olarak görülürse esas dinamiği göremeyiz. Yaşanan durum bir yandan güvenlik politikası adı altında yaşanan baskı ortamının sonuçları bir yanı ile orta sınıflarda yaşanan ekonomik ve sosyal gerilemelerin etkisi. AKP seçmeni ikiye bölünmüş durumda. Bir bölümü hiç sandığa gitmedi, bir bölümü ise CHP veya Yeniden Refah adaylarını destekledi. Bütün bunları tartının üzerine çıkarıp, ince ince hesaplamaya ihtiyaç var” diye belirtti.
‘VAN İKTİDARI GERİLETTİ’
Yerel seçimlerdeki tablonun genel seçimlere yansıması için merkez sol ve sosyalist sol hareketin kendine alan açması gerektiğini ifade eden Aksoyoğlu, “Diyarbakır, Van, Adana, İzmir ve diğer illerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekiyor. 'İzmir’de neden oylar düştü' ya da Adana ve Mersin'de Kürtlerin de istediği bir adayın nasıl bir etkisi olacağını incelemek gerek. Bunların eleştirisi doğru yapılırsa muhalefet daha güçlü çıkar. Özellikle Van’daki gasp girişimi, iktidarın sınırlarını belirleme noktasında önemliydi. İçinde İYİ Parti’nin olmadığı yeni muhalefet bu konuda çok iyi bir sınav verdi. Bu tutum önümüzdeki süreçte olası kayyum politikası açısından saray iktidarın sınırlarını belirleyecek. Muhalefetin yan yana gelmesi, toplumu uyandırması AKP iktidarının ne kadar kırılgan olduğunu gösterecek. Bu konularda geri adım atılmamalı. Seçim günü kent uzlaşısında ortaya çıkan coşku Van’da devam etti. Bu sürdürülebilirse buradan bir çıkış aranabilir” şeklinde ifade etti.
‘AKP DEĞİŞİMİ KENDİ İÇİNDE YAPACAK’
Alınan seçim sonuçları ile beraber iktidarın güvenlik politikalarını sertleştirip başka bir sahada gerilimi artırabileceğini dile getiren Aksoyoğlu, "Suriye’de Kürt bölgelerine müdahaleler kamuoyunda rıza üretme noktasından uzak. İktidar Doğu Akdeniz, Karadeniz’deki petrol aramaları ve Ege’de ki gerginliklerde bir güvenlik politikası üretip kamuoyunun gözünü buraya geçmeye çalışıyor. AKP, iktidarını tesis etmek için yeni bir süreci doğurmak zorunda. Tüm işaretler Erdoğan'ın politikasında değişiklik yapacağı yönünde. Ama ben yumuşama öngörmüyorum. Yumuşadığı zaman bu durum beraberinde sosyolojik bir takım çözülmeleri de getirecektir. AKP'nin yarattığı boşluğu doldurabilecek, yumuşamaya izin vermeyecek MHP, HÜDA PAR ve Büyük Bilik Partisi var. AKP değişimi kendi içinde yapacaktır” dedi.
Muhalefetin birbiri arasındaki teması da arttırması gerektiğine işaret eden Aksoyoğlu, şöyle devam etti: "Ülkede bir Kürt sorunu var. Yerel yönetimde bu durum pas geçildi. Sadece kent uzlaşısı ile birkaç yerde görüşmeler oldu. Ama daha fazlasına ihtiyaç var. Bunun yanı sıra Kürt sorununda cesaretli olunmalı. SHP’nin meşhur Kürt sorunu raporuna atıf yapacağım. Zaman zaman toplumun belirli aşamaları ve kesimlerini karşısına alacak, göğüsleyecek demokratik bir parti olursa, Türkiye toplumu açısından yeni bir aşamaya geçme vakti geldi.”
MA / Delal Akyüz