İSTANBUL - Haber takibi sırasında yaşadığı polis şiddetini anlatan gazeteci Ferhat Sezgin, “Bu baskılara karşı alanlarda olmaya devam edeceğiz" dedi.
İstanbul Esenyurt’ta haber takibi yaptığı sırada darp edilerek burnu kırılan ve gözaltına alınan gazeteci Ferhat Sezgin, gözaltına alındığı sırada yaşadıklarını anlattı. Özgür Basın emekçisi olduğu için polis şiddetine maruz kaldığını ifade eden Sezgin, “Özgür Basın hakikatin izinden ayrılmayacak” dedi.
'İŞKENCENİN GÖRÜNTÜLENMESİNİ İSTEMEDİLER'
Wan’da gerçekleşen irade gaspına karşı Esenyurt Meydanı’nda toplanan kitlenin protesto eylemlerini haberleştirmek için orada bulunduğunu aktaran Sezgin, "Kitle alkışlı protestoya başladığında polis ablukaya aldı. Biz de gazeteciler olarak ablukanın dışına çıktık. Ablukanın dışına çıktığımız esnada polisler bu sefer ablukanın dışındaki, oradan geçen insanlara müdahale etmeye başladı. Biz bunu görüntülemek istedik. Ancak polisler yaptıkları işkencenin görüntülenmesini istemedi ve o yüzden bizi hedef aldı. Bir polis üzerime gelerek, ‘Basın mısın sen?’ diye sordu. Gazeteci olduğumu söyledim, bu kez basın kartımı sordu. Kimliğimi çıkarmama müsaade dahi etmeden 4-5 polis üstüme çullandı” diye belirtti.
POLİS: GAZETECİYSEN BURADA NE İŞİN VAR?
Polisin saldırısına maruz kaldığı esnada kamerasının da kırıldığını söyleyen Sezgi, saldırının hemen öncesinde kayda aldığı görüntülerde de bunun mevcut olduğunu ifade ederek, “Sonra bana küfür ederek ablukanın içine aldılar. Yine işkence yaparak, vurarak, hakaretler ettiler. Gazeteci olduğumu defalarca kez söylememe rağmen, ters kelepçe yaparak araca bindirdiler. O esnada burnum kırıldı zaten. Vücudumun çeşitli yerlerinde morluklar var. Gözaltı aracına bindiğimizde tekrar gazeteci olduğumu; bu yaptıklarının yanlış olduğunu, hukuksuz olduğunu söyledim. ‘Gazeteciysen burada ne işin var?’ dediler bana” şeklinde konuştu.
'4-5 SAAT TERS KELEPÇELİ TUTULDUK'
Gözaltına alındıktan sonra götürüldükleri hastanede darp raporu aldıklarını belirten Sezgin, polisin işkence ve hakaretlerinin burada da devam ettiğini vurguladı. Sezgin, “Emniyete gittiğimizde plastik kelepçeyi bileğime kan gitmeyecek şekilde sıktılar. Bizi 4-5 saat emniyetin önünde, gözaltı aracında öylece tuttular. Kolumuz uyuştu, hatta fenalaşan oldu. Sonra bizi içeriye aldılar, orada da psikolojik işkence, hakaretlere, küfürlere maruz kaldık. Gözaltı sürecinde devamlı psikolojik baskı vardı, kalınan koşullar çok iyi koşullar değildi, yemekleri iyi değildi. O yüzden yemek yiyemedik” diye belirtti.
'SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ'
Gözaltı sürecine dair hukuksal süreç başlatacaklarını belirten Sezgin, “Avukatlarla beraber TİHV’e başvuracağız, darp raporu alacağız. Kameramız kırıldı. Hem bu hem de polisin işkencesine dair şikayetlerde bulunacağız. Zaten hastaneden aldığımız darp raporu mevcut” dedi.
Hukuk dışı uygulamaların Özgür Basın’da yer almalarından kaynaklandığına dikkati çeken Sezgin, “Hakikatin ortaya çıkmasından korkuyorlar. Özgür Basın çalışanları hakikatin izinde yürüyor, halka gerçekleri gösteriyor. Özgür Basın çalışanları hakikatin izinden ayrılmayacak. Bizler devamlı bu baskılara karşı, gazetecilerin hukuksuz yargılanmalarına karşı alanlarda olacağız ve bunu teşhir edeceğiz” ifadelerini kullandı.