AMED - Seçimlerde yaşanan ihlallerin protesto edildiği eylemlerde polisin çocuklara yönelik şiddetine dikkat çeken hak savunucuları, "Devletin kolluk kuvvetleri, çocukları işkence ve kötü muameleye maruz bırakarak, suç işlemiştir" dedi.
Yerel seçimlerde yaşanan hukuksuzluklara karşı birçok kentte başlayan protestolarda, polisin çocuklara şiddet uygulamasına ilişkin çocuk hakları savunucuları ortak basın açıklaması yaptı.
Amed'in Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapılan açıklamaya, Çocuk Çalışmaları Derneği (ÇocukÇA), Çocuklar İçin Adalet Derneği (ÇİAD), Göç ve İnsani Yardım Vakfı (GİYAV), İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Çocuk Hakları Komisyonu, Mezopotamya Psikologlar Derneği (Der-Mez) ve Rengarenk Umutlar Derneği (RUMUD) katıldı. Açıklamanın Kürtçesini GİYAV çalışanı Eylem Kaya okurken, Türkçesini ise RUMUD Yönetim Kurulu Üyesi Ceylan Palamut okudu.
'SUÇ İŞLENDİ'
31 Mart yerel seçimlerinden sonra meydana gelen eylemlerde kolluk görevlileri tarafından çocuklara yönelik orantısız güç kullanımıyla çocukların işkence ve kötü muameleye maruz kaldığına dikkat çekilen açıklamada, “Çocuklara yönelik biber gazlı, plastik mermili müdahale, şiddet ve ters kelepçeyle gözaltı fiilleri işkence ve kötü muamele yasağının ihlali kapsamında olup kolluk görevlilerinin suç işlediğini ve bu durumu kabul etmediğimizi bildiririz” denildi.
Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair sözleşme ve Türkiye'nin kendi iç mevzuatında çocukların korunmasını ve temel hak ve özgürlüklerinin garanti altına alınmasını gerektirdiğinin altı çizilen açıklama, şöyle: “Bu bağlamda, çocukların toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı demokratik toplumların vazgeçilmez unsurları olup bu hak anayasanın 34'üncü maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11'inci maddesi ve Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 15'inci maddesi ile garanti altına alınmıştır. Devletin bu hakkı korumakla yükümlü olduğunu ve barışçıl toplantıların kolaylaştırılması için pozitif yükümlülük altında olduğunu hatırlatırız. Yine Anayasa madde 19, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 2, 5, 8'de ve Çocuk Hakları Sözleşmesi madde 6, 8, 10, 16, 24, 31, 37 de kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı korunmuştur.
Ancak bu süreçte gördüğümüz o ki devlet temel hak süjesi olan çocukların haklarını koruma ve haklarını kullanmalarını kolaylaştırma görevini yerine getirmemekle birlikte bizzat devletin kolluk kuvvetleri tarafından çocuklar işkence ve kötü muameleye maruz bırakarak, suç işlenmiştir. Şiddet uygulayan kolluk kuvvetleri kadar bu şiddete göz yuman kamu otoritelerine de sorumluluğunu hatırlatırız.
ÇOCUKLAR TRAVMATİZE EDİLMEKLTE
Sosyal medyada çocukların yüzlerinin teşhir edilerek işkence görüntülerinin yayılması çocukların ‘unutulma hakkını’ ihlal etmekle birlikte çocukları travmatize etmektedir. Çocukların uğramış olduğu işkence ve kötü muameleye ilişkin içerikler onların hayatlarını olumsuz etkileyeceği gibi bu görüntülere maruz kalacak olan akranlarının ruh dünyasını da olumsuz etkileyecektir. Çocuğun ‘unutulma hakkının’ ihlal edilmesine karşı olduğumuzu belirterek ilgili tüm tarafların ve sosyal medya platformlarının bu konuda sorumluluk almaları gerektiğini hatırlatırız. Bizler, çocuk haklarında çalışan örgütler olarak, çocukların temel haklarının korunmasının önemini vurgulamak ve ihlallerin son bulması için yetkililere çağrıda bulunmak amacıyla bir araya gelmiş bulunmaktayız. Bu bağlamda, tüm ilgili tarafları çocuk haklarının korunmasına yönelik somut adımlar atmaya ve çocukların toplantı ve gösteri yürüyüşü ve ifade özgürlüğü haklarını her koşulda desteklemeye davet ediyoruz."