AMED - DFG ve MKG, Wan’daki darbe girişimine karşı protesto eylemlerini takip ederken, gözaltına alınan gazetecilerin serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), gazetecilere yönelik gözaltı ve kötü muameleye dair yazılı açıklama yaptı. Seçimleri kazanan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan’ın yerine AKP’li adaya mazbata verilmesi ardından başlayan ve tüm kentlerde yapılan protesto eylemlerini takip eden gazetecilerin darp edildiği ve gözaltına alındığı vurgulanan açıklamada, “Çok sayıda gazeteci arkadaşımız hedef gözetilerek polisin saldırısına maruz kaldı. Gaz bombaları ve plastik mermilerin hedefi oldular. Bazıları polis şiddetine maruz kaldı, zorla alıkonularak görüntüleri silindi. Yine Van’da ve İstanbul’da gazeteci arkadaşlarımız gözaltına alındı” denildi.
GAZETECİLER İŞKENCEYLE GÖZALTINA ALINDI
Açıklamada Wan’da NuJinha muhabiri Medine Mamedoğlu’nun, İstanbul Esenyurt’ta Mezopotamya Ajansı muhabiri Ferhat Sezgin, Pir Haber Ajansı (PİRHA) muhabiri Dilan Şimşek, Yeni Yaşam Gazetesi muhabiri Sema Korkmaz, Artı Gerçek muhabiri Müzeyyen Yüce ile Kadıköy’de SiyasiHaber.Org muhabiri Zilan Azad ve Yeşim Dokur’un gözaltına alındığı hatırlatılan açıklamada, şöyle denildi: “Azad ve Dokur daha sonra serbest bırakılırken, 4 gazeteci halen gözaltında ve bugün adliyeye çıkarılmaları bekleniyor. Gazetecilerin gözaltına alınma görüntüleri kamuoyunun gündemine yansıdı. Çok sayıda polis tarafından işkence edilerek yaka paça gözaltına alınan gazetecilerden Mezopotamya Ajansı muhabiri Ferhat Sezgin’in polis şiddeti sonucu burnu kırıldı. Yine diğer gazeteci arkadaşlarımızın da gözaltına alınma sırasında ciddi şekilde şiddete maruz kaldıklarını gördük.
DERHAL SERBEST BIRAKILMALILAR
Açıkçası bu durum bizleri ciddi anlamda endişelendirmekte ve öfkelendirmektedir. Direk arkadaşlarımızın can güvenlikleri tehlikeye atılmaktadır. Oysaki oradaki kolluk gücü öncelikli olarak gazetecinin can güvenliğini sağlaması gerekiyor. Ancak pervasız bir şekilde saldırıyor. Açık ki bu gücü iktidardan alıyor. Cezasızlık politikası, polisi tam anlamıyla işkence yapan unsurlar haline getirmiş durumda. Sokak ortasında öldüresiye insan dövüyorlar ve kimse de buna dur demiyor. Lakin bizler bunu kabul etmiyoruz. Bu yönelimler basın özgürlüğüne vurulan en büyük darbedir. İktidar ve emrindeki kolluk kuvvetleri bu saldırılarından bir önce vazgeçmelidir ve gazetecilerin can güvenliğini sağlamalıdır. Ayrıca herkes; halkın gözü, kulağı, sesi olan basın emekçilerine sahip çıkmalı. Onları bu işkencecilerin eline bırakmamalılar. Saldırıya uğrayan, gözaltına alınan, yaralanan tüm arkadaşlarımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyoruz ve derhal serbest bırakılmalarını talep ediyoruz.”