İSTANBUL - DEM Partili Musa Piroğlu, iktidarın yerel seçimlerde “sandığa gömüldüğünü” söyledi. Gazeteci Ercüment Akdeniz ise, DEM Parti’nin başarısına işaret ederek, “Kürt halkı bu tekçi ve inkarcı rejime karşı iradesini göstermiştir” dedi.
Türkiye ve Kurdistan'da kentlerinde 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde, AKP iktidarının ilk kez ikinci parti olarak zayıfladığı ve muhalefetin yükseldiği seçim sonuçları tartışmaya devam ediyor. Seçimlerde kaybeden AKP-MHP iktidarı, hezimeti Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) tüm belediyeleri kazandığı Wan’da siyasi darbe girişiminde bulundu. Halkın mücadelesi ile geri adım atan iktidarın, yerel seçimlerdeki kaybının Türkiye siyasetine ilişkin yansımalarını gazeteci – yazar Ercüment Akdeniz ve DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Musa Piroğlu değerlendirdi.
Ortaya çıkan sonucun iktidar açısından güç kaybı olduğunu ifade eden Akdeniz, “AKP-MHP ittifakı her geçen gün oy kaybederek ilerliyor. Bu sefer özellikle emekliler, gençler, kadınlar toplumun ezilenleri bir bölümü de sandığa gitmeyerek tepkisini ortaya koydu. Bir bölümü Yeniden Refah Partisi’ne (YRP) kaydı. Yani iktidar bu seçim yenilgi zeminini kendisi yarattı. Bu değerlendirmenin içinde çözülmemiş bir Kürt sorunu var.2002’de Kürt sorunun çözüm için iktidara gelen AKP sorun için birkaç girişimi oldu fakat bu iddiası sürdürmedi” dedi.
‘KÜRTLER TEKÇİ REJİME KARŞI İRADESİNİ GÖSTERDİ’
DEM Parti’nin seçimlerde çok stratejik davrandığına dikkati çeken Akdeniz, hem batıda hem doğuda iktidara kaybettirdiğini vurguladı. DEM partinin “Kent Uzlaşısı” ile önemli mevziler elde ettiğini vurgulayan Akdeniz, bu başarının Türkiye halkları için çok önemli olduğunu söyledi. Akdeniz, “En büyük Kürt kenti İstanbul’dur. Bu kente Kürtlerin stratejik hamlesi olmasaydı, böyle bir sonuç ortaya çıkmazdı. Aynı zamanda Kürt kentlerine baktığımızda orda şunu görüyoruz. Yerle seçimler öncesinde DEM Parti’nin yaptığı ön seçimin etkisi halkı ve partiyi bir bütünleştirdi. Kayyımlara rağmen bir halkın tekrar seçime gitmesi çok zordur. Bunda başarmaları büyük bir eşiktir. Biz bugün bu sürecin ne kadar etkili olduğunu da görüyoruz. Kürt halkı bu tekçi ve inkarcı rejime karşı iradesini göstermiştir” diye konuştu.
‘İKTİDAR BÜYÜK YENİLDİ’
14 Mayıs 2023 seçimlerine de değinen Akdeniz, “Seçimden sonra Millet İttifakı ve Emek ve Özgürlük ittifakı dağıldı. Onun dışında sol ve sosyalist blokların oluşturduğu dağıldı. Tabloya böyle bakan iktidar, ‘ben çok rahat alırım’ dedi. Karşımda birleşik bir güç yok. Buradan bir güç zehirlenmesi ile seçime girdi ve çok büyük bir yanılgı içine düştü. Burada çok büyük bir yenilgi almış oldu” dedi. Bu yenilginin faturasını Kürtlere kestiğini vurgulayan Akdeniz, Erdoğan’ın seçim gecesi yaptığı balkon konuşmasına dikkati çekti. Akdeniz, “Balkon konuşmasında bunun faturasını Kürtlere ve DEM Parti’ye keseceğinin mesajını verdi. Bu ne demektir; bu yenilginin ana sebebi DEM’i ve Kürt siyasetini görüyor” diye konuştu.
‘İNCELİTİLMİŞ POLİTİKALAR’
Seçimlerde “Kayyımlar sandığa girdi” diyen Akdeniz, 2019’da yapılan seçimlerde iktidarın halk iradesini tanımadığını hatırlattı. İktidarın 3’üncü kez kayyım uygulamasından korktuğunu ifade eden Akdeniz, iktidarın uyguladığı “seçmen taşıma” gibi inceltilmiş politikalarına işaret etti. Akdeniz, “Bunlardan bir tanesi asker ve polislerin belirli bölgelere kaydırılmasıdır. DEM Parti seçmeni ve çalışanları bunları tespit ettiler. Bunların sayısı 55 bin civarında. Bu duruma itiraz ettiler ama kimse pek duymadı. Maalesef böyle bir tablo yaşandı. 46 bini ise sandık başında tespit edildi. Orada bölge halkı tepki gösterdi. Bu bize şunu gösteriyor. Artık seçimler kayyumlu seçimler haline geldi, kayyum seçmen stratejisi de yenilgiye uğradı” diye belirtti.
‘BU İKTİDARI DEVİRMEK ZORUNDAYIZ’
DEM Parti MYK üyesi Musa Piroğlu ise, seçimi belirli kılan halkın içinde bulunduğu ekonomi, baskı ve inkar siyaseti olduğunu vurgulayarak, “Bu seçimde aslında yoksullar, emekliler, ötekileştirilmiş milyonlar; sefalete, adaletsizliğe dur dediler. Bir öfke vardı. Bu öfke sokakta çok derinden hissediliyordu. Bu öfke sandıkta kendine bir kanal buldu. Ama hiçbir şey daha bitmedi. Herkes biliyor ki AKP siyaseti devam ettiği sürece, iktidarın ekonomi politikaları, adaletsizlik oyunları, siyasi ve kişisel baskıları devam ettiği sürçe bu öfke büyümeye devam edecektir. Öfke kendi adresini buldu. Şimdi bu adresi büyütmek ve iktidara karşı bir mücadeleye dönüştürmek zorundayız, bu iktidarı devirmek zorundayız” dedi.
‘ERDOĞAN’IN SON HAMLESİ’
Erdoğan’ın ülkeyi yönetemez hale geldiği için bu yöntemlere başvurduğunu sözlerine ekleyen Piroğlu, şöyle devam etti: “Erdoğan tehlikeli bir oyun oynuyor, son hamlelerinden birini yapıyor. Bu şu anlama geliyor; onlar açısından bu son hamle, bu ayakta kalma var olma çabası tersten bizim açımızdan da son hamle, var olma kaygısına düşüyor. Yere serdik, bitireceğiz ya da o kalkacak bizi 7 Haziran’da yaşattığı senaryonun bir benzeriyle yüz yüze bırakacak ve iktidarını geri alacak. Bu artık bir yerel seçim, belediye meselesi değil; bu saray rejiminin devam edip etmeme meselesi. O yüzden yapılması gereken basit; sandığa gömüldüler şimdi tarihe gömülmek zorundalar."