İZMİR - Türkiye'nin Irak ve Federe Kurdistan Bölgesi ziyaretlerini değerlendiren Siyaset Bilimci Sinan Önal, yeni saldırı planlarının 31 Mart yenilgisi ve ekonomik kriz nedeniyle "duvara toslayacağını" belirtti.
Yerel yöneticilerin belirlendiği 31 Mart seçimleri geride kaldı. AKP ve küçük ortağı MHP, yerel seçimlerde ülkenin her yerinde büyük bir oy kaybı yaşayarak, birçok belediyeyi kaybetti. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin büyük bir yenilgi yaşadığı seçim gecesi yaptığı açıklamada, Federe Kurdistan Bölgesi ile Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük saldırıların devam edeceğine işaret etti.
AKP'li yetkililer, seçim öncesi de Irak ve Federe Kurdistan Bölgesi'nde bir dizi ziyaretler gerçekleştirmişti. Görüşmelere dair yapılan açıklamalarda da yeni saldırıların sinyali verilmişti.
Siyaset Bilimci Sinan Önal, AKP-MHP'nin yeni saldırı planlarını ve seçimlerin bu duruma etkisini değerlendirdi.
Türkiye'nin "Osmanlıcılık hayalleri" peşinde olduğunu belirten Önal, "Türkiye, Suriye, Irak ve Kürdistan bölgelerinde hegemonyasını sağlamak istiyor. Böyle bir ütopyası var. Türkiye, bunu gerçekleştirebilmek için son yıllarda NATO ve Şangay arasındaki çelişki ve çatışmalardan faydalanmak istedi. Resmi olarak NATO üyesi olmasına rağmen NATO üyesi değilmişçesine davrandı” dedi.
'İŞGAL' PLANI
Türkiye'nin bu politikalarının sonuç vermediğini ve son çare olarak diplomatik görüşmelerle yeni bir saldırı hedeflediğini kaydeden Önal, yeni saldırıların yapılacağı yerin ise Garê olabileceğine işaret etti. Önal, "Daha önce işgal edilen Başîka ve Musul’da bir egemenlik elde etmek isteniyor. Bunu meşrulaştırmak için İran ve Irak ile görüşmeler yapıyor. Irak’ı su ve kendi eğittiği çetelerle tehdit ediyor. İpekyoluna alternatif bir yol sunarak, petrol ve gaz akışını Türkiye üzerinden yapma vaadiyle işgale vize çıkarmaya çalışıyor. Bu bağlamda Türkiye, Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi'de askeri ve istihbarat yetkililerinin katıldığı görüşmeler oldu. Keza Irak ve Güney Kürdistan ’nın heyetleri de Ankara’ya geldi. 22 Nisan’da bu görüşmeler devam edecek. Medya propagandasıyla da Nisan ayında bir operasyon olacağı algısı yürütülüyor. Yıllardır lobisini yaptıkları Beyaz Saray görüşmesi de 9 Mayıs'ta gerçekleşecek. Burada Güney Kürdistan ve Kuzey Doğu Suriye'yi ne kadar işgal edebileceklerini görüşecekler” diye belirtti.
‘KDP SEÇİMLERDE KIRMIZI KART GÖREBİLİR'
KDP’nin Türkiye ile ilişkilerine de değinen Önal, KDP’nin Türkiye ile ilişkilerinin Irak Anayasası’na aykırı olduğunu söyledi. Önal, KDP'nin Federe Kurdistan Bölgesi'nde yapılacak seçimlere girmek istemediğine işaret ederek, "Girmesi halinde Türkiye'de halkın, AKP'ye 31 mart seçimlerinde gösterdiği kırmızı kartı görme ihtimali var. Özellikle Kürt halkı ve Irak’ta bulunan yurttaşların nezdinde tamamen teşhir oldular. Halk bu işbirliğine karşı” dedi
'DUVARA TOSLAYACAK'
AKP politikalarının Türkiye'yi geri dönülemez bir noktaya getirdiğine dikkati çeken Önal, "Bu güvenlik doktrininin 31 Mart sonrası devam etmesi mümkün değil" dedi. Önal, "Ancak yargı ve meclisin büyük çoğunluğunun elinde olduğu, Avrupa Birliği'nin göç ve çıkar karşılığında susturulduğu, ABD’nin Rusya, İran ve Çin’i engelleme politikalarıyla beraber düşünüldüğünde operasyon için tüm yolları deneyecek. Ama şunu öğrendik; Türkiye toplumu güvenlikçi doktrini istemiyor. Burada toplumsal muhalefetin takınacağı tutum önemli. 31 Mart yerel seçimleri 'Savaşa hayır' referandumu niteliğinde oldu. Türkiye siyasi literatüründe çok sık kullanılan tabirle; Erdoğan ve hükümeti topal ördektir. 31 Mart seçimlerinde toplumdaki meşruiyetini kaybetti. Meşruiyetini kaybeden bir iktidar savaş politikasında ne kadar ısrar edebilecek? Wan'da yaşananlar bile Erdoğan ve şürekasının işinin kolay olmayacağını gösteriyor. Türkiye ve Kürdistan muhalefeti bir seçilmişlik hakkı üzerinden uzlaştı. Yapmak istediği işgal de böyle duvara toslayacaktır" değerlendirmesi yaptı.
‘HALK SALDIRILARI GÖĞÜSLEYEBİLİR’
Kürt halkının tutumunun da bu süreçte belirleyici olacağını söyleyen Önal, şunları söyledi: "Hakların her türlü demokratik duruşu işgal saldırısını göğüsleyebilecek durumda. Güvenlik siyaseti ve doktrinine geri adım attıran bu halk, işgali de durdurma gücü ve ferasetine sahiptir."
MA / Delal Akyüz