HABER MERKEZİ - Kuzey ve Doğu Suriye'de kurulan meclislerle ekolojik bir yaşam inşa ediliyor. Ekoloji Komisyonu Eşbaşkanı Brahîm Eshed, dünyada iflas eden sisteme karşı yeni bir yaşamı oluşturmak için çabaladıklarını belirtti.
Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinde PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “demokratik ulus” paradigması ışığında yeni bir yaşam filizlaniyor. Bu çalışmaların bir ayağı da ekoloji. Öcalan'ın paradigması esas alınarak her bir kente ekolojik bir yaşamın inşası için çalışmalar yürütülüyor. Tüm hava ve kara saldırılarına rağmen meclisler ve komitelerle kentler tüm canlılar için yaşanabilir bir alan haline getirilmeye çalışılıyor. Bir yandan ağaç dikimi sürerken, diğer yandan oluşturulan ekoloji komiteler ile yeraltı ve yerüstü canlı türleri incelenerek, koruma altına alınıyor. Ekoloji çalışmaları için kurulan birimler oluşabilecek olağanüstü durumlara karşı düzenli olarak su, toprak ve hava kirliliği analizler de yapıyor.
EKOLOJİ KOMİSYONLARI
Dünyanın içinden geçtiği iklim krizine karşı Kuzey ve Doğu Suriye’de oluşturulan ekolojik yaşama ilişkin Kuzey Doğu Suriye Ekoloji Komisyonu Eşbaşkanı Brahîm Eshed, ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
19 Temmuz devrimi ile beraber demokratik bir yönetimin oluşturulduğunu belirten Eshed, bu süreçte birçok dönüşümün olduğunu ifade etti. Eshed, “Bu değişim Demokratik Konfederal sistem üzerine kuruldu. Savunma, siyasi, ekonomi gibi birçok komisyon kuruldu, bunlardan biri de ekolojiydi. Kuzey Doğu Suriye ilan edildikten sonra kantonlar kuruldu. Bir önceki dönemde yaşanan eksiklikler gözden geçirilerek, her kanton da ayrı bir ekoloji örgütlenmesine gidildi” dedi.
AKADEMİLER KURULDU
Ekolojik yaşamın inşası için kantonlarda çalışmaların yapıldığına dikkati çeken Eshed, çalışmaların ise Demokratik Konfederal sistem paradigmasıyla inşa edildiğini ifade etti. Eshed, “Her kantonda ekoloji için örgütlülüğümüzü belli bir noktaya getirdik, komisyonlar kurduk. Bu süreçten sonra bir meclis oluşturma çalışmamız olacak. Bütün komisyonların akademileri var. Enformasyon, araştırma ve eğitim komitelerimiz var” diye belirtti.
‘FIRAT SUYU HER HAFTA ANALİZ EDİLİYOR’
Eshed, tecrübelerle kendilerini yenileyerek ekolojik bir toplumun yaratılmasını hedeflediklerini ifade etti. Eshed, “Bütün canlıların yaşadığı doğal yaşamda korunmalarına yönelik çalışmalarımızı yaptık. Ekoloji komisyonunun çalışmalarını takip etmek için ayrıca bir komisyon kuruldu. Bu komisyon sadece hava, toprak kirliliği gibi araştırmalar yapmıyor. Oluşabilecek acil durumlara müdahale etmek için de program yapıyor. Türkiye’de bir toprak kayması oldu ve Fırat suyuna kimyasal madde aktı. Kurulan komisyonumuz her hafta suyu analiz edip düzenli olarak rapor paylaşıyor. Şuana kadar herhangi olumsuz bir durum yaşanmadı” şeklinde konuştu.
CANLILAR KORUNUYOR
Türlerin korunmasına ilişkin de çeşitli çalışmalar yaptıklarını belirten Eshed, “Bölgede yok olan canlıların tekrar hayat bulması ve var olan canlıların da çoğaltılmasına yönelik çalışmalarımız var. Bölgeye ait olmayan ve doğal dengeyi bozacak farklı bir türün alanı tahrip etmesini de engellemeye yönelik çalışıyoruz” dedi.
‘TÜRKİYE TEHDİT OLUŞTURUYOR’
Bölgenin ekolojik dengesinin her dönem hedef alındığını ifade eden Eshed, Baas Rejimi’nin Efrîn’i zeytinlik, Kobanê ve Cizîr’i tahıl ambarı olarak gördüğünü söyledi. Eshed, konuşmasına şöyle devam etti: “Daha önce Kürtler geleneğin bir parçası olarak toprağını, doğasını sever, korurdu. Artık bu sevgi ve korumanın yanında bir bilinç te açığa çıktı. Daha önce şehir yaşamı ön plana çıkarılırken, şuan köylerinde ekolojik bir yaşam inşa etmek için çalışıyorlar. Tabi burada ekolojik dengeyi korumanın zorlukları da var. Özellikle DAİŞ gibi çetelerin saldırıları büyük tahribat oluşturdu. Türkiye’nin bölgeye yönelik saldırılarıyla kültürel soykırımın yanında, ekolojik soykırım politikaları da yürütülüyor. Örnek verecek olursak, Türkiye Fırat Nehri’nin suyunu kesiyor. Bu bölge için ciddi bir tehdit. Sadece tarımsal faaliyet açısından değil, temiz su ihtiyacı da karşılanamıyor. Enerji ihtiyacını karşılamak için büyük jeneratörler kullanıyoruz. Enerji alanı da bundan etkilendi. Fırat Nehri’nin suyunu kesmek uluslararası kanunlara da aykırı. Bundan Suriye ve Irak halkı da etkileniyor. Normalde bölgede sondaj kuyusunun kazılması da yasak. Ancak yaşanan kesintilerden kaynaklı ihtiyaç temeli yine ekolojik denge gözetilerek halkın ihtiyacı gideriliyor.”
Amaçlarının dünyada iflas eden sisteme karşı ekolojik bir yaşam oluşturmak olduğunu söyleyen Eshed, “Özgürlük, demokrasi ve ekoloji mücadelesi birlikte yürütülürse anlam bulur. Bunların biri eksik olursa, toplumsal barış ta, özgürlük de sağlanamaz. Bilimsel, ekolojik yöntemlerle doğamıza dönmek istiyoruz. Devrim sürecinde nasıl toplum korunduysa, doğası da aynı şekilde korunacak. Bütün bu yaşamın temellerini oluşturan Önder Abdullah Öcalan’dır. Bu nedenle Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sadece Kürtlerin değil, bir bütün olarak bütün Ortadoğu’nun özgürlüğü olacak” diye belirtti.
Ekoloji komisyonu olarak Nisan ayında büyük bir konferans gerçekleştireceklerini söyleyen Eshed, yapacakları konferans için hazırlıklarını sürdürdüklerini ifade etti. “Konferansımız Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve paradigmasına destek konferansı olacak. Hem bu konferansta hem de farklı alanlarda Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Konferansın yapılacağı gün ve tarihini daha sonra kamuoyu ile paylaşacağız” diye konuştu.