WAN – Wan’da evleri basılıp çocukları işkence ile gözaltına alınan aileler, AKP’nin Kurdistan’daki yenilgisinin öcünü almaya giriştiğini dile getirdi. Ne ölümden ne cezaevinden korkmadıklarını söyleyen aileler, herkese “sessiz kalmayın, sessizlik hepimizi öldürür” diye seslendi.
Yerel seçimlerde Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı olarak seçilen Abdullah Zeydan’a yönelik kurulan “siyasi pusu”, büyük bir öfkeyi yol açtı. Sandığa yansıttıkları iradeleri gasp edilmek istenen Wan halkı, bu girişime yönelik tepkisi sokakta gösterdi. Kentte gündüz saatlerinde başlayan protestolar gece boyunca devam etti. Polisin şiddete başvurmasına rağmen sokaktan ayrılmayan halk itirazlarını sürdürdü. Wan halkına yönelik irade gaspı karşı başka kentlerde de halkı sokaklara döktü, protestolar yaşandı.
Giderek yayılan protestoların hedefindeki AKP iktidarı, kolluk birimleri eliyle protestoları bastırma çabası içerisinde.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya tarafından yapılan açıklamaya göre, dünden bu yana Wan'da 26, Colemerg merkezde 9, Gever ilçesinde 29, Sêrt’te 4, Elîh'te 5, Şirnex'te 10, İzmir'de 6 olmak üzere toplam 89 kişi gözaltına alındı.
26 kişinin gözaltına alındığı açıklanan Wan’da, sabah saatlerinde birçok eve yönelik polis baskınları yapıldı.
Kentin Xaçort (Hacıbekir) Mahallesindeki adreslere yönelik polis baskınlarında gözaltına alınanlara işkence uygulandı, yakınlarının kafasına silah dayandı, evlerin kapıların, içerideki eşyalar ve camlar keyfi bir şekilde kırıldı.
17 YAŞINDAKİ ÇOCUĞA İŞKENCE
Gözaltını alınan 17 yaşındaki İnanç Salgür, epilepsi hastası olmasına rağmen polislerin işkencesine maruz kaldı. Gelen polislerin kafasını defalarca duvara vurdukları oğlunun burnunu kırdığını söyleyen baba, yaşadıklarını “Bin tane askeri kapılarımızın önüne evlerimize yığdılar. Oğlumu dövdükten sonra geldiler, mutfak tezgahının üzerinde ellerini yıkadılar, oğlumun kanayan yerlerini temizleyerek götürdüler. Defalarca kafamıza vurdular, silahla bizi tehdit ettiler” dedi.
KAPI VE PENCERELERİ KIRIP ‘YANLIŞLIKLA GELDİK’ DEDİLER
Polislerin evini yanlışlıkla bastıkları aynı sokaktaki Ayten Salgür ise, o anlarda yaşadıklarını şöyle anlattı; “Geldiler kapımızı, pencerelerimizi kırdılar. İçeri girdikten sonra yanlış geldik dediler. Böyle nasıl yanlış geliyorlar? Yanlış geliyorlarsa neden kapılarımızı kırıyorlar? Sözde yanlış geldiler ama kafamıza silah dayadılar, eşime işkence uyguladılar. Bu nasıl bir zihniyettir? Suçsuz yere insanların evlerine baskın düzenlediler, çocuklarına işkence uyguladılar.”
‘BU HALK NE KATLİAMDAN NE CEZAEVİNDE KORKMUYOR’
Karşılaştıkları saldırıların tek nedeninin AKP ve Erdoğan’ın Kurdistan’da yenilgiye uğraması olduğunu ifade eden Sargül, “Böyle öç almaya çalışıyorlar. Bizler de onlara burada bir kez daha sesleniyoruz; Erdoğan bu evlerimize yaptığın ilk baskın değil. Yıllardır bu eve baskınlar yapıldı. Bizler yıllardır şiddet görüyor ve gözaltına alınıyoruz. Ne elde ettiniz? Bizler tek bir adım bile geri gitmedik ve gitmeyeceğiz de. Bu halk korkmuyor, ölümden de cezaevinde de korkmuyor.”
Sargül, maruz kaldıkları zulüm karşısında tüm Kürtlere “Ey Kürt halkı sessiz kalmayan, sessizlik hepimizi öldürür” diye seslendi.
Polisler aynı mahallede yaşayan Bor Ailesinin de evlerine baskın yapıp çocukları Mesut Bor’un gözaltına aldı.
Anne Behice Bor, yaşananları “Sabah saatlerinde evlerimizin kapıları kırıldı. DAİŞ gibi evlere dadandılar. Küçücük çocuklarımızın kafasına silah dayadılar. Oğlum gözaltına alınırken yere yatırdılar, ayaklarını kafasını bıraktılar. Eşimin gözleri görmüyor onu bile yere yatırmaya çalıştılar, öldürmekle tehdit ettiler. Bunları unutmayacak, ses çıkarmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
‘BOYUN EĞMEYECEĞİZ’
Baba Yusuf Bor da, maruz kaldıkları zulme rağmen hak arayışlarından vazgeçmeyeceklerini ifade etti. Bor, “Erdoğan zulüm ediyor. Adaleti sağlamıyor sadece zulmü yaşatıyor. Tek bir gücü kalmadı elinde. Kalan tek şey kazanımlarımızı gasp etmek, insanları öldürmek. Ben gözlerimi cezaevine kaybettim, bu direnişi cezaevinde yaşadım. Dışarıda hayli hayli yaşatırım. Bizler Erdoğan’a boyun eğmeyeceğiz” diye yanıt verdi.