ANKARA - DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, yaratılmaya çalışılan algılara aldanmaması yönünde çağrı yaparak, “Bu dakikadan sonra yapmamız gereken en önemli şey oyları korumaktır” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, seçimlere ilişkin partinin genel merkezinde dördüncü kez açıklama yaptı. Açıklamasında oy kullanan herkese DEM Parti adına teşekkür eden Doğan, seçmenlere bir kez daha sandıkların başında ayrılmama çağrısı yaptı.
BİLGİ KİRLİLİĞİNE KULAKLARIMIZI TIKAYALIM
Doğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Çok ciddi bir bilgi kirliliği var. İlk veriler elimize ulaşmaya başladı. Büyük bir titizlikle gelen veriler işleniyor, bu verileri bizler paylaşmadığımız sürece lütfen bu konuya ilişkin yapılan manipülasyonlara, algılara dair kulaklarımızı tıkayalım, duymayalım. Bu saatten sonra asıl yapmamız gereken şey oylarımıza, sandıklarımıza sahip çıkmaktır.
GÖREV YERİMİZİ TERK ETMEMELİYİZ
Binlerce partilimiz, seçim sonuçlarına yönelik verileri en doğru şekilde sizlerle paylaşmak için merkezden sahaya kadar, büyük bir koordinasyonla çalışmaktalar. Oy birleştirme noktalarında bulunan arkadaşlarımıza sesleniyoruz; bu iradenin sonuçlara yansıması için lütfen sizler de gerektiği şekilde büyük bir sorumluluk, hassasiyetle oy birleştirme noktalarından seçim kurullarına kadar refakat ediniz. Gerekli zamanda müdahale etmezsek, sonuçlar farklı şekilde irademizi yansıtmış olur. Bunların yaşanmaması için sandıkları ve görev yerlerimizi hiç bir şekilde terk etmemeliyiz. Ayrıca taşımalı seçmenle ilgili çok sayıda görüntü geliyor ve bizim de burada yaptığımız bir açıklama vardı. 31 merkezde on binlerce seçmenin nerelere, hangi merkezlere hangi ilçe ve beldelere taşındığını açık bir şekilde sizlerle paylaştım.
Bunu ilk kez paylaşmıyoruz üstelik. Aylardır defalarca paylaştık. İtirazlarda, suç duyurularında bulunduk. Ve ilk tespit ettiğimiz zaman 46 bin 901’den çok daha yüksekti. 46 bin 901 rakamı ise bizim doğrudan sandıklarını tespit edebildiğimiz taşımalı seçmenler. Sandıklarıyla birlikte tespit edebildiğimiz seçmenler bunlar.
TAŞIMALI SEÇMENE NEDEN İHTİYAÇ DUYDUNUZ?
Adalet Bakanının yaptığı açıklamaya göre, ‘seçimler gayet şeffaf ve güvenli bir biçimde’ yapılıyormuş. Hatta direkt kendisinden alıntılayarak söyleyeyim. ‘Seçimin şeffaflığı ve güvenilirliğiyle ilgili hiçbir endişe yok’ diyor. Dünyaya örnek gösterilebilecek seçimler olduğunu söylüyor. Ve en yüksek katılımlı olarak gerçekleşiyor diyor. DEM Parti olarak Adalet Bakanına seslenmek istiyorum; eğer seçimler şeffaf bir biçimde yapılıyorsa, birincisi bu taşımalı seçmenlere neden ihtiyaç duydunuz? Bu rakamlara bakıldığında o seçim bölgelerinin kaderini değiştirebilecek şekilde tesadüfen mi yapılmış? Herhalde tesadüf olmadığına hepimiz kaniyizdir. Hiç kimseyi bunun tesadüf olduğuna ikna etmek söz konusu olamaz.
5 BİN 900 SEÇMENİN HİÇBİRİ ŞIRNAKLI DEĞİL
Şırnak’tan bir görüntüyü sizlerle de paylaşmak istiyorum; görüntüyü görüyorsunuz. Bu görüntü Şırnak merkezde bir okula ait göründü. Şeffaf seçimler, doğru son derece şeffaf, aleni ve açık bir şekilde burada suç işleniyor. Eğer bir şeffaflıktan söz edeceksek işlenen suçun aleni bir şekilde işlendiği olabilir. Şırnak Tümgeneral Ömer Keçecigil İlkokul ve Ortaokulu. Kaç sandık var burada, 17 sandık. Kaç seçmen oy kullandı? 5 bin 900. Kaçı Şırnaklıydı bu seçmenlerin, hiçbiri. 5 bin 900 seçmenin hiç biri Şırnaklı değil.
Düşünün sizin yaşadığınız yerde, yaşamayan birileri gelip oranın kaderini belirleyecek. Üstelik yerel seçimlerden bahsediyoruz, yerel demokrasinin önemini biliyoruz. Bizatihi Erdoğan bu konuda açıklama yaptı. Bu kadar önemli bir seçimde siz aleni ve şeffaf bir şekilde suç işlemekten utanmıyor, sıkılmıyorsunuz, üstelik çıkıp bunu şeffaf ve güvenlik açısından hiç bir endişeye yer olmayacak Türkiye’nin dünyaya örnek gösterilebilecek bir seçim yaşadığını iddia edeceksiniz. İddia dahi edemezsiniz.
BUNLAR ŞIRNAKLI İSE İSPAT EDİN
Eğer bunlar taşımalı seçmen değilse, eğer bunlar Şırnaklı ise lütfen ispat ediniz. Biz bunları belgeleriyle birlikte ortaya koyduk, koymaya devam ediyoruz. Bunlar seçimlerin sonuçlarını DEM Parti’nin partilerini sahiplenmeleri sayesinde değiştiremeyecek. Bunlara başarı mı diyeceksiniz? Diyemezsiniz. Bu mudur şeffaflık, siyasi ahlak, siyasi etik demokratik yönetim. Bu darbe değilse nedir? Yalnızca Şırnak’ta değil, aynı şey Kars’ta aynı şey Ağrı’da, Mardin’de, Mardin’in ilçelerinde yapılıyor. Yetmiyor insanlar oylarını gönül rahatlığıyla kullanamasın diye oy kullanılacak mekanlar kuşatılıyor. Nedir bunun gerekçesi? Güvenlik tedbiri. Bu alenen kanunen suç. DEM Partililer şunu bilmeli ki bu suçlar süreye tabi değildir. Bunların takipçisiyiz ve bunlarla ilgili de gerekli hukuki süreçleri işleteceğiz.
BAŞARACAĞIZ, BİZİ TAKİP ETMEYE DEVAM EDİN
Sandıktaki sayımları takip etmek, sayım bitene kadar orada beklemek hepimizin en doğal ve en meşru hakkı olduğunu bilmek, oylarımıza sahip çıkmak gerekiyor. Sadece sandık görevlilerine oy takibi, oyları ve sandıkları korumayı bırakmamak gerekiyor. Başaracağız, bizi takip etmeye devam edin. Gözünüz kulağınız bizde olsun. Tespit ettiğimiz ihlalleri ve yeni gelen verilerle birlikte paylaşmaya devam edeceğiz. Lütfen algı yaratmaya çalışanlara aldanmayın. Bu dakikadan sonra yapmamız gereken en önemli şey oyları korumaktır. Gösterdiğiniz teveccüh, ilgiden dolayı bu zorluklara rağmen bindir emekle sandıkları korumaya çalıştığınız için hepinize tek tek tek teşekkür ederiz.”
GÜN DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKMA GÜNÜDÜR
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin taşımalı seçmen görüntülerini yalanlamasına dair sorulan soruya cevap veren Doğan, “Dezenformasyon yaratma merkezine dönmüş durumda. Çünkü bunlar algı yaratmak üzere yapılan açıklamalar. Gerçek olmayanı gerçekmiş gibi tedavüle sokmaya çalışma dezenformasyonla mücadele merkezi. Tekrar ediyorum, biraz önce gösterdiğim görüntü sabahtan beri sosyal medyada paylaşılan bir görüntü ve tek değil. Biz bu hilelere müsaade etmeyeceğiz. Ama bilinmesini isteriz ki bu yalnızca DEM Parti’nin meselesi değil. Gün demokrasiye sahip çıkma günüdür. Kayyım rejimi, ‘kayyım seçmene’ dönülmüş durumda. Bir ülkenin yarısı kayyımla yönetilip iradesi yok sayılacak, öte yandan kayyım seçmenle sonuçlar değiştirilmeye çalışılacak. Sonra da ‘şeffaf’ olacak, ‘aleni’ olacak. ‘Güvenlik endişesi olmayacak’ ve buna inanmamız beklenecek. Buna kanacak bir Kürt de yok, Türkiyeli de yok artık.”