HABER MERKEZİ - Cezaevlerinde yaşamlarını tek başına sürdüremeyen ağır hasta tutukluların serbest bırakılması için İstanbul, Ankara ve İzmir’de basın açıklaması yapıldı.
Hasta tutukluların derhal serbest bırakılması için İstanbul, Ankara ve İzmir’de basın açıklaması yapıldı.
Ankara'da Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 499’uncu haftasında bir kez daha İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde bir araya geldi. “Tedavi haktır, engellenemez. Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartı açan inisiyatif üyeleri, eylemlerinin bu haftasında Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan 43 yaşındaki hasta tutsak Leyla Aygün’ün durumuna dikkati çekti.
‘ÖLÜMLER İÇİN TEDBİR ALINMIYOR’
Açıklamayı yapan İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen, tespit edebildikleri kadarı ile 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta tutsağın olduğunun bilgisini verdi. Çevirmen, cezaevlerindeki hasta tutsaklar içerisinde kronik ve çoklu rahatsızlıkları olanlar, akciğer hastaları, kalp hastaları, kanser hastaları, yaşlı ve yaşamını tek başına devam ettiremeyecek kadar hasta olanlar olduğunu ve ısrarla cezaevlerinde tutulduklarının altını çizerek, “Ağır hasta mahpuslar tedavilerinin önündeki engeller, zorlu koşullar ve ağırlaşmalarına rağmen infazları ertelenmediği için yaşamlarını kaybediyorlar. Hapishanelerde yaşanan tüm bu ölümler önlenebilir olmasına rağmen hiçbir tedbir alınmıyor” dedi.
LEYLA AYGÜN’ÜN BİRÇOK HASTALIKLARI
Çevirmen hasta tutsak Leyla Aygün hakkında şu bilgileri paylaştı: “Leyla Aygün’ün ailesi tarafında şubemize yapılan başvuruda yaşamış olduğu sağlık sorunları ayrıntılı olarak aktarılmış ve tedavi hakkının gözetilmesi için destek talep edilmiştir. Leyla Aygün, daha önce tutuklu olarak yargılandığı dosyadan dolayı 1 yıl 9 ay cezaevinde tutulmuş ve yasa değişikliğinden kaynaklı olarak, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştır. Ancak Yargıtay tarafından dosyası onandığı için 14 Mart 2024 tarihinde tekrar gözaltına alınarak tutuklanmış ve Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesine konulmuştur.
21 GÜN IŞIN TEDAVİSİ KARARI VERİLDİ
Hapishaneye girmeden önce Leyla Aygün’e meme kanseri teşhisi konulmuştur. Tetkikler sonucunda ameliyat yapılmasına karar verilmiş ve 2023 yılı son aylarında Kocaeli Üniversitesinde ameliyat edilerek tümörlü bölge alınmıştır. Doktorlar tarafından ameliyattan sonra ışın tedavisine başlanması planlanmış olmasına rağmen, ameliyat bölgesinde enfeksiyon oluşmuştur. Işın tedavisinden önce enfeksiyon için bir süre tedavi görmüştür. Enfeksiyon tedavi edildikten sonra hastanede heyet toplanarak 21 gün ışın tedavisi görmesine karar verilmiştir.
SADECE 6 GÜN IŞIN TEDAVİSİ GÖRDÜ
Işın tedavisi tamamlandıktan sonra da tekrar pet çekimlerinin yapılmasına, pet sonucuna göre de ya akıllı ilaçla tedaviye ya da kemoterapi görmesine karar verilecekti. Işın tedavisine başlanmış ancak 6 gün ışın tedavisi alabilmiştir. Bu süreç devam ederken tutuklanmış ve tutuklandığı için hem ışın tedavisi hem pet çekimleri yapılamamıştır. Ayrıca akıllı ilaç veya kemoterapi tedavilerine başlanamamış ve tetkik ve tedavileri de kesintiye uğramıştır.
YAŞAM HAKKI DEVLETİN YÜKÜMLÜLÜĞÜNDEDİR
Hapishane şartlarından kaynaklı olarak kanser gibi riskli olan hastalıkları olan mahpusların tedavi olabilmeleri mümkün değildir. Ne yazık ki yaşamını kaybeden hasta mahpusların tamamının, tedavilerinin geciktirilmesi ya da hiç yapılamaması sonucunda yaşam hakları ihlal edilmiştir. Leyla Aygün’ün tedavilerinin yapılabilmesi için acil olarak infazının ertelenmesini ve dışarıda sağlıklı koşullarda tedavi edilmesini talep ediyoruz. Aksi durumda telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkacaktır. Unutulmamalıdır ki yaşam hakkını korumak devletin yükümlülüğündedir.
Bizler; Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi olarak 499. Haftada, Hasta Mahpusların durumlarını dile getirdik. Mahpusların yaşamış olduğu tüm sorunlar, kalıcı bir şekilde çözülünceye kadar taleplerimizi dile getirmeye ve kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz”
İSTANBUL
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, her hafta düzenledikleri “F Oturması” eyleminin 627’ncisini İHD İstanbul Şube binası önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, cezaevindeki kızına ve kızının koğuş arkadaşına para yatırdığı için tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne konulan 75 yaşındaki Hatice Yıldız’ın durumuna dikkat çekildi.
Hasta tutsakların fotoğraflarının taşındığı eylemde, “Hatice Yıldız serbest bırakılsın" ve "Tedavi haktır engellenemez" pankartlarının açılarak, “Hatice Yıldız serbest bırakılsın” sloganları atıldı. Basın metnini okuyan İHD Yönetim Kurulu üyesi Oya Ersoy, tutsaklara yönelik baskının yakınları, avukatları ve dayanışma gösterenlere kadar giderek attığını belirtti.
‘DAYANIŞMA ENGELLENMEK İSTENİYOR’
Cezaevindeki tanıdık ve akrabalarına para yatırmanın “teröre finansman sağlamak” iddiasıyla suç olarak gösterilmeye çalışıldığını ve tutsakların yalnızlaştırılmaya çalışıldığını söyleyen Ersoy, “Bu süreçte, mahpuslar üzerinde hem fiziksel hem de ruhsal sorunları ve ihlalleri de beraberinde getiren ekonomik krizin yol açtığı derin mahpus yoksulluğu bir cezaya dönüştürülüyor” dedi.
75 yaşındaki Hatice Yıldız’ın da bu kapsamda tutuklandığına işaret eden Ersoy, Yıldız’ın sağlık sorunlarına dikkat çekerek tutuklanma haliyle birlikte tedavisinin aksadığını bu nedenle fenalaşarak hastaneye kaldırıldığına dikkat çekti.
YAŞAMINI TEHDİT EDİYOR
Ersoy, “Doktorları tarafından acilen göz ameliyatı olması gerektiği de söylenen Hatice Yıldız’ın tutuklu kalması, sağlığına ve yaşamına ağır tehdit oluşturmaktadır” dedi.
Yıldız’ın ailesinin kaygılarını da paylaşan Ersoy, Yıldız gibi yaşlı ve hasta tutsakların yaşam ve sağlık haklarının korunması için tahliye edilmesi gerektiğini belirtti.
İZMİR
İHD İzmir Şubesi, hasta tutukluların durumuna dikkati çekmek amacıyla düzenlediği eylemin 287’ncisini Konak Eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. “Hasta mahpuslar ölüyor. Susma suça ortak olma” pankartının açıldığı eyleme, çok sayıda kişi katıldı. Bu haftaki açıklamada, Menemen R Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Şemsettin Ekinci'nin sağlık sorunlarına dikkat çekildi. Açıklamanın Kürtçesini İHD Ege Bölge Sorumlusu Zafer İncin, Türkçesini İHD İzmir Şubesi Eşbaşkanı Ali Aydın okudu.
ŞEMSETTİN EKİNCİ
Aydın, Şemsettin Ekinci’nin tansiyon ve şeker hastalığı olduğunu belirterek, 2017 yılı ocak ayında beyin damarlarında tıkanma sonucu kriz geçirdiğini, kan sulandırıcı verilerek geri gönderildiğini hatırlattı. 2018'de bulunduğu koğuşta birden fenalaşarak ambulansla Çiğli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldığını anımsatan Aydın, "Ailesine söylendiğine göre, beyin kanaması geçirmiştir. Müdahale edilmiş ama sol tarafında felç oluşmuştur ve ayağa kalkamamaktadır. Daha önce birden fazla defa ATK’ye götürülmesine rağmen kendisi hakkında sadece 'cezaevinde yalnız kalamaz' şeklinde rapor oluşturulması nedeniyle infaz erteleme talepleri hep olumsuz sonuçlanmıştır" dedi.
BELİNDE KEMERLE BAĞLI GÖRÜŞE ÇIKTI
Ekinci'nin halen tedavisinin yapılmadığını vurgulayan Aydın, "Tedavi amacıyla Menemen R Tipi hapishanesine getirilmesine rağmen tedavisinde bir gelişme olmadığı gibi sağlık sorunları her geçen gün artmaktadır. En son yapılan avukat görüşmesinde belden aşağısı felçli olduğu için vücudunda sürekli yatmaktan kaynaklı yaralar oluşmuştur. Avukat görüşüne belinden kemerle bağlanmış halde getirilmiş. Vücudunun genital bölgesindeki yanıklardan dolayı, idrar yapamama problemi nedeniyle, idrar torbası takılmış ve maalesef yaşamını hep bu şekilde devam ettirecektir. Şu anda yanında iki bacağı da olmayan bir mahpus arkadaşının desteğiyle yaşamını idame ettirmektedir. Göz tedavisi için birkaç defa Yeşilyurt Devlet Hastanesi’ne götürülmüş, ancak bugüne kadar herhangi bir tedavi uygulanmamıştı" diye konuştu.
'TAHLİYE EDİLMELİ'
Aydın, bu haldeki ve bu yaştaki bir kişinin nasıl olur da “toplum güvenliği bakımından tehlike” oluşturabildiğini sorarak, şunları söyledi: "İnsani ve vicdani olarak düşündüğümüzde, acı çeken ve bakıma muhtaç bir kişi hapishanede nasıl yaşayabilir? Artık bu durum işkenceye ve yaşam hakkını yok etmeye dönüşmüştür. Ekinci’nin Ocak 2025’te 30 yılını dolduracağı için infaz erteleme, koşullu salıverilme uygulanabilir. İdari denetim kurulunun 1 yıl denetim uygulama yetkisi bulunmaktadır. Buradan İdari Gözlem Kurulu’na çağrı yapıyoruz; yetkinizi kullanın ve Ekinci’yi serbest bırakın. Yoksa yaşanacak olumsuzluktan siz ATK, Adalet Bakanlığı ve Cumhurbaşkanı sorumlu olacaksınız."