AMED – Piran köylerinde seçim çalışmaları yürüten DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Abdullah Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşmadığı ve Kürt sorunu demokratik yöntemlerle çözülmediği sürece her şey eksik kalır. Kürt sorununun çözümü bu ülkenin refah düzeye ulaşması anlamına geliyor” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed İl Örgütü, 31 Mart Yerel seçimler kapsamında Piran’ın (Dicle) Behro (Boğaz) ve Şingring (Yokuşlu) köylerinde halk buluşması gerçekleştirdi. Ziyarete Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, DBP İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gürbüz ve DEM Parti Piran Belediye Eşbaşkan adayları Aysel Baran ile Haci Akengin ve parti yöneticileri katıldı. Behro’da yoğun bir coşkuyla karşılanan heyet, köyün girişinde yurttaşlarla birlikte halaya durdu. Halayda sık sık “Bijî Serok Apo” ve “Jin, jiyan, azadî” sloganı atıldı.
Sonrasında konuşma yapan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Dün bir Newroz kutladık, yaklaşık 10 gündür Kurdistan ve Türkiye’de kutlamalar yapılıyor. Her yerde halkımız sel oldu aktı. Özgürlük atfettiğimiz mücadeleye sahip çıktı. Mücadelemiz daha güçlü bir seçimi kazanmaya vesile olacak. Belediyeler Kürt halkının en meşru ve haklı talebinin temelidir. Belediye hepimizin belediyesi, hepimizin evi olacak. Seçimi de sonraki süreci de kendi emeğimizle örüyoruz, örmeye devam edeceğiz” diye belirtti.
Konuşmanın ardından heyet kitle ile beraber “Bijî berxwedana zindana” ve “Jin jiyan azadî” sloganıyla yürüdü.
Heyet sonrasında Gel (Eğil) ilçesine bağlı Saricek (Sarıca) köyüne ziyaretlerde bulundu. Köyde bulunan taziye evinde konuşan Uçar, yakın dönemde kritik bir seçime girdiklerine dikkat çekti. Mevcut iktidarın ve yüz yıllık devletin Kürtlerle ilişkisinin olmadığını ve yok saydığına işaret eden Uçar, “Elde ettiğimiz kazanım sadece belediye almak değil. Bizi yok sayan anlayışa en büyük cevabımız, kendi kültürümüzü ve dilimizi korumak. Siyaset dediğimiz şeyin kendisi uzlaşıdır. Ama 22 yıllık AKP siyasetinde hırsızlık oldu. Bizim belediyeleri kazanıyor olmamız, anadilimiz, kimliğimizle ilgili bir kazanım. Orada Kürt halkının demokratik mücadelesi söz konusu” dedi.
‘KÜRT SORUNUN ÇÖZÜMÜ ÜLKEYİ REFAHA GÖTÜRÜR’
“Mevcut iktidar AKP’ye oy vermeyeni neredeyse yurttaşlıktan çıkaracak” diyen Uçar, şunları söyledi: “Bu ülkede insanlar 12 ay boyunca açlığa mahkûm edilmiş durumda. Hemen hemen herkesin aç olduğu bir yerde kendilerinin tok olduğu bir tablo var. Bu ülkeye esas zarar veren mevcut AKP-MHP iktidarıdır. Siyaset demokratik hale gelmeli. Bu ülkede Kürt sorunu çözülmediği sürece demokrasiden bahsetmek mümkün değil. 2013-15 döneminde Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan ile müzakere süreci olmuştu. Şu an da bu ülkenin bütün kaynakları Kürtlerin ölümüne harcanıyor. 2013’te herkes kulağını Sayın Abdullah Öcalan’a verdi ve ülke ilk defa ekonomik ve her anlamda refah dönemine denk geldi. Şimdiler de Kürt sorunun demokratik çözümüne dair bir kampanya yürütülüyor. Onlarca yerde Newroz kutlaması yapıldı ve bu Newroz’larda ‘Kürt sorununa çözüm Abdullah Öcalan’a özgürlük’ talep edildi. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşmadığı ve Kürt sorunu demokratik yöntemlerle çözülmediği sürece her şey eksik kalır. Kürt sorunun çözümü bu ülkenin refah düzeye ulaşması anlamına geliyor.”
‘31 MART’TA SANDIKLARDA OLALIM’
Kayyımların kentlerde hizmet vermediğine de değinen Uçar, “Bize kayyum atama gerekçeleri ‘örgüte maddi destek’ olarak gösterdiler ama o kadar müfettiş yolladılar buna dair bir şey bulamadılar. Fakat kendileri aleni bir şekilde bunu yaptı, Kürtçe tabelalarını indirdiler, gençlik merkezleri kapatıldı. Özel savaş politikalarını devreye koydular. Mecliste Kürtçeyi kesip burada Kürtçe konuşmak ne kadar ikiyüzlü olduğunun göstergesidir. DEM Parti’nin mücadelesi onların kirli siyasetini teşhir ediyor. 21 Mart’ta her talebini aktaran 31 Mart’ta da sandıkta olmalı. Sandıkları korumalıyız. 21 Mart’ın özünü sandıklarda göstermeliyiz” ifadelerini kullandı.