HABER MERKEZİ - Adalet Nöbeti’ni ziyaret eden Avrupa sol-sosyalist örgütlü enternasyonalist gençler, dünyanın her yerinde cezaevlerinin “işkence sistemine” döndüğünü belirterek “Biz ezilenler, sosyalistler ve insan hakları savunucuları, baskıcı iktidarlara karşı birbirimize destek verebilmeliyiz” mesajı verdi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununa demokratik çözüm talebiyle başlatılan Adalet Nöbeti birçok kentte devam ediyor. Nöbeti ziyaret edenler, eylemcilerin taleplerini sahiplendiklerini belirterek, direnişi büyütme mesajı verdi.
MÊRDÎN
Mêrdîn’de 75 gündür sürdürülen Adalet Nöbeti bugün de yoğun ziyaretçilerini ağırladı. DBP İl Örgütü binasında sürdürülen Adalet Nöbeti’nin bugünkü ziyaretçileri arasında DEM Parti Gençlik Meclisi’nin çağrısıyla Kûrdîstan’da Newroz ve yerel seçimleri takip etmeye gelen Avrupa sol-sosyalist örgütlü enternasyonalist gençler vardı. Adalet Nöbeti’ne dair bilgi almak ve annelerin taleplerini dinlemek için bir araya gelen gençler, tercüman aracılığıyla sorularını sordu.
Anneler de kendi sorularını gençlere yöneltirken, tek tek söz alan gençler Kürtler üzerinde Türkiye’nin yüzyıllardır sürdürdüğü baskı ve zulmü kabul etmediklerini, uluslararası komploda yer alan devletlerin bugün Türkiye’nin tecridine ve zulmüne sesiz kalmasını kınadıklarını belirtti.
‘BAŞKAN APO ÖZGÜRLEŞMEDEN TOPLUM ÖZGÜRLEŞMEZ’
İlk olarak Barış Anneleri adına söz alan, Gurbet Tekin öncelikle neden Adalet Nöbeti’nde olduklarını aktardı. Abdullah Öcalan’ın milyonların Önderi olduğunu ve fikirlerinin takip edildiğini kaydeden Tekin, “Tüm dünya onun paradigması ve felsefesini tanıyor. Bundandır ki 25 yıldır tecrit altında, ne aile görüşü ne de avukat görüşüne izin veriyorlar, kendisinden 3 yıldır haber alamıyoruz. Devletin bu tutumu, Başkan Öcalan’ın fikir ve felsefesinden korkmasındandır. Biliyorlar ki; Başkanı takip eden milyonlarca Kürt var ve tek bir konuşmasıyla birçok şeyin doğacağının farkındalar” dedi.
Öcalan’ın özgürlüğü için gerçekleştirilen Özgürlük Yürüyüşü ve cezaevlerinde ve dışarıda devam eden eylemleri hatırlatan Tekin, 8 Mart ve Newroz alanlarındaki talebin de Öcalan’ın özgürlüğü olduğunu söyledi. Tekin, “Önderlik şunu söyler ‘Kadınlar özgürleşmeden toplum özgürleşmez’ bizde şunu söylüyoruz, Önderlik özgürleşmeden ne kadın özgürleşir ne de toplum özgürleşir” ifadelerini kullandı.
Ardından Enternasyolist gençlerden Benjamin Rauch söz aldı. Benjamin, “Bugün mücadele ve direniş için bedenini zindanlarda açlık grevine yatıranların yanındayız. Onların bu mücadelesi örnektir, yaşamlarını ortaya koyuyorlar. Belki bu mücadelenin sonunda ölüm var ama bu mücadeleyi bu yolla sürdürüyorlar. Bir yoldaş şöyle diyordu ismini hatırlamamakla birlikte, ‘Biz yaşamı uğruna ölecek kadar seviyoruz.’ Bu söylem işte bu mücadelenin özetidir” dedi.
‘BİRBİRİMİZE DESTEK VERMELİYİZ’
Türkiye ile Almanya devletlerinin ilişkilerinin güçlü olduğunu söyleyen Sofia Victoria Fellinger, Almanya’nın da Türkiye gibi insan hakları savunucuları ve muhalifler üzerinde baskıyı arttırdığını belirterek, “Bu nedenle polis saldırılarını da artırıyor” dedi. Türkiye’de olduğu gibi dünyanın her yerinde cezaevlerinin işkence sistemi olduğunu kaydeden Fellinger, emperyalist iktidarların halka karşı savaşlarında yan yana geldiklerini belirterek, “Biz ezilenler, sosyalistler, insan haklarını savunanlar da onlara karşı bir araya gelebilmeli, birbirimize destek verebilmeliyiz” dedi.
Gençlerden Denis Sabisch de, Öcalan’ın fikirlerini takip ettiklerini, sosyalist ve komünistler arasında önemli tartışmalara yol açtığını söyledi. Öcalan’ın sosyalistler ve komünistler için yeni bir paradigma ortaya koyduğunu ifade eden Sabisch, Öcalan’ın demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmasının her geçen gün daha fazla yenilendiğini söyledi. Kapitalist devletlerin sosyalizme gönül verenlerin tamamının umudunu yok etmek istediğini kaydeden Sabisch, “Kapitalist devletler sosyalizm umudunun yeniden yeşermesini, devrim umutlarının yeşermesini istemiyor. Bu nedenle de Türkiye devletine destek veriyorlar ve Öcalan’ın fikirlerini de bu nedenle yayılmasını engellemek istiyorlar. Mücadelemiz ortak, elbet kazanımla sonuçlanacak, biz de sizinleyiz” ifadelerini kullandı.
Söz alan Barış Annesi Sultan Acıbuca ve Besna Günay da, gençlerin fikirlerine ve desteğine ihtiyaç olduğunu belirterek, mücadelelerini birlikte yürüteceklerini söyledi.
Gençler ile Adalet Nöbeti eylemcileri, ardından birlikte direniş şarkılarını seslendirdi.
AMED
Amed’de Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) öncülüğünde PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununa demokratik çözüm şiarıyla başlatılan Adalet Nöbeti 109'uncu gününde devam etti.
Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesi Demokratik Bölgeler Parti (DBP) binasında devam eden nöbete katılanlar üzerinde “Tecrit insanlık suçudur” yazılı önlükleri giyerek, nöbet tutulan salonda yerini aldı. Eylemde konuşan tutsak yakını İnci Güler, "Bugün önderliğe yapılan zulüm tüm zindanlara yayılmış. Biz de anneler, aileler olarak zindanlara sahip çıkmalıyız. Zindanlarda çıplak arama gibi onur kırıcı uygulamalar dayatıyorlar. Bu zulüm kabul edilemez. Bugün çocuklarımız ölümün eşiğinde… Annelerin talepleri açıktır. Eylemleri sonuç alana kadar annelerin nöbeti sürecek. Anneler tüm siyasi partilerin desteğini istiyor” dedi.
Siyasetçilerin seçim alanlarında “biz kardeşiz” dediğini hatırlatan Güler, “Anneler de 'biz kardeşsek bizim önceliğimiz evlatlarımız ve Sayın Abdullah Öcalan’ diyor. Anneler devletten bunu istiyor. Erdoğan’a şunu sormak istiyorum o kadar ‘Kürt kardeşlerim, Kürt sorunu’ dedi nerde kardeşlik? Kürt sorununu ‘ben çözeceğim’ dedi biz barış elçisi olduk, o zaman kardeştik, barış elçisiydik ne oldu da bugün hepimiz terörist olduk? Biz terörist değiliz ve bunu kabul etmiyoruz. Bugün bize zulüm yapan devlet teröristtir, evlatlarımıza çıplak arama yapıp hücrelere atanlar terörist. Eğer bugün dilimizi inkar ediyorlarsa bizi yaratana sorsunlar. Rabbimiz bu dili verdi bize. Dilimizi inkar edenlerdir terörist. Dilimize sahip çıkmazsak teröristiz. Biz ‘terörist’ değiliz, dilimizi, kültürümüzü savunuyoruz” diye konuştu.
‘HAKLI MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Taleplerinin meşru hakları olduğunu ifade eden Güler, “Bugün onlarca Kürt tutuklanıp, çok ağır cezalar veriliyor. Zulüm ve işkenceler yapılıyor. Düşmanlığı da karşıtlığı da onlardan öğrendik. Biz insanız zulüm yapma gücümüz yok. Onlar zulüm yapıyor bize. Bu yüzden onlar terörist. Keşke bu devlette yaşamasaydık. Kardeşi kardeşe kırdırıp, ben Müslümanım diyor. İslam bunun neresinde. Terörist de deseler biz haklı mücadelemizi bırakmayacağız. Bizi öldürseler de biz evlatlarımızı savunmaya devam edeceğiz ve yaşasın zindan direnişi diyeceğiz" diye belirtti.
ÊLİH
Êlih’te Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) öncülüğünde başlatılan Adalet Nöbeti 51’inci gününde DBP İl Örgütü binasında sürdü. Nöbeti Özgür Kadın Hareketi (Tevgere Jinên Azad -TJA), DBP, DEM Parti İl Örgütleri ziyaret etti.
PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin bir an önce sonlandırılması için çağrıda bulunan tutsak yakını Herdem Koçer, şunları söyledi: “Bu halkın yükünü kaldırabileceklerini düşünüyorlarsa, gelsinler beş gün cezaevlerinde kalsınlar da bizim halimizi görsünler. Ben onları vicdana, merhamete ve İslamiyet’e davet ediyorum. Biz hak, hukuk adalet diyoruz. Çocuklarımız sokak ortalarında tutuklanmasınlar, öldürülmesinler. Zindanların kapılarını açsınlar, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kaldırsınlar, avukatlarıyla görüşme yapmasına izin versinler” dedi.
Öcalan’ın özgürlüğünün Kürtlerin talebi olduğunu dile getiren Koçer, “Bu insanların sesini duyun. Abdullah Öcalan yokken bu tür kitleler yoktu. Halk onunla uyandı. Barışın, kardeşliğin adaletin ve insanlığın kilidi durumundadır” dedi.
Nöbet “Jin jiyan azadî”, “Bijî berxwedana zîndanan”, “Bê Serok jiyan nabe” ve “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı. Nöbet söylenen şarkılarla sonlandırıldı.
İSTANBUL
Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAYDER) öncülüğünde İstanbul’da başlatılan Adalet Nöbeti eylemi 101’inci gününde devam ediyor. DEM Parti Sultangazi İlçe Örgütü’nde devam eden eylemin gerçekleştiği salona Kürtçe ve Türkçe, “Özgür yaşamın inşası için tecridi kıralım zindanlara ses olalım” ve “Adalet için tecridi kıralım toplumsal barış için zindanlara ses olalım” pankartları asıldı. Nöbettekilerin Kürtçe-Türkçe “Tecrit insanlık suçudur” yazılı beyaz önlükler giydiği eylemde sık sık “Bijî berxwedana zindana”, “Zindanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük” ve “Jin, Jiyan, Azadî” sloganları attı.
101 ’inci gününe giren Adalet Nöbeti eylemine, MATUHAYDER, DEM Parti Fatih ve Küçükçekmece İlçe Örgütü Yöneticileri, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) İstanbul 4 No’lu Şube üyeleri ve çok sayıda yurttaş katıldı.
TUTSAKLARDAN ANNELERE DESTEK
Yerine kayyım atanan Karayazı Belediyesi Eş Başkanı Melike Göksu, tutsak tutulduğu Ankara Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nden Adalet Nöbeti’nde yer alan annelere mektup gönderdi. Mektupta annelerin mücadelesini takip ve takdir ettiğini belirten Göksu, “Yaşamın kurucusu kadınlar, anneler olarak yaşanan adaletsizlik ve zulme sessiz kalmamanız, tepki koyup mücadele etmeniz, yaşamdaki rol ve misyonunuza yakışır duruşunuz, dosta ve düşmana mücadelemizin haklılığını gösteriyor. Bizler zindandaki yoldaşlarınız olarak mücadelenizi destekleyip, farklı yerlerde olsak da yanınızda olduğumuzu belirtmek isteriz. Dayanışmanın anlamı, gücü ile hepinizi burada bulunan tüm yoldaşlarım adına, birlikte koğuşta kaldığım Nedime, Medya, Devrim ve Elif arkadaşlarımın adına da mücadelenizi selamlıyor, sevgi ile kucaklayıp öpüyoruz” dedi.
Adalet Nöbeti eylemi Kürtçe stranlar ve alkışlar eşliğinde sona erdi.