WAN - Wan’da yüz binlerce insanın katılımıyla kutlanan Newroz’a katılanlar "Devletin artık ne istediğimizi bilmesi gerekiyor" diyerek, Kürt sorununun çözümünü, bunun öncelikli adımı olarak da PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü talep etti.
Newroz ateşi, Wan’da bu yıl da yüz binlerce kişinin yer aldığı programda yakılıp kutlandı. Kutlamaya katılan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ile DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın yaptıkları konuşmalarda, ülkenin en büyük sorunu olan Kürt meselesinin bir statü sorunu olduğu ve bu meselenin İmralı Adası’nda 25 yıldır tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’la müzakere edilerek çözülebileceği, bunun içinde öncelikle Öcalan’ın özgür olması gerektiği yönünde mesajlar verdi.
Kutlamaya katılanlar da kendilerine uzatılan mikrofona, siyasetçilerin verdikleri bu mesajların paralelindeki görüşlerini dile getirdi. Yurttaşlar tecride tepki gösterip Kürt meselesinde çözümünün Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasıyla sağlanabileceğini ifade etti.
‘ÖCALAN ÖZGÜRLEŞİRSE DEMOKRATİK ÇÖZÜM İNŞA EDİLİR’
Newroz’un baharın ve barışın müjdecisi olduğunu ifade eden yurttaşlardan Mirhan Akın, Kürtlerin çok önemli bir dönemden geçtiğini, Kürt sorununun ise artık uluslararası bir soruna döndüğünü dile getirdi.
Akın, “Türkiye’nin ekonomik ve siyası politikaları çökmüş durumda. Türkiye artık bu sorunu çözmelidir. Kürt sorunu çözülmeden hiçbir sorunun çözülemeyeceğini onlar da biliyor. Ama buna ilişkin kimse adım atmıyor. Kürt sorunu demokratik yollarla çözülmelidir. Bunun içinde Sayın Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalıdır. 100 yıldır kardeşlik adı altında Kürtler kandırıldı. Bu Newroz’un Kürtlerin özgürlüğü ve kurtuluşu olacağı bir Nevroz olmasını diliyorum. Her şeyden önce Sayın Öcalan’ın özgürlüğü ve onurlu bir Kurdistan olmasını istiyoruz. Zaman Sayın Öcalan’ın özgülüğünün zamanıdır. Sayın Öcalan özgürleşmeden Kürtler özgürleşmez. Sayın Öcalan özgürleşirse demokratik çözüm inşa edilir” diye konuştu.
PKK Lideri Öcalan için özgürlük istediğini ifade eden Makbule Mamuk de, “Şuan Sayın Öcalan için cezaevlerinde açlık grevi eylemi ve yine annelerimizin adalet nöbeti devam ediyor. Hepsinin mücadelesi önünde saygıyla eğiliyorum. Sayın Öcalan’a yönelik uygulanan bu tecridin artık kaldırılması gerekiyor. Kürtlerin bunun için mücadele etmesi lazım” dedi
'WAN KALESİ’NDEN CEVAP VERİYORUZ'
Cezaevlerinde süren açlık grevlerine değinen Naif Teker ise, şunları söyledi: “Cezaevlerinde aylardır tutsakların başlattığı açlık grevi devam ediyor. Bunun sebebi ise Kürtlere yapılan haksızlıklara başkaldırmaktır. Kürt deyince herkes bir oluyor. Meclis’te Kürtçe konuşanların yüzlerine mikrofon kapatanlar, sokakta Kürtçe oy istiyorlar. Bu kirli politikaları kabul etmiyoruz. Bizler adalet istiyoruz. Bütün insanlar gibi biz de haklarımızı istiyoruz. Bunun için de Wan Kalesi’nden güçlü bir cevap veriyoruz.”
‘DEVLETİN ARTIK NE İSTEDİĞİMİZİ BİLMESİ GEREKİYOR’
Azize Çakır da 25 yıldır tecrit uygulanan Öcalan’ın artık özgürlüğünü istediklerini belirtti. Çakar, “Bizler 100 yıldır haklarımızı ve barış istiyoruz. Devletin artık ne istediğimizi bilmesi gerekiyor. Kendi dilimiz ile konuştuğumuz için cezaevlerine konuluyoruz. Çocuklarımız kendi dillerinde konuşmaktan korkuyorlar. Halk olarak Newroz alanlarında toplanarak cevap veriyoruz. Devletin bizi tanıması ve bizlerin var olduğunu kabul etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Newroz’un kendileri için direniş ve mücadele anlamına geldiğini vurgulayan Nuri Gür ise, “Tecrit sadece Sayın Abdullah Öcalan'a yönelik değil, Kürt halkına uygulanıyor. Bu tecridi kınıyoruz. Birlik olur, birlikte ayağa kalkarsak bu tecrit biter. Bugün Türkiye’de yaşanan onca yoksulluğun nedeni bu kirli savaştır. Bu savaş bitsin ve insanlar huzura ersin” dedi.
‘DEMİRCİ KAWA GİBİ BAŞKALDIRALIM’
PKK Lideri Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlandığında ancak Kürt sorunu ve bağlantılı tüm diğer sorunların çözülebileceğini ifade eden Sadrettin Şen ise şunları söyledi: “hakkımız, hukukumuz bizlerden alındı. Sayın Öcalan özgürleşirse açlık grevi eylemleri de son bulur ve özgürlük olur. Topraklarımız hala işgal altında. Şimdi bir seçim geliyor, sisteme verilen her oy Rojava’yı imha etmek anlamına gelir. Birlik olalım artık. Demirci Kawa’nın zulme başkaldırdığı gibi başkaldıralım.”