HABER MERKEZİ - Ankara, İzmir ve İstanbul’da yapılan açıklamalarda, ağır hasta tutsaklardan Mehdi Boz, Eren Odabaş ve Mahmut Başyiğit’in tahliyesi talep edildi. 14 Şubat’tan bu yana süresiz açlık grevinde olan tutsak Boz, “13 gündür kanser ve tansiyon ilaçlarımı alamıyorum” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul ve İzmir Şubesi ile Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, cezaevlerindeki ağır hasta tutsaklar Mehdi Boz, Eren Odabaş ve Mahmut Başyiğit'in sağlık durumuna ilişkin açıklama yaptı.
İZMİR
İHD İzmir Şubesi, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için düzenlediği eylemin 286’incisini Konak Eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. “Hasta mahpuslar ölüyor. Susma suça ortak olma” pankartının açıldığı açıklamaya, Barış Anneleri, sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri destek verdi. Aydın E Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan ağır hasta Mahmut Başyiğit'in durumuna dikkat çekilen açıklamanın Türkçesini İHD Şube Eşbaşkanı Ali Aydın, Kürtçesini ise Şube Eşbaşkanı Zilan Gümüş okudu.
Mahmut Başyiğit’in 10 Ocak 2023'te tutuklandığı belirtilen açıklamada, tutuklanmadan önce safra kesesi şikayeti olan Başyiğit'in 22 Aralık 2023'te hastaneye kaldırıldığı aktarıldı. Yapılan tahliller sonucu safra kesesinin normal boyutunu kaybettiği ifade edilen açıklamada, "19 Ocak 2024 tarihinde çıkan MRG üst batın incelemesinde ise safra kesesi izlenmemiş ve koledak çapının 11mm arttığına dair sonuç çıkmıştır. Bu sonuçların çıkmasına rağmen tekrar hastaneden çağrılmamıştır. Kendi ısrarları sonucunda 04 Şubat 2024 tarihinde acile götürülmüş ancak detaylı tetkikler yapılmamıştır. Hasta, Gastroenterolojiye sevk talebinde bulunmuş ve 1 ay sonra sıra gelmiştir. 06 Şubat 2024 tarihinde hastaneye gittiğinde safrada birtakım bulgular gözlenmiştir. Sonrasında mide için endoskopiye girdiğinde yoğun safra sekresyonu ve çökeltiler belirlenmiştir" denildi.
AMELİYATTAN 7 GÜN SONRA CEZAEVİNE GÖTÜRÜLDÜ
Başyiğit'in 7 Şubat'ta yapılan safra kesesi ameliyatı sırasında, safrada tümör tespit edildiği belirtilen açıklamada, "Kötü huylu tümörün karaciğer, kalın bağırsak ve mideye yayıldığı anlaşılmıştır. Ameliyattan sonra yoğun bakımda bir süre kalıp çıktığında hastanedeki mahkum odasına alınmıştır. Kanserden haberi olmayan mahpusa ailesi tarafından bilgi verilmiştir. 12 Şubat'ta tekrar ameliyata girmiş ve 4-4,5 buçuk saat süren ameliyat sonrası yoğun bakıma alınmıştır. Bu ameliyatta tümörün bir kısmı temizlenmeye çalışılmış, 2 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra tekrar hastane mahkum odasına alınmıştır. Durumu ağır olmasına rağmen ailesine refakatçi izni verilmemiştir ve bu süreçte görüşme yapamamışlardır. Eşi, 19 Şubat’ta tekrar görmeye gittiğinde taburcu olduğu söylenmiş ve ameliyatlı, bakıma muhtaç durumda iken Aydın E tipi cezaevine geri gönderilmiştir" ifadeleri kullanıldı.
'CEZAEVİNDE KALAMAZ'
27 Şubat’ta çıkan patoloji raporunda tümörün, 4'üncü evre de olduğu ve komşu organlara yayıldığının tespit edildiği kaydedilen açıklamada, "Kanserin çeşitli organlara sıçradığı ve 4. Evrede olan mahpusun hapishanede bir gün dahi kalabilecek durumu yoktur ve ağır durumuna rağmen hapishanede ısrarla tutulması, kabul edilemez. Acilen tahliyesinin sağlanması ve ailesinin yanında tedavilerine başlanmasını talep ediyoruz. Hapishanede kalması, yaşam hakkının ihlal edilmesi demektir. Ailesinden son aldığımız bilgiye göre bu hafta kemoterapi görmeye başlamış, ilk kemoterapisini gördükten sonra hapishaneye geri götürülmüştür. Kusma, halsizlik, iştahsızlık ve beslenememe gibi sorunlar yaşamaktadır. Bu nedenle bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz" diye belirtildi.
İSTANBUL
İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu ise her hafta düzenlediği “F Oturması” eyleminin 625’incisini dernek binası önünde yaptı. Bu haftaki eylemde halen Elâzığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutsak Mehdi Boz’un durumuna dikkat çekildi. Birçok hasta tutsak yakının ve insan hakları savunucusunun katıldığı eylemde hasta tutsakların fotoğrafları taşınırken, eylemde “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın" ve "Tedavi haktır engellenemez" pankartları açıldı. Açıklamada sık sık, “Tedavi haktır, engellenemez”, “İnsan haklarıyla insandır” sloganları atıldı.
Açıklama yapan İHD üyesi Taylan Bekin, Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini hatırlattı. Bekin, bu haftaki oturumda halen Elâzığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutsak Mehdi Boz’un durumunu paylaştı. Hasta tutsak Boz’un, tiroit bezi kanseri, KOAH, hipertansiyon, böbrek, mide, prostat ve diş hastası olmasına rağmen sağlık ve tedavi hakkına erişimi engellendiğini hatırlatan Bekin, 25 Mayıs 2016 tarihinde tiroit ameliyatı olan ve kanser teşhisi konulan Boz’un, tedaviye erişemediği gibi kelepçeli muayene dayatmasına da maruz kaldığını aktardı.
HASTA TUTSAK: KANSER İLÇALARIMI ALAMIYORUM
Bekin, hasta tutsak Boz’un derneğe yaptığı son başvuru metnini okudu. Hasta tutsak Boz, başvurusunda şunları dile getirdi: “Biliyorsunuz benim birçok ağır sağlık sorunlarım var, tiroit bezi kanseri, hipertansiyon, mide, KOAH, prostat, idrarda kanama, diş, böbreklerimde ise kist ve protein kaçağı var. Bulunduğum hapishanede birçok keyfi uygulamayla karşı karşıyayız. Aile uzak yerden ziyarete geliyor. Ziyaret saati sabah saat 9’da. Zaten ziyaret saatleri sınırlı. Ailem her ziyaretime geldiğinde en az yarım saat gecikmeli olarak ziyarete yetişebiliyorlar. Bununla ilgili onlarca dilekçe yazdım hapishane idaresine. İdareyle görüştüm, ziyaret saati 10.30 ya da 10.30 olan bir yer verilmesini istedim. Hapishane idaresi bu insani talebimi çözmedi. İnsani bir talep için dahi açlık grevine girmek zorunda bırakılıyoruz. 14 Şubat 2024 tarihinden bu yana süresiz açlık grevindeyim. 13 gündür kanser ve tansiyon ilaçlarımı alamıyorum. Kanser ilacımı almazsam hastalığım tetikleniyor. Tansiyonum neredeyse 15’lere fırlamış. Arama adı altında ayda iki üç defa hücrelerimize giriliyor. Birçok eşyalarımızı alıp götürüyorlar. Niye bunları yapıyorsunuz dediğimizde de sorun ve sıkıntılarla karşılaşmaktayız. Buradaki keyfi uygulamalar saymakla bitmiyor. Sağlığım da pek iyi değil. “
Boz’un gün geçtikçe durumunun ağırlaştığını ifade eden Bekin, “Tedavi ve sağlığa erişim koşulları iyileştirilmediği gibi hapislik koşulları daha da ağırlaştırılarak, yaşamı ve sağlığı tehlikeye atılmıştır” diyerek yetkililere, hasta tutsakların serbest bırakılması çağrısında bulundu.
ANKARA
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi de, eylemlerinin 497’nci haftasında bir kez daha İHD Şube binası önünde bir araya gelerek hasta tutsakların durumuna dikkat çekti. Alanda “Tedavi haktır engellenemez, hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartı açılırken, açıklamayı İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen yaptı.
Çevirmen, eylemde hasta tutsak Eren Odabaş’ın durumunu aktardı. Çevirmen, Odabaş’ın Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulduğunu belirtti. Çevirmen, şunları kaydetti: “Odabaş, 9 Şubat 2024’te tutuklanarak Marmara Kapalı Hapishanesine konulmuş daha sonrasında da kendi isteği dışında Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesine sürgün edilmiştir.
2018 yılında İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesinde Desmoid Tümör teşhisi konuldu. Teşhis sonrasında ameliyat edilmiştir. Ameliyattan sonraki rutin kontroller esnasında kitlenin nüksettiği anlaşılmıştır. Bu teşhisten sonra da Onkoloji Bölümünde tedavisine devam edildi. Nexavar adlı ilaç kullanmaya başlandı ancak bu ilaç kalbine etki ederek QT uzamasına bağlı olarak nabzı 26’lara kadar düşmüştür. Bu ilaç kesildikten sonra farklı iki ilaç kullanımına başlanmıştır. Bu iki ilacın kullanımına rağmen kitle büyümeye devam edince Onkoloji ve Kardiyoloji yakın takibinde olmak üzere kesilen Nexavar adlı ilacın kullanımına tekrar karar verildi.
Ancak tutuklandıktan sonra ilaca da başlayamamış ve kontrollere de gidememiştir. Marmara hapishanesine ilk geldiği zaman Çapa Tıp Fakültesi tarafından verilen durum bildirir raporunda ‘Kontrol süresinin geldiği, görüntüleme zamanının geldiği ve özellikle yakın takipli olması gerektiği’ belirtilmiştir. Ancak bu yazıya rağmen Sincan’a getirilmiştir. 6 yıldır tedavi gördüğü hastanenin İstanbul’da olmasına rağmen Ankara’da olması sağlık hakkının ihlali demektir. Ayrıca tutuklu olmasına rağmen Yüksek Güvenlikli Hapishanede tutulmasından dolayı günde 1,5 saat havalandırmaya çıkabiliyor ve hareket alanının olmamasından dolayı da kitlenin bulunduğu bacağında ağrılar oluşmaya başlamıştır.
Tedavisinin ve yakın takibinin devam edebilmesi için İstanbul’a tekrar sevk istemiş olmasına rağmen bu talebi henüz gerçekleşmemiştir. Eren Odabaş'ın bir an önce Çapa Tıp Fakültesindeki tedavisinin devam edebilmesi için sevk edilmesi gerekmektedir. Bu süreç içerisinde de gerekli raporların alınarak tahliye edilip, dışarıda sağlıklı koşullarda tedavisi sağlanmalıdır.”