AMED - İrlanda deneyimlerini paylaşan İRA’nın siyasi kanadı olan Sinn Fein milletvekili Francie Molloy, “İrlanda toplumu olarak Kürt halkını güçlü desteklemeliyiz. Birbirimizi desteklemek ve bir arada olmak gerekiyor" dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından iki gün sürecek “Kürt meselesinin çözümü ve barış konferansı” Amed’de bir otelde başladı. Konferansın ilk oturumu “Dünyada çatışma çözümü ve barış süreçleri deneyimleri” oldu. Moderatörlüğünü Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç’in yaptığı oturumda konferansa katılamayan Leyla Zana’nın mesajı okundu.
LEYLA ZANA: NEWROZ’DA BULUŞMAK DİLEĞİYLE
Zana, Mart ayının yoğun olmasından kaynaklı programa katılamadığını belirterek, konferansı selamladı. “Bir yandan acılarımız diğer yandan umutlarımız tazeleniyor” diyen Zana’nın mesajı şöyle: “Tüm bu gündemlere Kürtlerin ve kadınların iradeleri açısından çok önemli bir seçim yoğunluğu da eklenince ne yazık ki sizlerle buluşamadık. Anlayışla karşılamanızı umuyorum. Başta İHD genel merkezi olmak üzere, yıllardır bin bir zorluğu göğüsleyerek insan hakları mücadelesi veren, bunun için ısrarlı bir duruşa sahip olan tüm yaşam hakkı savunucularını, bu konferansın emektarlarını ve katılımcıları sevgi ve saygıyla selamlıyorum. 21 Mart’ta Diyarbakır Newroz alanında buluşmak dileğiyle. Dostluk ve dayanışma duygularımla.”
ATA: SÜRECİ TOPLUMSALLAŞTIRALIM
Ardından Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu olan siyasetçi Ayla Akat Ata’nın mesajı okundu. Ata’nın mesajı şöyle: Öncelikle konferansın yerinde ve zamanında yapılıyor olmasından duyduğum heyecanla emeği geçen tüm insan hakları savunucularına teşekkür ediyorum. İHD’yi hayatımın 2’nci üniversitesi olarak gören ve kattıklarıyla bugün ki gerçekliği yaşayan bir aktivist, bir üyeniz olarak duygu ve düşüncede sizlerle o salonda olduğumu bilmenizi isterim.
Yazık ki çatışma, savaş, şiddet temelinde değil; barış için mücadele etmenin suç sayıldığı kara günlerden geçiyoruz. İHD bu anlamda bir bedel örgütüdür. Aramızda olan olmayan tüm arkadaşların emeğiyle bugün varız. Bir gün mutlaka amacımıza ulaşacağız. İnanıyoruz ve hala emek veriyoruz ve cezaevinde de olsak örgütlüyoruz. Demokratik çözüm ve barış mücadelemizi 90’ların karanlığında başlayarak bilinir ve görünür olanın yanında bilinmeyen ve görünmeyenin de farkında olarak ödediği bedellerle büyük değerler yaratan halklarımıza bir borç olarak görüyorum. Tabi ki dünyada şiddetin yaşandığı tek coğrafya bizim coğrafyamız değil. Çatışma çözüm noktasında deneyimler çok önemli ve kıymetlidir. Kendini bilmek kadar bugüne kadar yaşanılan ve yaşatılanları da bilmek dünyanın hangi coğrafyasında olursa olsun önemlidir. Kendi çözümümüz için kendi barışımız için bileceğiz ve anlayacağız. Ama kendi özgünlüklerimizin farkında olarak, kendi halklarımızın hassasiyetini gözeterek yok saymadan süreci toplumsallaştırarak bir daha geri dönülmesi mümkün olmayacak şekilde yararlanacağız. Örgütleyeceğiz. Bu duygularla bütün katılımcıları saygıyla selamlıyorum.”
RASHMAWİ: İSRAİL YASALARA UYMAK ZORUNDA
Panelde ilk olarak söz alan Avrupa’daki Filistinli Topluluklar ve Örgütler Birliği Başkanı George Rashmawi, Filistin de insanlarının yaşadıklarını unutamayacaklarını söyledi. Filistinlilerin büyük katliamlarla karşı karşıya kaldığına dikkati çeken Rashmawi, “Çocuklar, kadınlar, yaşlılar hedef alınmıştı” dedi. Gazze kuşatmasından da bahseden Rashmawi, şöyle devam etti: “Yoğun füze kullanımı ve yasaklı fosfor kullanımı yoğun bir güçtü. Bunların hareketlerini 7 Ekim tarihindeki saldırılara dayanmaktadır. Yüzlerce kadın ve çocukların yakalanması 7 Ekim ile ilişkilendirilebilir mi? Şuan 9 bin kişi tutuklu. Hastanedeki bebeklerin öldürülme ve temel ihtiyaçların giderilmemesi savunma olarak tanımlanabilir mi? Bu orantısız güç kullanımı uluslararası güçlerin ekonomik desteği ile sağlanmaktadır. Filistinli insanlar tek devletli çözüme karşı çıkmaktadırlar. Çocukların ölümlerine karşılar.”
30 yıl önce iki devletli çözümün önerildiğini ve bunun işgal ile sonuçlandığını hatırlatan Rashmawi, bu çözümün uygulanmasının uluslararası devletler tarafından sağlanmadığını ifade etti. Kolonyalist bakış açısının hakim olduğunu vurgulayan Rashmawi, “Bu da en ağır katliamlarla sonuçlanmaktadır” dedi.
İsrail’in uluslararası yasalara uyması gerektiğini sözlerine ekleyen Rashmawi, Filistin’le uluslararası dayanışmanın gücünü artırmak gerektiğini dile getirdi. Rashmawi, “İsrail’e daha fazla baskıyı artırmak için gösterileri ve protestoları organize etmeliyiz. Özellikle Amerika ve İsrail elçilikleri önünde protestolar yapmalıyız. AP’ye mektuplar göndermeliyiz. Onların saldırılarına karşı duruş sergilemeliyiz” diye konuştu.
‘BİRLİK OLMALIYIZ’
Filistin’de yaşananlarla ilgili kısa videoların oluşturulması gerektiğini sözlerine ekleyen Rashmawi, İsrail ve Avrupa’daki ülkelerle pazarlık içinde olan ülkelerin boykota sevk edilmeleri gerektiğini belirtti. İsrail’in katliam, öldürmeyi engellemeleri için birlikte hareket etmenin önemine işaret eden Rashmawi “Birlikte özgürlük, barış ve özgür Filistin’i sağlayabiliriz” dedi.
‘DİNİ LİDERLERİN ROLÜ VAR’
Ardından söz alan Demokrasi, Barış ve Alternatif Politikalar Araştırmalar Derneği’nden (DEMOS) Ferda Fahrioğlu Akın, “Yerel aktörlerden dini grupların barış inşasındaki rolleri” başlıklı sunumunu yaptı. Barıştan bahsedilince dini grupların önemine işaret eden Akın, yaptığı tez çalışmasındaki mikro çatışmalara değindi. Bütün çatışmalarda dini liderlerin yer almasının olumlu etkilerinin olduğunu belirten Akın, dini kaynaklarda barışa da yer verildiğini anımsattı.
HALEPÇE İÇİN ANMA
Panel Kürt Parlamentosu tarafından verilen karar doğrultusunda tüm dünyada Halepçe Katliamı için saat 11.00’de yapılacak saygı duruşu ile devam etti.
Saygı duruşunun ardından panele katılamadığı için uzaktan bağlanan İRA’nın siyasi kanadı olan Sinn Fein milletvekili Francie Molloy, “Çatışma çözümünde İrlanda deneyimi” adlı sunum yaptı. Kürt sorununu konuşabilmenin, önemli olduğunu belirten Molloy, barış sürecinin kolay olmadığına dikkati çekti. İrlanda ve Kürt sorunu arasında farklılıklar ve ortaklıklar olduğunu vurgulayan Molloy, “Bizim özgürlük ve barış arayışımız aynıdır. Biz barış ve adalet istemekteyiz” dedi.
‘KAPSAYICI SÜREÇ BARIŞ İÇİN ÖNEMLİDİR’
İrlanda’nın iki bölgeye Kürt bölgesinin ise 4 bölgeye ayrıldığına dikkati çeken Molloy, Kürtlerin bu durumunun daha zor olduğunu söyledi. Tutsakların seslerinin duyulmasının önemine de dikkati çeken Molloy, şöyle devam etti: “Tecridi, izolasyonu tutsaklar ortadan kaldırdı. Kürt halkı da kendi seslerini duyurmalılar. Bu da bizim için önemlidir. Biz de benzer durumları yaşadık. Mandella’nın Güney Afrika dönemi gibi. Günümüzde önemli olan şey önümüze bakmamız, çatışma ve tecrit konusunu gündeme almalıyız. Buna herkes dahil olmalıdır. Kapsayıcı bir süreç barış için önemlidir.”
‘MÜCADELENİZİ DESTEKLEMEKTEYİZ’
Ülkede özgürlük ve bağımsızlık için Kürt halkının da tanınması gerektiğini ifade eden Molloy, şunları söyledi: “Sizle çalışan taraf Türk tarafı olmalıdır. Kapılarını herkese açmalıdır. Barış için ortaklarınız olmalıdır yoksa diğer türlü masaya getirmek çok zordur. Bütün bu insanları tekrar masaya getirip, masada yer aldırmalıyız. Uluslararası toplum olarak bu barış sürecinde sizinle birlikteyiz. Birbirimizi desteklemek ve bir arada olmak gerekiyor. Kürdistanlılar için özgürlüğü bu şekilde sağlayabiliriz. Tüm tutuklular siyasi görüşlerinden dolayı tutsaklar bunlar suçlu değillerdir. Bizler de cezaevlerinde mücadele ettik ve bu barış sürecini ön plana itti. Tutsakların kendi özgürlüklerini sağlamaları için onları desteklemeliyiz. Tutukluların özgürlükleri mücadelenin bir parçasıdır. İrlanda toplumu olarak Kürt halkını güçlü desteklemeliyiz. Özgürlük ve bağımsızlık mücadeleniz desteklemekteyiz.”
Oturum soru cevapla bölümü ardından sona erdi.
İkinci oturum “Ortadoğu’da Barış ve Kürt Meselesinde Demokratik Çözümü” ile sürecek.