ŞIRNEX - Şirnex’te bir çocuğun hayatını kaybettiği ve bir çobanın yaralandığı patlamaları değerlendiren DEM Partili Newroz Uysal Aslan, "Çocukların özgürce oynayabileceği hiçbir alan bırakılmadı" dedi.
Türkiye’de devletin Kürt politikasındaki şiddet politikası, Kurdistan’da en çok kadın ve çocukları etkiliyor. Şirnex’in Basa (Güçlükonak) ilçesine Bağlı Fındık beldesinde 13 Mart’ta, Dayan ailesinin bulduğu cismin patlaması sonucu 4 yaşındaki Serhat Dayan hayatını kaybederken, anne R. Dayan ise yaralandı. Şırnak Devlet Hastanesi’nde tedavisi tamamlanan anne Dayan dün taburcu edildi. Yine aynı gün Şirnex merkeze bağlı Qesirk (Kasrik) beldesinde de 24 yaşındaki M. Nas isimli çoban hayvanlarını otlattığı sırada arazide bastığı mayının patlaması nedeniyle ağır yaralandı. Nas, Amed’de kaldırıldığı hastanede tedavi altına alındı.
‘KURDİSTAN’DAKİ SAVAŞ GERÇEKLİĞİ’
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şirnex Milletvekili Newroz Uysal Aslan, devletin Kurdistan’da izlediği politikalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 13 Mart’ta Fındık ve Qesrîk beldesinde yaşanan patlamaları hatırlatan Uysal, “Basa’da, 4 yaşındaki bir çocuğun hayatına kaybetmesine neden olan olay ile Qesirk’te bir çobanın mayına basıp ağır yaralanmasını savaş gerçekliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Kurdistan topraklarında yürütülen savaş gerçekliği ve güvenlik gerekçesiyle yürütülen politikaların toplum üzerindeki etkisini gösteriyor. Yıllardır uygulanan savaş ve güvenlik politikaları nedeniyle bölgede toplanmayan mayınlar, savaşta veya tatbikatlarda kullanılan mühimmatlar çobanların, çocukların elinde patlıyor” dedi.
“Savaş politikaları olduğu müddetçe çocuklar tehlike içinde olacak” diyen Uysal, “Bu tehlike sadece dağlarda, ovalarda değil şehir merkezlerinde de devam ediyor. Hezex’te sokağında bisiklet süren bir çocuk zırhlı araçla katledildi. Yine Silopiya’da evlerinde uyuyan iki çocuk, zırhlı aracın evlerine girmesi nedeniyle hayatlarını kaybetti. Cizîr’de bir anne evinde 18 aylık çocuğunu emzirirken kucağındaki çocuğun başına gaz bombası isabet ettiği için çocuğu hayatını kaybetti. Genel olarak sokakta ve evde toplumun güvenliği yok. Devletin güvenliğini savunuyorlar ama bunu yaparken çocukların, kadınların ve toplumun başına ne geldiğini hiç umursamıyorlar” diye konuştu.
‘DEVLET, TOPLUM YARARINA HİÇBİRŞEY YAPMIYOR’
Devletin savaş ve güvenlikçi politikaları nedeniyle bir yandan insanların hayatını kaybettiğini diğer yandan da bunların sorumlularının cezasızlık politikalarıyla korunduğuna dikkat çeken Uysal, “Bir yandan çocuklar bu politikalar nedeniyle hayatlarını kaybederken diğer yandan cezasızlık politikalarıyla bu durumlar sürdürülüyor. Bu yaşanan olayları normalleştirip olağan olaylar gibi görüp cezasızlık uygulanınca ölümlerin daha da artmasına neden oluyor. Neden sadece Kurdistan’da çocuklar ölüyor? Bu gerçeklik savaşın gerçekliğini gösteriyor. Devlet, bütün toplumun bu savaş politikasının etkisini yaşamasını istiyor. En basitinden kentlerimize girerken arama noktaları kuruluyor. Bütün dağlarımızda kalekollar var. Cizîr’de bir evin balkonunda bir saat oturun en az 5-6 zırhlı araçla karşılaşacaksınız. Kentin içinde savaş mı var? Hayır. Sadece devlet, bu savaş politikalarıyla toplumda bir korku yaratmak istiyor. Bu korku politikasıyla kendi politikalarını toplumun içinde de yürütmek istiyorlar. Devletin, Kurdistan’da yürüttüğü tek şey güvenlikçi politikalardır. Toplumsal yararı içeren hiçbir politika yok” diye belirtti.
‘SAVAŞ VE GÜVENLİKÇİ POLİTİKALARA SON VERİLMELİ’
İktidardaki yöneticilerin “Çocuklar geleceğimizdir” söylemini hatırlatan Uysal, “Çocuklarımızın silahları tanımasını istemeyiz. Hayatlarının daha güzel bir şekilde geçmesini isteriz. Maalesef savaş politikaları sadece öldürmeyi beraberinde getirmiyor. Aynı zamanda evlerimizde, sokaklarımızda, yaşamımızın her alanında toplumumuzu ve bizleri etkiliyor. Çocukların sokaklarda güvenli ve özgürce oynayabileceği hiçbir alan bırakmadılar” ifadelerini kullandı.
Şirnex’te yaşanan bu olayların bütün Kurdistan’da yaşandığının altını çizen Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Savaş politikaları devam ettiği müddetçe yaşamlarımız hep tehlike altında olacak. Bu tehlikenin ortadan kalkması için devletin uluslararası sözleşmelerden doğan sorumluluklarını yerine getirmesi lazım. Yine kendi iç hukukuna göre davranıp bu cezasızlık politikasına son vermelidir. İkinci olarak ise bu savaş ve güvenlikçi politikalara son vermelidir. Bu güvenlikçi ve savaş politikalarının değiştirilmesi ve barışçıl, eşitlikçi politikaların uygulanması gerekiyor.”