İSTANBUL - İmralı tecridinin "kabul edilemez" olduğunu belirten Norveçli avukat Kjell Byrgfjeld, "Bunu dünya gündemine taşımak kaçınılmaz" dedi.
Uluslararası komployla getirildiği İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 26 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan, 36 aydır haber alınamıyor. Mutlak iletişimsizlik haline karşı uluslararası kurumların sessizliği devam ederken, Kürtler ve dostlarının 10 Ekim 2023’te küresel çapta başlattığı “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyasını, ikinci aşamasına taşıdı.
Kampanya kapsamında son olarak İsveç, Güney Afrika, İspanya, İtalya ve Norveç’ten 12 avukatın yer aldığı “Tecride Karşı Uluslararası Hukukçular Delegasyonu” heyeti, Türkiye ve Kurdistan’da bir dizi ziyaret ve temaslarda bulundu. Delegasyonda yer alan Norveç Stavanger Barosu üyesi avukat Kjell Byrgfjeld, İmralı tecridi ve delegasyonun girişimlerine dair değerlendirmelerde bulundu.
TÜRKİYE’NİN İÇ YASALARINDAN KAYNAKLI
42 yıldır avukatlık yaptığını belirten Byrgfjeld, Norveç Anayasa Mahkemesi’ndeki davalara katılan bir avukat olarak Kürt sorunu ve tecride dair bilgi almak ve gözlemlerde bulunmak için Türkiye’ye geldiğini söyledi. PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit hakkında yakın zamanda bilgi sahibi olduğunu ifade eden Byrgfjeld, “Dürüst olmak gerekirse öncesinde tecrit durumundan haberdar değildim. Anladığım kadarıyla tecrit ve mutlak iletişimsizlik durumu Türkiye’nin iç yasalarından gücünü alıyor. Ancak uluslararası yasalara aykırı olan bu yasalar kaldırılmalı. Çünkü bu kabul edilemez bir durum” dedi.
‘TECRİT BİR ARAÇ’
PKK Liderine yönelik tecritle Kürt sorununun doğrudan bağlantılı olduğunu dile getiren Byrgfjeld, Kürt sorunu karşısında Kürt özgürlük hareketinin yürüttüğü mücadeleyi ise Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkı çerçevesinde ele aldığını vurguladı. Byrgfjeld, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürt sorununu uluslararası alanda da Norveç’te de gündeme gelen bir konu. Aynı zamanda Norveç’te de üzerinde durduğumuz ve konu hakkında Kürt dostlarımızla temasta olduğumuz bir alan. Kürt sorunu aynı zamanda Ortadoğu’da çözülmesi zor bir denklemin de parçası. Kürtler için talep edilen bağımsızlık ya da özerklik durumunu elbette dönem dönem düşünüyor ve bu durumu Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkı çerçevesinde değerlendiriyorum. Tecrit ile bağlantılı olarak da burada fark etmek gerekir ki tecridin kendisi var olan politik hareketi kısıtlamak için kullanılan bir araç.”
‘DÜNYA GÜNDEMİNE TAŞIMAK KAÇINILMAZ’
Byrgfjeld, İmralı tecridi başta olmak üzere Türkiye ziyaretinde gözlemlediği tüm hak ihlallerini ülkesinde gündeme getireceklerinin altını çizerek, “Özellikle avukatlarla olan ilişkilerimizi kullanacağız. Avukatların perspektifinden bakarsak bu kabul edilemez bir durum. Bu açıdan bunu dünya gündemine taşımak kaçınılmaz. Norveç Barosu ile de raporlama faaliyetleri için temaslarda bulunacağım” diye konuştu.
MA / İbrahim Irmak