ÊLIH - Êlih'te Hizbulkontra'nın eşini katlettiği Sultan Acar, "Bugün 'biz o dönemde sivilleri öldürmedik' diyorlar. Hem öldürdüler hem de kaybettiler. Onları asla affetmeyeceğiz” dedi.
Domuz bağları, işkence, satırlı ve kezzaplı saldırılarla hafızalarda yer edinen Hizbullah’ın siyasi kanadı olarak ortaya çıkan Hür Dava Partisi, birçok merkezde Hizbulkontra davalarında yargılanan ya da bu davaların avukatlığını üstlenen isimlerle seçimlere hazırlanıyor. 14 Mayıs 2023 seçimlerinde AKP-MHP ile ittifak kuran ve "devlet projesi" olduğu açıklanan partinin çalışmalarına iktidar medyasının ilgisi dikkat çekiyor. İktidar medyası, Kürt kimliği ve Kürtçe propaganda üzerinden partinin özellikle Kurdistan'da aday gösterdiği isimleri ekranlarından düşürmüyor.
İktidar cenahından Hür Dava Partisi'ne dönük "ilgi", 90'lı yıllarda Hizbulkontra'nın Kurdistan kentlerinde işlediği cinayetleri unutturma çabaları olarak yorumlanıyor. Hizbulkontro'nın aktif olduğu ve çok sayıda kişiyi katlettiği Êlih'te yakınlarını yitirenlerin aileleri de bu görüştü.
İFTARA 5 KALA KATLEDİLDİ
Hizbulkontra'nın katlettiği isimlerden biri de Abdurrahman Acar. 1962 doğumlu 4 çocuk babası Abdurrahman Acar, Êlih’te işlettiği kıraathaneyi Halkın Emek Partisi (HEP) partisi lokali olarak kullandırıyordu. Sarışın olmasından kaynaklı kendisine “Bozo” denilen Acar, 23 Mart 1993’te iftara 5 dakika kala eski Midyat Garajı’nda yüzlerce kişinin arasında kimliği belirsiz bir kişi tarafından katledildi. Üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen failler bulunmazken, olayda sık sık Hizbulkontra'nın parmağına işaret edildi.
'TEK SUÇLARI YURTSEVER OLMALARIYDI'
Katledilen eşinin mezarı başında “Senin mücadele bayrağını devir aldım, asla bırakmam” sözü veren Sultan Acar, yaşanan olaydan bu yana Kürt siyasi partilerinin içerisinde aktif bir şekilde çalışma yürütüyor. Şuan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Merkez İlçe Eşbaşkanı olan Acar, eşinin 90'lı yıllarda birçok kez tehdit edildiğini söyledi. Eşinin tehditlere boyun eğmediğini kaydeden Acar, "Eşim her eve geldiğinde bir arkadaşının ya da bir esnafın katledildiğini söylüyordu. Bunların suçu günahı yoktu. Tek suçları yurtsever insanlar olmalarıydı. Kürt olmalarıydı. Kürdistanı sevmeleriydi. Eşim çok iyi bir insandı. Bir karıncayı bile ezmez, bir sineği bile öldürmezdi. Batman o dönemlerde boşaltılıyordu. Millet bırakıp kaçıyordu. Ben eşime 'biz de gidelim' dedim. Ancak ‘Ben Batman'ı bırakıp nereye giderim’ şeklinde yanıt verdi" diye konuştu.
'AFFETMEYİZ'
O günün acısı ve öfkesinin halen diri olduğunu vurgulayan Acar, "Bugün kalkıp diyorlar ki 'biz o dönemde sivilleri öldürmedik.' Hem öldürdüler, hem de kaybettiler. Şuan binlerce insanımız halen kayıp. Biz onları asla affetmeyeceğiz. Ben kendim asla affetmem, ben etsem çocuğum etmez, oğlum etse torunum etmez” dedi.
Eşinin mücadele bayrağını devir aldığını belirten Acar, "Eşim şehit edildiğinde oğlum okula gidiyordu. O zamanlar oğlumu da katlederler diye korkuyordum. Çünkü çocuklara bile acımıyorlardı. Gençleri öldürüyorlardı. Kız öğrencilerin üzerlerine asit döküyorlardı kolları çıplak diye. 90’dan 95’li yıllara kadar Batman'ı cehenneme çevirdiler. Eşimin mezarına gittik, caminin önünden geçerken bize taş attılar. Bize, 'Siz Müslüman değilsiniz’ dediler. Sırf 10 yaşındaki kızımın başı açıktır diye bize demediklerini bırakmadılar" sözleriyle yaşananları anlattı.
BİRLİK ÇAĞRISI
Kürtlere dönük çok yönlü saldırıların olduğunu kaydeden Acar, "Halkımızdan birlik olmasını istiyoruz. 90’lı yıllara dönülsün istemiyorum. Hiçbir insanın kanı dökülmesin istiyorum. Güçlü bir siyasetle, birlik olarak karşılarına çıkalım. Eşim katledildikten sonra herhangi bir kişi tutuklanmadı. Hatta gecen yıllarda Erdoğan birkaç tetikçiyi serbest bıraktı. Onların elinde birçok arkadaşımızın kanı var. Bugün de Hür Dava Partisi eliyle bir şeyler yapmak istiyorlar. İşleri onlarla bitene kadar onlar kullanırlar. Çünkü devlet sisteminin amacı budur. İşleri bitince de onları karşılarına alacaklar” ifadelerini kullandı.
MA / Fethi Balaman